Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        “G.Saray’da asıl gitmesi gereken yönetimdir, başkandır. G.Saray’ı kardeşiyle birlikte aile şirketine çeviren ve batağa sürükleyen başkan gitmelidir. Tudor’la devam etmek hataydı. Seçimde Dursun Özbek’le devam etmek daha büyük hata olacak”

        - İlk soru tabii ki G.Saray... Tudor gitmeli mi kalmalı mı? Gidecekse neden?

        Bu sorunuza yanıt vereceğim ama önce elimi öpmeniz gerekiyor. Sezon başında Galatasaray size göre fırtına gibi eserken, bu işin Tudor’la yürümeyeceğini Türk basınında söyleyen tek kişi bendim ve sizler de bunu yazıyordunuz ama bir yandan da bana bıyık altından gülüyordunuz. Şimdi kimin haklı olduğu ortaya çıkıyor. Keza G.Saray zorlu maçların arifesindeyken ben sizlere 4 önemli maçtan en fazla üç puan alabileceğini söylemiştim hatırlarsanız. Şu anda o bile güç görünüyor. Sezonun 2. maçında size Galatasaray’ın coşkuyla oynadığını ama taktik anlamda hiç bir planı olmadığını, bu coşkunun durdurulabilir olduğunu da anlattım hep. Galatasaray kötüye gidişin en net sinyalini Kasımpaşa maçında verdi ve bir daha da düzelemedi. Geçen hafta da çift santrforla oynamanın Galatasaray’ı Başakşehir karşısında çok zor duruma düşüreceğini söyledim ve haklı çıktım yine. Galatasaray’da Tudor gitmeli mi gitmemeli mi ayrı konu, Galatasaray’da asıl gitmesi gereken yönetimdir, başkandır. Galatasaray’ı kardeşiyle birlikte aile şirketine çeviren ve batağa sürükleyen başkan gitmelidir. Sonuç olarak Tudor oraya kendi başına karar verip gelip oturmadı. Onu oraya getiren bir otorite, bir yetkili var. ‘Özbek Brothers’ var. Sezon başında Tudor’la devam etmek hataydı. Bu yıl sonunda yapılacak seçimde Dursun Özbek’le devam etmek daha büyük hata olacak onu da söyleyeyim.

        FUTBOLCULAR DA SÜTTEN ÇIKMIŞ AK KAŞIK DEĞİL

        Ama şunu da söylemem lazım. Tamam Tudor kötü ve bunu ilk söyleyen de, hep söyleyen de benim fakat takımın kimyası bozuk ona ne demeli! Böyle bir kadro Tudor ne derse desin 5 yemez kardeşim. Bu kadar tecrübeli, pahalı oyuncular Tudor’a rağmen saha içinde organize olup, en azından daha makul bir yenilgi alacak kapasitededir. Bu sonuca göre futbolcuların da sütten çıkmış ak kaşık olmadığı aşikar.

        AYHAN’IN YERİNE YARDIMCI ŞART

        - Bu farklı yenilgiden sonra G.Saray’da özet olarak ne yapılmalı?

        Tudor’un yanına iyi bir 2. adam koymalı. Takım mutsuzluk moduna geçmiş, bunu ortadan kaldıracak idari adımlar atılmalı. Oyunculara özgüven aşılanmalı, çünkü oyuncular iyi. Sergen mi olur, Hasan Şaş mı olur, oraya neşe, canlılık, takım ruhu ve futbol bilgisi katacak biri getirilmeli. Ayhan benim kardeşim, çok severim ama bu işi beceremedi. Tamam Ayhan 2. adam ama 1. adamın yetersiz olduğu yerde lider 2. adam parlar. Ayhan parlayamadı.

        5 GOL ATINCA SANDI Kİ KERAMET DİZİLİŞTE

        - Tudor’un büyük maçlardaki başarısızlığının nedeni nedir?

        Tudor’un büyük takım hocası olabilecek donanımda olmaması. Bunu baştan beri söylüyorum. Bilmiyor, bilmiyor, bilmiyor! Ne yapacağını, nasıl organize olacağını bilmiyor. Gençlerbirliği karşısında iki santrforla oynayıp 5 gol atınca sandı ki, keramet dizilişte. Ben bas bas bağırdım, diziliş yanlıştı ama Gençlerbirliği takım olmadığı için kazandık diye. Tudor vasatın altında bir teknik direktör. Takımı da elinden kaçırmış. Bizim gördüğümüz futbolcu görmüyor mu? Görüyor ve hocaya ne güveni kalıyor ne saygısı.

        BOSTAN KORKULUĞU GİBİ İZLİYOR

        - Başakşehir, Emre ve Mahmut gibi önemli eksiklere rağmen G.Saray’ı her hattıyla ezdi. Kötü oynamak anlaşılır ama bu kadar ezikliğe ve yetersizliğe sizin yorumunuz nedir?

        Benim dediğim de bu tam olarak. Tudor kötü ama ulan futbolcularda da bir karakter olur kardeşim. Bakarsın olmuyor, hocayı dinlemezsin. Bildiğin oyuna dönersin, hoca da iş iyi giderse susup oturur. Rakibin en önemli silahı Emre yok ve sen orta sahada üstünlük kurma şansı yakalamışsın bu sayede fakat sen orta sahada adam eksilterek orta saha üstünlüğünü yine Başakşehir’e veriyorsun. Bu hocalık mı? Ama sahada bir lider olsa, Hagi gibi bir adam olsa, oyuncu değiştirilmese bile hemen orta alana adam kaydırır, sen şuraya sen şuraya der ve zaafiyeti önler. Çünkü bunu yapacak kapasitede bir hoca yok ama takım yapar. Yapmıyor. Teslim oluyor hemen. Tudor denilen zavallı da yandan rezaleti izliyor. 25. dakikada organizasyonu değiştirmesi lazım ama yapamıyor. Bostan korkuluğu gibi izliyor.

        FATİH TERİM, BU YÖNETİMLE KEDİ-FARE GİBİ OYNAR

        - G.Saray taraftarı, Terim konusunda ikiye bölünmüş durumda. Siz ne düşünüyorsunuz?

        Eğer yarı yolda bir değişiklik yapılacaksa Terim en iyi alternatif elbette. Kimi getireceksin başka, kokainman bir Almanı mı? Ama Terim de bu yönetimle kedinin fareyle oynadığı gibi oynar. Terim, Canaydın döneminde de geldi, ne oldu? Şampiyon mu yaptı? Öncelik iyi bir yönetimde.

        - Terim’in gelmesi kendisine ve G.Saray’a zarar verir mi? Aynı suyla 4. kez yıkanılır mı?

        Galatasaray aynı nehirde üç kere yıkandı. İkisinde temizlendi, birinde çamura battı. Süren yönetiminde 4 şampiyonluk, bir Avrupa şampiyonluğu, Canaydın döneminde büyük paralar sıfır başarı. Aysal döneminde iki şampiyonluk. Terim aynı Terim. Fark yönetimlerde. Hepsinin ortak özelliği mali açıdan Galatasaray’ı zor duruma düşüren dönemler.

        BAŞAKŞEHİR’İN AVRUPA’DA YAPTIKLARI AYIP

        - Bu sonuçtan sonra G.Saray’ın başarısızlığının gündeme oturması Başakşehir’e haksızlık olmadı mı? Avcı ve Başakşehir için ne düşünüyorsunuz?

        2-0 bitseydi Başakşehir’in başarısı konuşulurdu elbette ama lider 5 yiyince, Adebayor, Türkiye’de 2 hat-trickini de Tudor’a karşı yapınca G.Saray’ın başarısızlığı ön plana çıktı. Başakşehir iyi takım, hoş takım ama Avrupa maçlarında yaptıkları da ayıp. Bu kadar da domestik bir takım olunmaz. Futbola ayıptır.

        GÜMÜŞDAĞ’IN ÜYELİĞİ ASKIYA ALINMALI

        - Göksel Gümüşdağ’ın maç sonunda tribündeki sevinci Galatasaraylılar tarafından büyük tepki çekti ve hatta kongre üyeliğinden atılması isteniyor. Siz ne düşünüyorsunuz?

        Gümüşdağ’ın bir dediği bir dediğini tutmaz. Kasımpaşa’ya yenildiğimiz zaman sevindi, dedi ki, yalandı. O yalanı kimin uydurduğunu da biliyorum. Peki şimdi Göksel Gümüşdağ için ne diyeceksiniz? Galatasaray’ın tüzüğünde eskiden rakip; bir takımın yöneticisi ve hatta üyesi olmak bile üyelikten çıkarılma nedeniydi. Mehmet Helvacı’nın hazırladığı saçma sapan tüzükte bu konuda bir madde var mı, bilmiyorum ama en azından Göksel Gümüşdağ’ın üyeliğinin askıya alınması gerekir diye düşünürüm.

        *************

        NAİM SPORUN YORDUĞU BEDENİNİ KORUYAMADI

        - Türkiye bu hafta Naim Süleymanoğlu gibi çok büyük bir spor efsanesine ağladı...

        Son yıllarda pek görüşmemiş olsak da Naim’le Türkiye’ye geldiği günlerden kalan bir tanışıklığımız vardı. Şahane bir adamdı. Kafa dengi, alçakgönüllü. Sert bir kişilikti ama çok değişik bir yumuşak tarafı da vardı. Sert ama insancıldı. Çok etki altında kalırdı bazen. Türkiye ile ilgili görüşlerimiz çok benzeşirdi. Muazzam bir vatanseverdi, beklemediğiniz derecede kültürlü bir adamdı. Ama kendine hiç bakmadı. Halter çok ağır bir spor ve haltercilerin aktif sporu bıraktıktan sonra çok ama çok dikkatli yaşaması gerekiyor. Naim bunu hiç takmadı. Sporu bir bıraktı, pir bıraktı. Kendine hiç bakmadı. Herkes çok alkolden öldüğünü zannediyor. Hayır o yüzden ölmedi. Ağır spordan sonra gerekli özeni göstermediği için çok erken kaybettik Naim’i. Sporun yorduğu bedenini, korumadığı için öldü. Asla unutulmayacak. Rahmetli Özal, Naim’i olimpiyatlarda Türkiye adına yarıştırabilmek için Bulgarlar’a o zaman için epey bir para ödemişti örtülü ödenekten. Naim o paranın karşılığını milyon kere geri ödedi bu Türkiye’ye. Ve halterde Türk ekolünü başlattı.

        *************

        HAKEMLERE RAĞMEN MAÇLAR ÇOK GÜZEL OLUYOR

        - Beşiktaş berabere kaldı, F.Bahçe 4 gol atıp galip geldi, Trabzon son saniye penaltısıyla maçı aldı. Ligin geleceği için neler söyleyeceksiniz?

        Trabzonspor’un, Osmanlıspor ile oynadığı maç çok güzel bir maçtı. Keyifle izledim. Hatta İngiltere Ligi’nden bir maç izleyecektim, Trabzon maçını bırakamadım. Takıldım kaldım. Ligin kalitesi bu sene bayağı iyi. Çok güzel maçlar oynanıyor. Hakemlere rağmen iyi maçlar izliyoruz. Lige yakışmayan şey spor basını. Tam anlamıyla skor basını olmuş. Aykut Kocaman tu kaka, bir galibiyet her şey unutuluyor. Tudor kahraman, süper hoca sonra bir mağlubiyet her şey sıfırlanıyor. Mesela kimse Aykut’a “Yahu bu Saldado niye oynamadı bunca hafta?” demiyor. Kazanmak her şeyi örtüyor. Fenerbahçe kazandı ama bakalım bu ne kadar sürecek? Bir bekleyelim. Bakalım Aykut’un egosu daha neler yapacak görelim. Yine de lig keyifli.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar