Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Aşı listeleri dünyanın her yerinde tartışmalı. Yaş, risk ya da meslek gruplarına göre herkesin zihninde farklı öncelikler var.

        Mesela Sinovac aşısına ilk onayı veren 270 milyonluk Endonezya tuhaf bir şekilde aşı programına gençlerden başladı. İlk aşı 59 yaşındaki Devlet Başkanı Joko Widodo’ya yapıldı; 77 yaşındaki yardımcısı Maruf Amin, ilk parti için fazla yaşlı bulundu. Gerçi Endonezya bu stratejiyi CoronaVac aşısının 59 yaş üstünde denenmemiş olmasına da bağlıyor ama hayatın akışında taksiciden esnaf ve polisine kalabalığa karışan genç nesli aşılayarak, birkaç kuşak bir arada yaşayan haneleri de koruma altına alacağını öne sürüyor. Oysa aşı olanların hastalığı bulaştırıp bulaştırmadığı net bilinmiyor.

        Herkesin farklı adalet algısı var.

        Dünya Sağlık Örgütü Direktörü Tedros Adhanom Ghebreysus önceki gün sert uyardı, “Lafımı esirgemeden söylüyorum: Zengin ülkeler koronavirüs pandemisiyle mücadelede aşıların eşit ve adil dağıtımını sağlamadığı için ‘bir etik başarısızlık faciasının’ eşiğindeyiz. Bunun bedeli de insan hayatı ve geçim kaynaklarıyla ödenir” dedi. Zenginlerin yoksulları dışlayarak aşı üreticileriyle tek taraflı anlaşmalar yapmasını hep eleştiriyordu ama bu sefer çarpıcı bir rakam da verdi; üst gelir grubu ülkelere giden 39 milyon doz aşıya karşılık yoksul bir ülkeye sadece 25 doz aşı düştüğünü söyledi.

        DSÖ, Covax girişimi çerçevesinde alt gelir grubu ülkelere 2 milyar doz sağlamayı planlıyordu, ancak Tedros yönetim kurulu toplantısında şöyle dedi: “Artık aşıların yerine ulaşacağından emin değilim. Bazı ülkeler aşıya adil erişimden söz ederken bile Covax’ın çevresinden dolanıp tek taraflı anlaşmaları önceliyor, kuyrukta öne atlamak için fiyat tırmandırıyorlar. Zengin ülkeler artık genç ve sağlıklı yetişkinleri aşılamayı bırakmalı ki, gelişmekte olan ülkelerin yaşlı nüfusu ve ön cephedeki sağlık çalışanları aşılanabilsin.”

        REKLAM

        Tedros’un suçladığı zenginlerin kendi içinde de farklı adalet algıları var. Yüksek vergi ödeyen aşı sırasında öne alınmalı gibi mesela!

        NBA’in emekli efsanelerinden Charles Barkley’e bakarsanız öyle. Dünyanın vergisini ödeyen profesyonel sporcuların aşı önceliği olması gerektiğini savundu geçenlerde TV’de; “300 milyon doz var, bin kadar dozu da NBA, NFL oyuncularıyla hokeycilere verin. O kadar vergi ödediklerine göre ayrıcalıklı muamele görmeye de hakları var” dedi.

        “Inside the NBA” yayınında program ortağı Kenny Smith karşı çıktı, ortada ölüm kalım meselesi varken sporcular neden imtiyazlı muamele görsün, bunu sorguladı; insanın kazandığı para aşı önceliğinde belirleyici olamazdı. Barkley dediğim dedik, “Kazançtan değil, ödenen vergiden söz ediyorum” diye ısrar etti.

        Sosyal medyada büyük tepki gürültüsü koptuğunu söylemeye gerek yok. “Kafası mı iyi” diye soranlar, “İptal kültürü gerçekten işlese, her hafta Charles Barkley’yi dinlemek zorunda kalmazdık” diyenler oldu. “Adam matrak ama tehlikeli fikirleri var” yorumu yapıldı. Hak verenler de çıktı, “Sporcular bizleri eğlendirmek için hayatlarını ve kariyerlerini tehlikeye atıyorlar” dediler.

        Barkley’nin genel olarak kötücül bulunan çıkışına uygun bir torpil sistemi ABD’de pek işlemeye müsait değil. Oray Eğin yazdı, zengin Türkler arasında ABD’ye aşı turizmine heveslenenler varmış, ancak “Parasıyla bile mümkün değil, zaten bedava. Her dileyene yazdan, hatta yaz sonundan önce de aşı yetişmeyecek gibi” diyor. Mümkün olsa Barkley gibi bir efsane bu kadar yakınmazdı herhalde.

        HİNDİSTAN’DAN PARASIYLA…

        Şu anda dünyanın hiçbir ülkesi, Pfizer/BioNTech veya Moderna gibi öne çıkan aşılara torpilli erişime açık görünmüyor. Dedikoduları saymıyorum. Fakat “hiç yoktan iyidir” aşıları parasıyla temin etme çabası var. Örnek Brezilya…

        REKLAM

        Malum, Sinovac müşterisi olduğu için Brezilya’yı çok yakından takip ediyoruz. Ama ülkeye hakim olan siyaset iklimi de yakın takibe alınmadığı takdirde, her türlü gözlem eksik kalır. Medyada yer alan haberlerin aksine Brezilya’da ulusal düzeyde “kitlesel aşılama programı” planlanan şekilde başlamadı; aşılamanın başladığı yer Sao Paulo eyaleti. Sinovac aşısından 46 milyon doz sipariş eden eyalet valisi Joao Doria. Devlet Başkanı Bolsonaro’nun siyasi hasmı, 2022 seçiminde devlet başkanlığına aday olması bekleniyor. Federal sağlık kurulu Anvisa, CoronaVac’a onay verir vermez ilk aşı 54 yaşındaki Afrika kökenli bir hemşireye yapıldı, Doria da sahnedeydi ve göz yaşlarına boğuldu.

        Pandemiyi baştan beri hafife alan Bolsonaro, kendi deyişiyle “Çin aşısına” şiddetle karşı çıkıyordu, “O aşıdan olursanız timsah ya da sakallı kadına dönüşürsünüz” diye alay ediyor ve yan etkileri öne sürerek asla aşı olmayacağını da söylüyordu. Kovid-19 geçirdiği için zaten belli bağışıklığı var.

        Federal hükümet olarak Oxford/AstraZeneca aşısına angaje olmuşlardı, ancak Hindistan’da Serum Enstitüsü’nün lisansla ürettiği bu aşıların gelişi gecikince program ertelendi; Sputnik V ve Pfizer deneylerine de katılmışlardı ancak sözleşmede geç kaldıkları için sonunda Sao Paulo’nun CoronaVac aşısına göz diktiler. Sağlık Bakanlığı, Brezilya’da üretilen 6 milyon doz CoronaVac aşısının devlete ait olduğunu ileri sürerek yurt çapında dağıtım için bu aşıları istedi. Aldı da...

        Bu aşıların 210 milyonluk nüfusa göre çok cılız kalacağı kesin. Şimdi özel klinikler nüfusun en varlıklı kesimini aşıya kavuşturmanın yolunu yapmaya çalışıyor. Brezilya basınındaki haberlere göre fiyatı ne olursa olsun parasıyla aşılanmaya hazır 2.5 milyonluk bir zengin sınıfı var. Hindistan’ın Bharat Biotech şirketi tarafından üretilen onaylı “Covaxin” aşısından 5 milyon doz alınıp özel kliniklerde uygulanması planlanıyor.

        Fakat devletin aşı programına paralel özel aşı kampanyası etik tartışmasına yol açıyor. Cebi dolgunlar, teneke mahallelerinde yaşayan milyonlara karşı korona imtiyazına sahip olacak! Aşı ehliyeti olan özel klinikleri temsil eden birlik ise şu savunmayı getiriyor: Bu aşılar özel sektör eliyle piyasaya sürülmediği takdirde asla Brezilya’ya gelmeyecek, başkalarının eline geçecek.

        Daha ileri argümanlar da var. Israelita Albert Einstein Hastanesi’nin yöneticilerinden Claudio Lottenberg, Folha gazetesine açıklamasında diyor ki; “Kimseyi aşılamayıp çok büyük bir adaletsizlik riskini göze almaktansa, görece haksızlık yapmayı tercih ederim…“ Yani kimse aşılanmadan bir an önce zenginleri aşılayalım.

        Bu yönde bir aşı adaletsizliği gerçek olursa acaba halk nasıl tepki gösterir? 210 bin ölü sayısıyla ABD’den sonra ikinci gelen Brezilya pandeminin merkez üslerinden biri gibi görünse de, 100 bin nüfus başına 100 ölümle birçok Avrupa ülkesinin gerisinde kalıyor. Fakat Amazonas eyaletindeki Manaus‘ta tespit edilen yeni varyantla vakalar yükseliyor, yaz ayları yaşanırken ikinci dalga ağırlaşıyor. Nitekim Sao Paulo'dan alınıp dağıtılan CoronaVac aşılarının bir kısmıyla Amazonas'ta da uygulama başladı.

        Ancak kliniklerde oksijen sıkıntısı var, hastalar soluksuz can veriyor. Sağlıkçılardan imdat sinyali yükseliyor. Bolsonaro’nun can düşmanı Venezüela lideri Maduro, acil oksijen desteği öneriyor. Bolsonaro adına küçük düşürücü bir hamle olarak kayda geçiyor.

        Devletin verdiği pandemi yardımları sayesinde sağ popülist Bolsonaro yüzde 35’lik halk desteğini koruyor. Gelecek yılki seçim için iyi bir pozisyon ama hazine iflasın eşiğine geldiği için desteğin devam edip etmeyeceği şüpheli. Ayrıca Manaus’taki durum nedeniyle balkonlardan tencere tavalı protestolar da başlamış bulunuyor.

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar