Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Virüsle birlikte gelen ekonomik ve finansal şoklara karşı dünyada parasal önlemler, mali teşvikler ve harcama paketleri açıklandı. Bunların toplamı hafta sonu itibariyle 7 trilyon doları geçmişti. Dünya GSYH’nın yüzde 7.7’sine denk gelen bir tutar. Merkez bankaları ve hükümetler adeta para yağdırıyor.

        -Buna karşılık olay da çok büyük. Dünya salgını karşısında ekonomi hem talep yönlü hem arz yönlü aniden durdu. Çünkü virüse karşı önlem, hayatı durdurmaktan geçiyor.

        -Bu durumu önceden gören finansal piyasalar ise şubat ayının ikinci yarısından sonra adeta depresyona girdi.

        -Nihayetinde dünyada para seli dediğimiz açıklanan parasal ve mali paketlerle küresel piyasalar biraz olsun kendine geldi. Bu nedenledir ki zaten Kara Pazartesi diye başladığımız geçmiş haftalardan daha farklı, daha az oynakla bu haftaya girdik.

        RAND TAMAM DA TL NİYE SATIŞ YEDİ?

        -Böyle bir günde Türk Lirası, içinde yer aldığı gelişmekte olan ülkeler sepetinden ayrışamadı. TL dün yüzde 2’ye yakın değer kaybetti.

        -Bunun da nedeni petrol fiyatlarının yüzde 10’dan fazla düşüşle 2002 Kasım sonrasının dibine inmesiydi.

        - Halbuki Türkiye petrol fiyatının gerilemesinin en çok yarayacak ülkelerden biriydi. Enerjiyi ithal ediyor ve yaklaşık yılda 40 milyar dolar ödüyordu.

        -Ancak yine Türkiye gelişmekte olan ülkeler sepetinin içindeydi. Petrolü üretenler de gelişmekte olan ülkelerdi. Satışın bir nedeni buldu.

        -Diğeri de gelişmekte olan ülkeler grubunda dikkatler Brezilya, Güney Afrika ve Türkiye üçlüsüne çevirmişken, bunlardan birinde meydana gelen negatif gelişme üçüne birden, üçü de ülkeler grubuna satış getiriyordu.

        -Notu düşürülen Güney Afrika yatırım yapılabilir ülke statüsünü kaybederek satışları tetikledi. Oradan Brezilya ve Türkiye’ye, nihayetinde bütün gelişmekte olan ülkelere yayılan bir satışla karşılaştık.

        PETROL 10 DOLARA DÜŞER Mİ?

        -Brent petrol fiyatı 21.65 dolara inerek bir günde yüzde 10’dan fazla değer kaybetti. Koronavirüsün başlangıcı olarak aldığımız 21 Ocak’ta 65.20 dolar olan ham petrol varil fiyatı 2.5 ayı bulmayan bir zaman diliminde yüzde 66.8 geriledi. Fiyatların üçte ikisi silindi gitti.

        -Yıllık toplam ithal enerji faturası üzerinden gittiğimizde ham petrol fiyatlarındaki her 10 dolarlık düşüş Türkiye için 4 milyar dolarlık tasarruf anlamına geliyor. 43 dolarlık düşüş 16 milyar dolarlık avantaj demek.

        -Kaldı ki önümüzdeki günlerde petrol arzının daha da artacak olmasından dolayı fiyatların gerilemeye devam etmesi bekleniyor. 10 dolarlık fiyat düzeyine kadar gerileyeceğini tahmin edenler de var. -Ancak bu düzeyler çoğu ülkelere zarar ettireceğinden üretimin terk edilmesi gündeme gelecek. Üretimden çekilmelerle birlikte fiyatların yeniden dengeye gelmesi söz konusu olabilir. Yani petrol fiyatı 10 dolarlık düzeylere inse bile, buralarda fazla kalıcı olmayabilir.

        TALEP BEŞTE BİR AZLABİLİR

        -Petrolün belli bir süre içinde 20 dolarlık düzeyleri yukarı yönde aşması da zor görünüyor. Nedeni de dünya ekonomisinde resesyon bekleniyor. Yılın ikinci çeyreğinde daralma yaşanacağı tahmin ediliyor.

        -Çünkü dünyanın yüzde 38’i eve kapandı. Turizm, ulaştırma, dış ticaret ve yolculuklar durdu. Sadece uçak yakıtları petrol tüketiminden yüzde 5 pay alıyor. Buna diğer taşımaları ve otomobil kullanımındaki düşüşleri eklersek, Uluslararası Enerji Ajansı’nın tahminine geliriz. Ajansın Başkanı Fatih Birol “2020’de petrol talebinde yüzde 20 azalma bekliyoruz” demişti.

        -Rusya-Arabistan anlaşmazlığından dolayı üretim artışları da cabası ve fiyatlar üzerinde baskı yaratıyor.

        -Uçaklar uçmayacaksa petrolü kim tüketecek? Dünya büyümeyecekse Çin üretimine nasıl devam edecek ve petrol tüketecek?

        100 YIL SONRA İKİNCİ KARŞILAŞMA

        -Sonuçta petrol piyasası 100 yıldır ilk kez böyle büyük bir salgınla ve ekonominin yaşadığı çifte şokla karşılaşıyor. Bundan önceki karşılaşma 1918-1920 yıllarındaki İspanyol gribi sırasındaydı ama o dönem petrol kullanımı sınırlı ve piyasa küçüktü. Dolaysıyla şimdiki olay da, gösterilen tepki de, fiyat uyumu da büyük oluyor.

        -Fakat OPEC anlaşır ve Rusya da bu anlaşmaya katılırsa fiyatlarda ılımlı bir toparlanma söz konusu olabilir. Bu da bir üst kulvarda seyir demektir. Fazla yukarı gidemez, çünkü küresel talep 2.Dünya Savaşı haricinde ilk kez bu kadar düşük.

        ÜÇÜNCÜ PAKETİN KAYNAĞI BAĞIŞ

        -Kabaca tutarı 16 milyar dolar olan petrol fiyatlarındaki düşüşün Türkiye’ye katkısı, virüs için açıklanan ilk ekonomik paketin büyüklüğü kadar. Aslında ikinci paket gibi görülebilir de.

        -Dün akşam itibariyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Biz bize yeteriz Türkiye’m” diyerek açıkladığı yardım paketinin de belli bir büyüklüğe ulaşması beklenir. Kişilere yönelik olacak bu kampanya da, virüsün yarattığı ekonomik etkilere karşı üçüncü paketi oluşturur.

        -Dış kaynaklara yönelme olmayacak. IMF’ye gidilmeyecek. Dün de IMF 1 trilyon dolarlık fondan yararlanmak isteyen ülkeler arasında Türkiye’nin başvuru yapmadığını açıkladı.

        -İlk 100 milyar liralık paket , üzerine petrol fiyatlarındaki düşüşün getireceği katkı ve son olarak yardım kampanyasından elde edilecek kaynakla bu zor dönemi atlatmamız, salgın hastalığın kısa sürmesine bağlı.

        BAŞKA KAYNAKLAR MÜMKÜN MÜ?

        -Ya uzarsa ne olacak? Ya da yetmezse ki, kaynaklar her zaman yetmiyor, daha fazlası isteniyor, elbette başka kaynaklara başvurulabilir.

        -İdeali İşsizlik Fonu’nun kullanılması. Tam bu iş için biçilmiş kaftan. Ancak Fon’un nakdi yok.

        -Geriye kalan yollardan biri iç borçlanmayı ölçülü bir şekilde artırmaktan geçiyor.

        -Üçüncü seçenek de merkez bankası kaynaklarının kullanılmasıdır. Her hükümet ister bunu. Kullanılacaksa da tam sırası çünkü bu dönem enflasyon yaratması zor. Talep eksikliği söz konusu.

        Sonrasına Allah kerim.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar