Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        “Hatırlarsanız bunlar futbolculara bir takım cezalar kestiler. Yaklaşık 20 milyon TL . Ve bunu da kulübe gelir yazdılar. Ancak bağımsız denetim şirketi KPMG bunu kabul etmedi. Bunun üzerine Dursun Özbek “Bu benim şahsi taahhüdümdür” dedi. Şimdi bunu ödemesi gerekecek. Bundan yalan dolan yönetim kurulu kararları alarak kurtulamaz. Bu kamuya, kanuna verilmiş bir taahhüt. “

        Galatasaray çok önemli bir seçim yaşadı. Özbek gitti, Mustafa Cengiz geldi. Şimdi futbolcuların o kadar alacağı var. Ekim ayının paraları ödenmemiş, bunların hepsi eski yönetime ait ve şimdi yoklar. Hiçbir şey yokmuş gibi normal hayata devam edecekler. Bu, rahatsız edici bir durum. Kulüp yöneticiliği böyle mi olmalı? Bu da bir çeşit tüyüp gitme değil mi?

        PAZARTESİ KULÜP BİNASINDA NELER YAPTIKLARI BELİRSİZ!

        - Tabii ki ‘Tüyüp gitmek’ diye buna denir. Bir yönetim mazbatayı devredinceye kadar yönetimdedir. Ama bakın bunlar seçim gecesi salondan kaçtılar ve Kayseri maçına bile gitmediler. Yapılması gereken işleri durdurdular. Pazartesi günü kulüp binasında neler yaptıkları ise belirsiz. Hangi belgeler tahrif edildi, hangi geçersiz kararlar alındı bilmiyoruz. Öğreneceğiz. SPK’ya vermeleri gereken raporu seçim öncesinde vermediler. Orada neler var, bilmiyoruz. Sakladılar. Ama her şeyden tüyse, tüyemeyeceği bir şey var Özbek kardeşlerin.

        - Nedir o?

        - Hatırlarsanız bunlar futbolculara bir takım cezalar kestiler. Yaklaşık 20 milyon TL. Ve bunu da kulübe gelir yazdılar. Ancak bağımsız denetim şirketi KPMG bunu kabul etmedi. Bunun üzerine Dursun Özbek “Bu benim şahsi taahhüdümdür” dedi. Şimdi bunu ödemesi gerekecek. Bundan yalan dolan yönetim kurulu kararları alarak kurtulamaz. Bu kamuya, kanuna verilmiş bir taahhüt. “Oteli kimse kiralamazsa ben yıllık 5 milyona kiralarım” demişti ama bunu yapmadı. Tüydü. Fakat bu söylediğim şeyden dönemez. Bu parayı seve seve ödeyecek. 2,5 yıl Galatasaray’ı kullanmanın bedeli olarak düşünsün bunu.

        ‘İYİ GALATASARAYLI’ LİSELİLER, DURUMA EL KOYDU

        - Diyorlar ki; ‘Liseliler yenildi’ ama Cengiz’i seçtirenler yine liseli bunu anlatabilir misiniz?

        - Anlattığım bu zaten. Bunların önemli bir bölümü liseli ama hiç biri liseyi temsil edecek kapasitede değil. Sokağa çıksalar bunları tanıyan olmaz. Ne iş hayatında, ne sosyal hayatta Galatasaray dışında yoklar ve ağızlarında sürekli bir “Lise” lafı. Oysa binlerce liseli var ve bunlara asla prim vermeyen liseliler bunlar. Çünkü bunların derdi Galatasaray değil, kendileri. Ve Galatasaray’ı bir spor kulübü olarak gören, evrensel başarı isteyen “Düzgün” liseliler bunlardan haz etmez. Sonunda bu ‘İyi Galatasaraylı’ liseliler duruma el koydu. Bunlara ‘yeter’ dediler ve Mustafa Cengiz’i koltuğa oturttular. Kulüpte 4 bin kadar liseli üye vardır. Bunların en az 2500-3000’i bu menfaat grubu gibi düşünmez. Ama bunların işi gücü olduğu için bunlar gibi organize değillerdir. Fakat bu sefer kendi kendilerine organize olup tepkilerini gösterdiler.

        ÖZBEK’İN VERDİĞİ ZARARA, ÇIKARLARI İÇİN GÖZ YUMDULAR

        - Dursun Özbek niye böyle bir harakiri yaptı? Onu kim ikna etti?

        - Dursun Özbek, Galatasaray tarihine çok kötü geçecek bir başkandı zaten. Yaptıklarını ve seçimi kaybettikten sonra yapmaya devam ettiklerini, yapmaya çalıştıklarını anlatmak istemiyorum, Galatasaray’a ayıp olmasın diye. Ama gerekirse bir gün bunlar da anlatılır. Bunlar Özbek’in bilgisizliğinden, ilkesizliğinden yararlanacaklarını zannettiler. Dursun Özbek’in kendilerini kullandığını bile anlayamadılar. Özbek, Galatasaray’a büyük zararlar verdi, bunlar ise kendi çıkarları için buna göz yumdular ve Özbek devam etsin istediler. Camiadaki hoşnutsuzluğu da bildikleri ve mayıstaki bir seçimi kazanmalarının imkânsız olduğunu anladıkları için de baskın bir seçimle işi bitirmek istediler. Ama kendilerini bitirdiler. İkna edenlerin kulüpte çalışan bir iki profesyonel ve Özbek’in akıl hocası konumundaki birkaç kişi olduğunu biliyorum.

        ***********

        DURSUN ÖZBEK 4 TEMEL HATA YAPTI

        - Özbek neden kaybetti? Yaptığı en büyük hata neydi?

        - Kaybetmesinin en önemli nedeni 2,5 yılda yaptıkları. Kötü bir yönetim, sürekli doğru olmayan şeyler söylemesi, zaten kendisini bitirmişti. Ama buna rağmen kazanabilirdi. Fakat layık olmadığı bir koltukta oturduğu için ayağına dolandı. Dört temel hata yaptı:

        1- Kendisini uyarmak için imza toplayanlara “Tüydüler” dedi. Bu imzacıları tatillerini bırakıp kongreye getirdi. Albayrak’a ‘Görev önerdim’ dedi. Önermediği ve bir kez daha gerçek dışı konuştuğu anlaşıldı.

        2- Galatasaraylı olup olmadığı dahi tartışmalı birini, Serdar Güzelaydın’ı yağmadan mal kaçırır gibi seçime birkaç gün kala Sportif A.Ş. yönetimine atadı. Bu, büyük tepki topladı.

        3- Galatasaray’ı ve Galatasaraylılar’ı para pul işleriyle tehdit edip korkutmaya çalıştı. Hiçbir başkanın cüret etmediği şekilde “Ben yoksam Galatasaray yok” noktasına taşımaya çalıştı.

        4- Ve tabii bir de niye seçime gittiğini kimse anlamadı. Çünkü yönetimini değiştirmedi. Sadece Alper Narman’ı çıkardı. Güçlü isimler almadı. Belirli dönemlerin esiri oldu.

        ***********

        BİR DAHA ADAY OLURSA ÖYLE ŞEYLER ORTAYA DÖKÜLÜR Kİ!

        - Sizce Dursun Bey bir daha seçime girebilir mi?

        - Tadını aldı bir kere. Girmek isteyecektir. Mustafa Cengiz Bey, Galatasaray’ın ortak aklını devreye sokarsa, Galatasaray’ın ilkelerini yeniden hayata geçirmeyi başarırsa, Dursun Özbek gibiler bir daha bu işlere tevessül edemezler. Dursun Özbek özelinde konuşursak, umarım böyle bir şeyi aklından geçirmez. Çünkü eğer geçirirse öyle şeyler ortaya dökülür ki, bir daha değil Galatasaray’a başkan olmak, sokakta yürümeyecek hale gelir.

        ***********

        ‘ÖZBEKÇİ MEDYA’ DA KAYBETTİ

        - Seçimden hemen hemen hiç kimsenin beklemediği bir sonuç çıktı. Mustafa Cengiz’in seçimi kazanması ne anlam ifade ediyor?

        - Hiç kimsenin demesek daha iyi olur. Türk spor medyasının beklemediği bir sonuç diyelim bence. Sizi tenzih ederim ama Dursun Özbek’in her nedense kuyruğuna takılmış spor basınımız, Mustafa Cengiz’e hiç şans tanımadığı gibi, bir şansı da olmasın diye adaylık döneminde ve seçim sürecinde Cengiz’e hiç yer vermedi. Çünkü onlara göre nasılsa Özbek kazanacaktı ve Özbek’le iyi geçinmek gerekiyordu. 2 yılı aşkın süre boyunca Özbek’in tüm hatalarını görmezden gelen medya, seçim sürecinde de Özbek’in rakibini görmezden geldi. Ama Özbek’le birlikte “Özbekçi Medya” da kaybetti. Galatasaray içinse Özbek’in seçimi kaybetmesi, Özhan Canaydın’ın kurduğu bir dönemin de sonudur. Galatasaray’da organize bir grup olarak hareket eden ama Galatasaray’ı gerçek anlamda çok da düşünmeyen bir grup vardı. Bunlar bizim kontrolümüzde olsun da ne olursa olsun isterse 2. kümeye düşsün, isterse tüm branşlarda rezil olsun diye düşünen dar ama organize bir grup vardı. Bunlar 2000 yılında Faruk Süren’in istifaya zorlanmasından başlayarak kulüpte belirli bir etkinlik kurdular. Bunlara karşı ilk çıkış Cansun yönetimidir ama uzun sürmedi. Sonrasında Özhan Canaydın geldi ve bunlar iyice kendilerini güçlü zannetmeye başladılar. Özbek’i şapkadan çıkaran da bunlardı. Ve en sonunda gerçek Galatasaraylılar bu güruha “Durun bakalım” dedi.

        ***********

        DERİN G.SARAY YOK ‘G.SARAY AKLI’ VAR

        - Galatasaray’da ‘Derin Galatasaray’ diye bir yapı var mı?

        - Galatasaray’da ‘Derin Galatasaray’ diye bir şey olmaz, olamaz. Ama ‘Galatasaray Aklı’ diye bir şey vardır ve gerekli hallerde bu devreye girer. Galatasaray’ı Avrupa’nın en büyük kulüpleri arasına sokan, en zor zamanlarında bile rakiplerinden daha fazla şampiyon yapan akıldır bu. Derin bir akıldır. Büyük bir kültürdür. 150 yıllık bir birikimdir. Bu birikimle harmanlanmış 115 yıllık bir spor kulübüdür.

        ***********

        İYİ YÖNETİRSE DEVAM EDER

        - Mayıs ayında ne olur? Mustafa Cengiz ile devam edilir mi yoksa yeni bir aday çıkar mı?

        - Bu 4 ay kritik. Mustafa Cengiz iyi bir yönetim sergilerse, Galatasaray camiası elbette ki ona bir 3 yıl daha tanır. Kötü yönetirse o zaman şansını kaybeder. Her halükarda çok adaylı bir seçim olur. Galatasaray’a yakışan da budur. Centilmence bir yarış.

        ***********

        CENGİZ’İN ÖNCE UEFA’YI İKNA ETMESİ GEREKİYOR

        - Mustafa Cengiz’in ilk işi ne olmalı? Futbolculara ödenmeyen paralar nasıl bulunacak? Dursun Özbek’in alacakları ve UEFA ile sorunlar var. Bunlar nasıl çözülecek?

        - İlk işi diye bir şey yok. 4 ay göz açıp kapayıncaya kadar geçer. Her iş, ilk iş. Dursun Özbek, UEFA’ya verdiği sözleri tutmadı ve UEFA heyeti geliyor bu hafta. Mustafa Cengiz, sorumlusu olmadığı bir dönemin hesabını verecek. UEFA’nın anlayışlı olup bir süre vermesi lazım. Geçen hafta Galatasaray’la ilgili bazı konular UEFA tarafından masaya yatırılmıştı ve Özbek yönetiminin rezaletleri UEFA’nın bilgisi dahilindeydi... Öncelikle UEFA’nın iknası gerekiyor. Buna başaracaktır. Aynı anda parasal sorunların çözülmesi gerekiyor. Özbek, seçimi kaybedince mali açıdan kulübü zora sokacak bazı işler yapmaya çalıştı. Bunların durdurulması lazım. Sportif A.Ş. yönetiminin Özbek kardeşlerden ve Serdar Güzelaydın gibi isimlerden temizlenmesi, buraya Albayrak gibi, Elmas gibi isimlerin hemen gelmesi lazım ve bunun SPK kurallarına uygun biçimde fakat hızlıca halledilmesi gerek. Özbek’in berbat ettiği Riva ve Florya Projeleri’nin yeniden ele alınması ve burada Özbek’in verdiği hasarın düzeltilmesi, söylediği gerçek dışı şeylerin ortaya çıkması lazım. Özbek’in Emlak Konut ile yaptığı ve herkesten gizlediği sözleşmenin gün ışığına çıkması lazım. Lazım olan çok şey var.

        ***********

        TOPA GİRMEK ZORUNDA HİSSETTİM VE GOL OLDU

        - Fatih Altaylı olarak bu seçimde çok etkin rol oynadınız. Hatta çoğu kişi bu seçimin Galatasaray’da asıl kazananın siz olduğunu söylüyor. Normalde topa çok sert girmezdiniz. Ama bu sefer ne oldu? Altaylı bu sefer topa neden sert girdi?

        - Ben seçimde etkin bir rol oynamadım. Her iyi Galatasaraylı’nın, menfaat peşinde koşmayan Galatasaraylılar hangi rolü oynuyorsa ben de o rolü oynadım. Bu seçimin kazananı Galatasaray oldu. Nasıl bir tehlikeden, nasıl birinden kurtulduğumuzu zamanla daha iyi anlayacak herkes. Topa sert girdiniz demenizi yadırgadım. Ben Galatasaray’ın bu işlerinden 1990’lardan sonra hep uzak durdum. Sadece 2001 yılında Cem Uzan, kulübü ele geçirmeye çalıştığı zaman sizin tabirinizle topa girdim. Bir de bu seçimde. Niyesini anlatayım. Dursun Özbek tehlikesine karşı en ciddi uyarıları ben yaptım. O da beni kulüpten atmaya çalıştı. Camia bana sahip çıktı. Çünkü söylediklerimin doğru ama biraz sertçe söylenmiş olduğunu biliyorlardı. Ve benim bir sözüm vardı. “Bu Özbek’in karşısına kimse çıkmazsa ben çıkarım” diye. Çünkü Galatasaray’ı çok kötü bir yere, kendi ajandasındaki karanlık hesaplara doğru sürüklüyordu. Mustafa Cengiz çıkınca benim çıkmama gerek kalmadı Allah’tan. Ama Galatasaray’ı Özbek’ten kurtaracak birine destek olmak her iyi Galatasaraylı gibi benim de vazifemdi. O yüzden topa girmek zorunda hissettim kendimi. İyi de oldu. Gol oldu.

        ***********

        TUDOR OLSAYDI MAÇI ALAMAZDI

        - Gündem gereği sorular hep Galatasaray üzerine oldu. Peki, Kayseri maçı için neler söyleyeceksiniz?

        - İlk 35 dakika çok iyiydi. Sonra birden durdu takım. Kayseri’nin taktik anlayışını değiştirmesi de bunda etkili oldu. Çok zor bir deplasmandı ve 2 puan kaybedilmesi anormal olmazdı. Fakat Kayserispor kötü başlayınca Galatasaray rahatladı. 2. yarıda çok zora düştü ama yenilmedi. Son dakika golüyle de rahatladı. Terim farkı. Tudor olsaydı bu maçı alması mümkün değildi.

        - Abdurrahim Albayrak ya da Burak Elmas, Florya’ya gidecek mi? Albayrak ile Terim’in arasının çok sıcak olmadığı biliniyor. Bu işi çözecek misiniz?

        - Nereye gideceklerini ben bilemem. Florya, tüm Galatasaraylılara açık. İsterseniz kalkın şimdi beraber biz de gidelim. Benim kanaatim odur ki, Abdurrahim Albayrak ve Burak Elmas, Sportif A.Ş.’de daha büyük resimle ilgileneceklerdir. Çünkü çok sorun var. Florlya’ya elbette giderler fakat işleri Florya’da olmaz. Olmamalı.

        Albayrak ile Terim’in arasının sıcak olmadığını ise ben sizden duyuyorum. Bununla ilgili bir bilgim yok. Ama bildiğim şudur. Abdurrahim Albayrak’ın kimseyle arası kötü olamaz. İyi insandır, alçakgönüllüdür, yapıcıdır. Dediğiniz gibi bir sorun var ise eğer o da çözülür. Sonuç olarak iki iyi Galatasaraylı’dan bahsediyoruz.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar