Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Almanya’da iktidarın büyük ortağı CDU iki yıl önce parti kongresinde çok kesin karar almıştı; bir daha asla yardım paketleri açılmayacak, AB içinde ortak borçlanmalara son verilecekti.

        Ama risk kapılarını kapatan o karar, koronadan önceydi. Öngörülemeyen pandemi krizi, Berlin’in tutumunu da değiştirdi.

        Avrupa Birliği, korona krizinin ekonomik yükünü ortaklaşa sırtlamak için iki ay tereddüt gösterdikten sonra Merkel ve Macron nihayet inisiyatif aldılar. Geçen hafta 500 milyar Euro’luk kurtarma fonu önerisiyle, özellikle İtalya ve İspanya’nın imdat çığlıklarına karşılık verdiler.

        Korona sonrası yeniden yapılanma için Almanya ve Fransa’nın getirdiği, Merkel ve Macron’un bileşimiyle “Mercron teklifi” büyük bir hamleydi. Çünkü daha iki ay önce, pandemi krizinin ilk zamanlarında Almanya Başbakanı Merkel, eurobond ile ortak borçlanmaya karşı çıkıyordu. İtalya’nın yardım çağrılarına karşılık Hollanda ve Avusturya da Almanya ile aynı cephedeydi ve böylece “korona tahvilleri” krizi patlak vermiş, “Koronavirüs, Avrupa’nın birliğini sonuna mı getirdi?” yorumları yapılmıştı. Pandemi öncesi de ekonomisi tökezleyen İtalya’nın “yalnız bırakıldık” serzenişlerine kulak tıkanmış, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen özür dilemek zorunda kalmış, bundan böyle dayanışma gösterileceğine dair teminat vermişti.

        REKLAM

        Fakat nasıl gösterilecekti o dayanışma? Hiçbir ülke İtalya veya İspanya’nın yükünü kendi vatandaşının sırtına bindirmek istemiyordu. Finans uzmanlarına göre korona tahvillerinin sadece Alman vergi mükelleflerine getireceği yük 20-30 milyar Euro tutarındaydı.

        Ancak köprülerin altından çok sular aktı; “Mercron teklifi” hasıl oldu. Merkel ve Macron’un önerisi, güney ve doğu cenahı ağırlıklı olmak üzere pandemiden zarar gören bölge ve sektörlere yapılacak 500 milyar Euro hibe yardımının AB bütçesinden karşılanmasını öngörüyor ki, bütçede en büyük katkı payı yüzde 25 ile Almanya’ya düşüyor. AB’nin alacağı kredilerle finanse edilecek fon için Almanya’nın bütçedeki payına orantılı olarak önümüzdeki yıllarda Berlin’e düşen geri ödeme payı 135 milyar Euro’yu buluyor.

        KORONA DAYANIŞMASINA DÖRTLÜ İTİRAZ

        Geri ödemede aslan payı Almanya’ya düşüyor, ancak Almanya’nın kendi piyasası ve tedarik zincirlerini koruyabilmesi için de korona sonrası entegre bir iyileşme şart görünüyor. Ayrıca Almanya’nın havacılık ve turizm sektörleri de korona fonundan yararlanabilecek. Mercron teklifi, İtalya Başbakanı Conte’nin talep ettiği ve daha fazla yükümlülük getiren korona tahvillerini de içermiyor. Bu nedenle Almanya siyasetinde Hür Demokrat Parti FDP dışında öneriye itiraz eden bulunmuyor. FDP’ye göre “Merkel-Macron planı, yeni borçlanmaları getirecek şekilde Pandora’nın Kutusu’nu açmak” anlamına geliyor. Fakat “Mercron teklifi”ni hayal ürünü olarak görenler de var, çünkü hayata geçirilmesi için, AB üyesi 27 ülkenin de onayı gerekiyor.

        Medyanın deyişiyle “Merkel, tabuları kırdı” çünkü Avrupa’nın bu krizden tek çıkış yolunun AB’nin fonlarıyla finanse edilen ortak borçlanma olduğunu gördü ve Paris-Berlin ekseninde dayanışma ve sorumlulukla harmanlanmış bir Avrupa romansı başladı. Ancak hemen ertesinde, ortak borçlanmaya karşı çıkan “Tutumlu Dörtlü” hareketi, alternatif bir planla devreye girdi.

        Tutumlu Dörtlü grubunun liderleri: Mark Rutte (Hollanda), Mette Frederiksen (Danimarka), Sebastian Kurz (Avusturya), Stefan Löfven (İsveç).

        Kendilerine İngilizce “Frugal Four” adını verip Mercron’a muhalefet bayrağı açan dörtlü Avusturya, Danimarka, Hollanda ve İsveç’ten oluşuyor. Hareketin başını da Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz çekiyor; “Borç birliği olamayız” diyor. AB harcamalarında tasarruf ve sıkı bütçe disiplininden yana olan kuartet, ortak kredi borcuyla hibe fonu yerine, ihtiyaç sahibi ülkeler ile şirketlere elverişli kredi imkanını savunuyor; “Geri ödemeler için teminat vermeye de hazırız” diyor. Her koyun kendi bacağından asılır hesabı, "Krediyi alan kendi ödesin, AB adına piyasadan borçlanarak aslan payını zenginler ödemesin…”

        KOMİSYONUN ORTA YOL PLANI

        Ancak Paris ve Berlin’in onayı olmadan, dörtlü planının hayata geçmesine de imkan yok. Bu nedenle Komisyon’un yeni bir konsept üzerinde çalıştığı ve Başkan Von der Leyen’in resmi plan taslağını, önümüzdeki 27 Mayıs Çarşamba günü sunacağı söyleniyor. Brüksel’den sızan bilgilere göre Komisyon, Mercron önerisiyle dörtlünün alternatif teklifi arasında bir orta yol planı açıklayacak. Kısmen hibe yardımıyla kredi ve teminatlardan oluşan bir karma teklif getirecek. Korona krizinin etkileriyle uyumlu hale getirilmiş bir 2021-2027 bütçe teklifi de bekleniyor.

        Bakalım giderek yükselen milliyetçi egoizm aşılıp dayanışma ve empati adına uzlaşı yolu bulunacak mı? Yoksa AB’nin artık bir değerler topluluğu olmadığı resmen tescillenip yeni bir kimlik krizi çağı mı açılacak? Pandemi marifetiyle…

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar