Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Dün oynanan Hoffenheim-Bayern Münih maçında futbol adına hem çok çirkin hem de çok güzel anlar birlikte yaşandı.

        Bu garip cümlenin ne anlama geldiğini gelin izah edeyim.

        Maçın 77. dakikasında, Bayern Münih deplasmanda 6-0 önde iken hakem tribündeki bir pankartı işaret ederek oyunu durdurdu.

        Misafir takım Bayern’in taraftarlarının oturduğu tribündeki pankartta Hoffenheim’in yatırımcısı Dietmar Hoff ‘a ağır küfürler vardı.

        15 milyar avroluk servetiyle Almanya’nın en zenginlerinden biri olan Dietmar Hopp 1970’lerin başında IBM’den ayrılarak SAP adlı yazılım şirketini kurarak milyarder olmuş 79 yaşında bir yatırımcı.

        Bayern Münihli taraftarlar bu yaşlı başlı adama ana avrat giden bir pankartı tribüne asmıştı.

        Hakem de bunu görür görmez oyunu durdurdu.

        Bayern Münihli futbolcular ve teknik direktör Flick hemen o tribüne gittiler ve pankartın indirilmesini talep ettiler.

        Taraftar kulak asmadı.

        Bunun üzerine hakem Dingert her iki takım oyuncularını soyunma odasına gönderdi ve pankart indirilmeden maçı başlatmayacağını ve belirlediği sürede pankart inmezse maçı tatil edeceğini söyledi.

        Bu aynı zamanda Bayern Münih’in 6-0 kazanmak üzere olduğu maçı hükmen kaybetmesi anlamına da gelecekti.

        Bu karara Bayernli futbolcu ve yöneticiler tepki göstermek bir yana destek verdiler.

        Birkaç dakika sonra pankart indirildi ve takımlar sahaya döndüler.

        Ve maçın kalan 13 dakikası boyunca taraftarları protesto etmek için futbol oynamayarak iki takım aralarında pas yaptılar.

        Futbolcuların bu protestosuna başta Bayern Münih Başkanı Karl-Heinz Rummenigge olmak üzere her iki takım yöneticileri de alkışlarla destek verdiler.

        Maç sonunda da Rummenigge ekrana çıkıp “Bu ahmaklardan utanç duyuyoruz. Futbolda ne yazık ki böyle reziller var ve biz bu rezillerle mücadele etmek zorundayız. Rakip takımdan özür diliyorum. Rakip takım başkanından bizzat gidip özür diledim. Takım olarak özür diliyoruz” dedi.

        Bunu niye anlatıyorum biliyor musunuz?

        Bizdeki “Taraftar yalakası” başkanlar duysun diye.

        Taraftar önemlidir ve değerlidir ama futbolun, sportmenliğin değerini bilen taraftar önemlidir.

        Tribündeki herkese hakaret etmeyi taraftarlık zanneden serseri ordusu taraftar değildir.

        Başkanların görevi de onları değil sportmenliği korumaktır.

        Aynı olay bizde olsa hakem maçı tatil edeceğini söylediği anda önde olan takımın yöneticileri hakeme saldırırdı.

        Maç sonunda ise bu rezilliği yapan taraftarların tuttuğu kulüben başkanı “Tribündeki üç beş taraftar bizi temsil etmez” gibi abuk sabuk bir demeç verirdi.

        Kimse kimseden özür dilemezdi.

        O yüzden futbol 11’er kişilik iki takım tarafından oynanan ve sonunda Almanların kazandığı bir oyun olarak bilinir.

        O yüzden Heysel faciasından sonra kendi başkanı tarafından Avrupa Kupaları’ndan 5 yıl süreyle çekilen İngiliz futbolu bugün dünyanın en keyif veren, en temiz ligine dönüşmüştür.

        O yüzden Türkiye ligleri giderek kötüleşen giderek çirkefe bulaşan ve giderek değer kaybeden bir lig halindedir.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar