Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Suriye rejimi, destekçileri Rusya ve İran ile birlikte muhaliflerin son kalesi İdlib’e büyük bir saldırıya hazırlanıyor. Türkiye ile sınır olan İdlib’de Birleşmiş Milletler’e (BM) göre üç milyonu aşkın sivil yaşıyor. İdlib’in 3 önemli bölgesi askeri açıdan El Kaide terör örgütünün Suriye’deki kolu El Nusra Cephesi’nin halefi, Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) örgütü tarafından kontrol ediliyor. Birleşmiş Milletler Suriye Özel Temsilcisi Steffan de Mistura örgütün yaklaşık 10 bin savaşçısı olduğunu söylerken içerideki kaynaklar HTŞ içinde bölünmelerin başladığını ve bu sayının 30 binin üzerinde olduğunu ifade ediyorlar.

        REKLAM

        BM ve Batılı hükümetler İdlib’e saldırı durumunda insani bir felaket yaşanabileceği konusunda uyarıyor ve yüzbinlerce insanın Türkiye sınırını aşmasından endişe ediyor. Öyle ki Almanya hükümeti Moskova’dan, Beşar Esad’a baskı kurması için ricada bulundu. Rusya ise sivillere kaçma imkanı sağlamak üzere koridorlar oluşturmaya çalışacağı iddiasında. Ancak Doğu Guta’da bunun kötü bir sınavı verilmişti. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo olası bir saldırının zaten tehlikeli olan ihtilafta gerilimi daha da artıracağını söylüyor. Krizin her yönü ile etkileyeceği en önemli ülke konumundaki Türkiye ise bir yandan Ankara-Tahran-Moskova ve AB üyesi 9 ülke nezdinde çözüm diplomasisi yürütüyor. Diğer taraftan da operasyonun gerçekleşmesi halinde İdlibli siviller için nerelerden geçiş koridorlarının oluşturulacağı Ankara’da masaya yatırılmış durumda. Zira Ankara için birinci öncelik kentteki siviller.

        HTŞ’DE KOPUŞLAR BAŞLADI

        Türkiye ise İdlib’e yönelik bir operasyon ihtimaline karşı son 39 gündür diplomasi trafiği yürütüyor, Batılı ülkeleri de bu dosyaya el atmaları için dahil etmeye çalışıyor ancak bu trafikte Türkiye’nin işi zor. Ankara’nın ‘siyasi sürece dahil olun’ telkinleri üzerine İdlib’deki gruplar konuyu kendi içinde tartışıyor ve Türkiye’ye olumlu sinyaller veriyorlar. Diğer taraftan HTŞ/el Nusra içinde kopuşlar da başlamış durumda. Bu da HTŞ komuta kademesi üzerinde, örgütü feshetmek hususundaki baskının artması anlamına geliyor. Sahadan gelen bilgiler hali hazırda oluşan baskılar nedeniyle HTŞ’nin yüzde 45’inin örgütü terk ettiği yönünde.

        ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffery'nin bu hafta içerisinde bölge devletlerine gerçekleştirdiği ziyaretler ile eş zamanlı olarak Paris de, Esad rejiminin uluslararası gözetim altında bir siyasi çözüm sağlanmadan barış elde edemeyeceğini söyledi. Jeffery şimdi durumu değerlendirmek üzere Ankara’ya gelecek. İki günlük temasları sırasında Suriye iç savaşına dair Ankara ile yeni sürece dair bir anlaşmaya varmak istiyor. Ankara ise Washington’dan gelecek her öneriye artık mesafeli. Londra, İdlib'deki durumdan ve kimyasal silah kullanılması ihtimalinden duyduğu kaygıyı dile getirirken Vatikan’da ise Papa, Suriye'de etkili tarafları insan haklarını savunmaya ve İdlib'de sivilleri korumaya davet etti.

        REKLAM

        MUHALEFETTE YENİ ŞEKİLLENME

        Ankara’nın iletişim kanallarını açık tuttuğu “Cephet el Tahrir el Vataniyye” (Ulusal Kurtuluş Cephesi) adlı oluşuma entegre olan Ahrar el Şam komutanı Halid abu Enes, Ankara’nın İdlib’de yıkımı önleme çabalarının başarılı olduğunu, şimdi Tahran’da düzenlenecek Astana garantörleri zirvesinde bunun tasdik edilmesinin beklendiğini söyledi. Üç milyonu aşkın sivilin yaşadığı kentte Rusya ve rejimin yarattığı baskı ve tedirginlik her evin korkulu gündemi.

        ÖSO kaynakları ise, bazı grupların el Nusra’dan yani HTŞ’den ayrılarak yeni kurulan Hurras el Din grubuna geçtiğini, bunun da Türk çözüm çabalarının ilk meyvesi olduğunu belirtiyor. Kaynaklar, “Bu durum, radikal eğilimli kanadın, terörist grup ilan edilen HTŞ saflarını terk etmeye başladığı anlamına geliyor. Bu da Rusya ve diğer devletlerle koordineli başka adımlar atmak üzere HTŞ’nin bulunduğu coğrafyayı çevresinden ayırma fırsatı verecektir,” diyor.

        Diplomasi trafiğini devam ettiren Türkiye sahada da farklı kanalları üzerinden görüşmelerini devam ettiriyor. Türk güvenlik makamları, devam eden çabaları çerçevesinde ilerleyen günlerde de ayrıştırma sürecinin devam etmesini öngörüyor. HTŞ meselesinin nihai çözümünde - savaş dahil - bazı unsurların sivillerden uzak belirli bölgelere çekilebileceğini belirtiyorlar. Ancak 7 Eylül’de Rusya ve İran’ın Türkiye’ye zaman vermesi elzem.

        REKLAM

        Sosyal yaşamın devam ettiği, sivil insanların zorlu koşullara rağmen ayakta kalma mücadelesi verdiği İdlib’de halkın şimdiki korkusu açık söylemek gerekirse Doğu Guta’da olduğu gibi bir kıyıma uğramak. Rus diplomasisi ve medyası kimyasal silah kullanılacağına dair haberler üzerinden algılar yaratırken, bir yandan da algıları yöneterek Rejimin her türlü acımasız yöntemi kullanarak HTŞ bahanesi ile tüm muhalifleri temizlemesine zemin hazırladığı görülüyor. Eğer Rusya’nın amacı gerçekten HTŞ’yi bitirmek ise o zaman Türkiye ile işbirliği ve diplomasi kanallarını açık tutarak bir mücadele zemini yaratabilirdi. Ancak bunun yerine Rusya’nın bizzat sahaya inmeden rejim ordusunu ve İran’a bağlı paramiliter grupları sahaya sürerek ve algı yaratarak bir oyun kurmaya çalıştığı görülüyor.

        İdlib oldukça tehlikeli bir oyun... İttifakları ve siyasi dengeleri bir kez daha tartışmaya açacak bir boyutlara haiz...

        BM NİYETİ: SURİYE’YE ÇÖZÜMDEN SONRA YARDIM ET

        Suriye gündemine ait önemli bir diğer detay ise BM Genel Sekreteri'nin Siyasi İşlerden Sorumlu Eski Yardımcısı, Amerikalı Diplomat Jeffrey Feltman geçtiğimiz yıl ekim ayında örgütün Suriye'deki çalışmalarına ilişkin bir talimat hazırlatmasıydı. Dikkat çeken ayrıntıların yer aldığı talimat gerginliği artıracak nitelikte. Zira bu talimat “BM’nin Suriye'deki Yardımının Parametreleri ve İlkeleri” adını taşıyor. Söz konusu talimatın varlığı Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov sayesinde öğrenildi. Belgeye göre Birleşmiş Milletler ancak siyasi iktidar değiştikten sonra Suriye'yi yeniden inşa etmeye yardım edecek. BM vatanlarına geri dönen Suriyelilere yardım edecek ama kitlesel dönüş fikrini desteklemek niyetinde değil. Savaş suçlarına dahil olabilecek taraflara ise yardım sağlanmayacak.

        Birleşmiş Milletler, ABD ve AB bugün, Suriye'nin savaş bittikten sonra yeniden inşası konusunda ortak bir duruşu savunuyor. Diğer tarafta Rusya, Türkiye ve İran, alternatif bir plan geliştirmeye çalışıyor. Bunun için Tahran’da söz konusu ülkelerin liderlerinin bir araya geleceği bir buluşma hazırlanıyor.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar