Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Eylül ayı tüm dünyada sanat takviminin başlangıcı. Haziran’da Art Basel’in sona ermesiyle yaz molası veren majör etkinlikler, geçtiğimiz hafta İstanbul ve Berlin Sanat Haftası’yla başladı. Uzun süredir bu denli yoğun bir sanat haftası yaşanmamıştı. Öncelikle iki yeni müze kazandık geçtiğimiz hafta: Arter ve Eskişehir Odunpazarı Modern Müze. Üçüncü olarak, MSGÜ İstanbul Resim ve Heykel Müzesi, sekiz yılın ardından yeniden kapılarını açtı.

        Contemporary İstanbul bugün sona eriyor, 16. İstanbul Bienali ise dün halka açıldı. Bienal, Pera Müzesi ve Büyükada'nın yanı sıra, İstanbul Resim ve Heykel Müzesi'nin Tophane'deki yeni binasında. Galerilerin yeni sergi programları birbirinden iddialı.

        Sonbahar ajandanızda yer vermenizi önerdiğim sergiler:

        Küratörlüğünü Károly Aliotti’nin üstlendiği ‘İçimdeki Çocuk’, Ömer Koç’un kişisel koleksiyonundan yeni bir seçki sunuyor. 17 Eylül’de halka açılacak sergide, Pablo Picasso, Andy Warhol, Mona Hatoum, Patricia Piccinini, Sam Taylor-Wood’un aralarında bulunduğu uluslararası sanatçıların yanı sıra Mehmet Ali Uysal, İrfan Önürmen, Yaşam Şaşmazer, Taner Ceylan, Hale Tenger, Seyhun Topuz’un eserleri yer alıyor. Picasso’nun 1928 imzalı ‘Tête’ tablosundan, Ahmet Doğu İpek ve Hakan Demirel’e ait mekana özgü enstalasyona; ‘Anonim’ zürafadan, Antoine de Saint Exupery’e ait orjinal Küçük Prens suluboya çalışmalarına - yapıtların tümü birbirinden etkileyici. Köşkün iki katına yayılan sergi, köşkün bahçesindeki heykel seçkisiyle devam ediyor.

        *

        Yapı Kredi, 75. yılını kutladığı sergiler kapsamında Halil Altındere’nin kişisel sergisi ‘Abrakadabra’ya ev sahipliği yapıyor. Altındere’nin gerçeklik ve hayal dünyası arasındaki sınırları sorguladığı sergide, sanatçı sihirbaz, eserler sihir malzemesi, sergi alanı ise sahne olarak kurgulanmış. Sanatçının hiper-realistik heykelleri, bronz işleri ve enstalasyon çalışmalarının bulunduğu 20’den fazla eser yer alıyor.

        Bill Viola – Geçici | Borusan Contemporary | 14 Eylül 2019–13 Eylül 2020

        Medya sanatının öncü isimlerinden Bill Viola, ‘Geçici’ sergisinde insan olmanın gizemini gelişen son teknolojik mecraları kullanarak ürettiği on yapıtıyla izleyiciye aktarıyor. Doğum, ölüm, korku, arzu gibi gerçeklikleri Zen Budizmi, Hıristiyanlık ve İslam sufizmini kullanarak Doğu ve Batı kültürleri arasında kurduğu köprü ışığında irdeleyen Viola, izleyiciyi mistik bir dünyaya çekiyor. Serginin küratörü Kathleen Forde.

        *

        Ayşe Erkmen’in Arter’in açılış programında yer alan Beyazımtırak sergisi, sanatçının 1970’lerden bugüne ürettiği yapıtlarından bir seçkiyle, sergiye özel ürettiği yeni işleri bir araya getiriyor. Küratörlüğünü Emre Baykal’ın üstlendiği sergi, Erkmen’in Türkiye’deki ilk kurumsal solo sergisi. Sanatçının kullandığı malzeme ve mecraların çeşitliliği, mekân ve zaman kavramlarını ele alışındaki ustalık, hayranlık uyandırıyor.

        *

        Altan Gürman Retrospektifi | Arter | 13 Eylül 2019–9 Şubat 2020

        Küratörlüğünü Başak Doğa Temür’ün üstlendiği Altan Gürman retrospektifi, 1976 yılında hayatını kaybeden sanatçının 11 yıllık üretimini bir araya getiriyor. Arter Koleksiyonu’ndan oluşturulan sergide, 39 yapıtın yanı sıra sanatçının arşivinden seçilen fotoğraf, eskiz, ders notu, obje ve dokümanlar yer alıyor.

        *

        Canan Tolon – Sen Söyle | İstanbul Modern | 6 Eylül 2019–2 Şubat 2020

        Küratörlüğünü Levent Çalıkoğlu’nun üstlendiği ‘Sen Söyle’, Canan Tolon’un 1980’li yıllardan günümüze uzanan sanatsal üretiminden bir kesit niteliğinde. Tolon’un sanatındaki dönüşüm ve gelişimini yansıtan, çizimden fotoğrafa, resimden yerleştirmeye önemli eserlerin yer aldığı sergide, sanatçının tarihte yerini almış ikonik çalışmalarının güncel yorumlamaları da yer alıyor. Doğa ve çevre, mimarlık ve kültür konularına ışık tutan sergi mutlaka görülmeli.

        Art On, küratöryel programı çerçevesinde “Parça Bütün” dizisinin ikinci sergisine ev sahipliği yapıyor. ‘Parça-bütün ilişkisi’ne odaklanan sergi, sanatçıların zihinsel ve pratik yaklaşımlarında gösterdiği farklılıklar ve ortaklıklar üzerinden yapıtların özgün karakterlerini incelemeyi öneriyor. Sanatçılar: Guido Casaretto, Canan Dağdelen, Şakir Gökçebağ, Nuri Kuzucan, Seçkin Pirim

        *

        Winter is Coming | Mebusan25 | 5 Eylül-5 Ekim 2019

        Merdiven Art Space’in hayata geçirdiği bir pop-up projesi olarak kurgulanan “Winter is Coming”, kentsel dönüşümün sıradaki adayı olarak yıkılacağı günü bekleyen, Meclisi Mebusan Cad. No: 25’te iddialı bir karma seçkiyi izleyiciyle buluşturuyor. Popüler kültürün ikonik mottolarından ‘Winter is Coming’ göndermesinin siyasi bağlama oturuşundan ilham alan sanatçılar; iktidar, çöküş, kontrol bağımlılığı ve kaybı gibi kavramları irdeliyor.

        *

        Meşher, Arter’in İstiklal Caddesi üzerindeki eski binasında yerini alan Vehbi Koç Vakfı’na ait yeni kültür ve sanat kurumu; Osmanlı Türkçesinde ‘sergi mekanı’ anlamına geliyor. Açılış sergisi, Messums Wiltshire işbirliği ile Catherine Milner küratörlüğünde çağdaş seramik çalışmalara odaklanıyor. Geçmişten günümüze anlatılan mitler, efsaneler ve masallardan ilham alan seçkide, köklü bir geleneğe sahip olan kil, 13 sanatçının yeni teknik ve yorumlamalarıyla karşımıza çıkıyor.

        *

        Erdoğan Zümrütoğlu – Tuz Zamanı | Pilevneli | 10 Eylül–27 Ekim 2019

        Erdoğan Zümrütoğlu‘nun son dönem işlerinden oluşan “Tuz Zamanı”nda dev tuvallerle birlikte sanatçının heykeltıraş bakış açısını belgeleyen kilden yapılmış özel bir enstalasyon bulunuyor.

        Sanatçının ne soyut ne de figüratif olarak tanımlanan tabloları, etkileyici fırça darbeleri, renk ve kompozisyon üçlüsüyle güçlü bir dışavurum örneği sergiliyor.

        *

        Daniel Arsham - Self Structure | Les Benjamins Nişantaşı | 12 Eylül-12 Ekim 2019

        Mosaic Art Foundation, Les Benjamins ile yapmış olduğu işbirliği ile sanatseverleri Amerikalı sanatçı Daniel Arsham’la buluşturuyor. “Self Structure” başlıklı pop-up sergi, Arsham’ın ‘geleceğin kalıntıları’ olarak nitelendirdiği eserlerinden bir seçki sunuyor. Volkanik külden yapılmış Air Jordan ayakkabı çiftinden, pembe selenit ve kuvars sırt çantasına, jeolojik malzemelerle üretilen bir dizi heykel geleceğin arkeolojik kazılarını günümüze taşıyor.

        *

        Elgi̇z Müzesi̇ | 21 Haziran-3 Kasım 2019

        Elgiz Müzesi, Elgiz Koleksiyonu’ndan yeni bir seçkiyi bir araya getiren “Varlığın İzdüşümü” ve 11. teras sergisi “Dünya’da Hayat Var mı?” olmak üzere iki sergiye ev sahipliği yapıyor. “Dünya’da Hayat Var mı?” çağdaş sanat heykellerini, toplumsal çevre sorunları etrafında buluştururken, “Varlığın İzdüşümü”, teras sergisine bireysel sorgulama öneren yeni seçkisiyle izleyicinin karşısına çıkıyor. “Varlığın İzdüşümü”nde farklı coğrafya ve zaman dilimlerinde benliğe dönen soyut eserler, geometrik formlarla birleşerek insan ve doğa ilişkisini irdeliyor.

        *

        Sözlük anlamı ‘ikamet eden kişi, bir yerin sakini’ olan ‘denizen’ terimi etrafında kurgulanan sergi, yer değiştirme, yer ve topluluk, bir topluluğun yerleşme ve yersizleşmesi temaları üzerine odaklanıyor.

        Leyla Gediz’e ait kâğıt, resim, asamblaj ve enstalasyon çalışmalarının yer aldığı seçkide, Sudanlı-Türk sanatçı Deniz Pasha’ya ait bir gravür de yer alıyor. Belirli günlerde, iki sanatçının ortak çalışması olan performans sanatı gösteriliyor.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar