Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Meclis’e gönderilen 2018 Bütçesi’ne göre ulaştırma ve sağlık altyapı yatırımlarına verilen Hazine garantilerinden dolayı gelecek yıl 6.2 milyar lira ödenek ayrıldı. Yeni bir gider kalemi daha bütçe içinde yerini alıyor. Daha sonraki yıllarda muhtemelen rakam artarak devam edecek. Çünkü kamu özel sektör işbirliği ile son yıllarda büyük altyapı yatırımları yapıldı. Özel sektörün finansmanını üstlendiği bu yatırımlara yıllık belli bir gelir de garanti edildi. İlk yıllarda sağlanan gelir, garanti edilenin altında kalabildiğinden Hazine garantileri devreye giriyor. Kamu kesimi böylece en başta yapmadığı toplu ödemeyi zaman içinde taksitler halinde yapıyor. Her taksit olayında olduğu gibi, muhtemelen burada da yatırımların nihai tutarı daha fazlaya gelebilir. Bedava yemek veya altyapı yatırımı yapmak hiçbir yerde yok.

        - Bütçe konusunda ikinci kısıt ise dün işlediğimiz gibi, Türkiye’de enflasyon yüksek ve paraya talep artıyor olması yanında, dışarıda faizler yükseliyor. Artan Hazine borçlanması ve yükselen faizler nedeniyle önümüzdeki yıllarda bütçede yer alan faiz ödemelerinin payı da artacak.

        - Ancak zorluk bu iki gelişmeyle de sınırlı değil. Bir türlü sosyal güvenlik açıkları kalıcı bir şekilde küçültülemiyor. Emekli maaşı ve sağlık harcamalarının yapılabilmesi için, devletin her yıl bütçeden sosyal güvenlik kurumlarına 100 milyar lirayı aşan tutarda bir transfer yapması gerekiyor. Geçen yıl rakam 107 milyar liraydı, bu yıl 128 milyar lirayı bulacak. Sonraki yıllarda da artacak. Bütçenin bir zorluğu da burada.

        - 2017’de yapılan sosyal güvenlik transferlerinin bütçe giderlerine oranı ise yüzde 18.9’u, GSYH’ya oranı yüzde 4.2’yi bulacak. Bu yılki bütçe desteğinin bütçe giderlerine oranı bakımından 2009 sonrasının en yüksek düzeyine çıkıldı. O yıl ekonomide daralma yaşanmış ve sosyal güvenlik reformu da yürürlüğe girmiş ve yapılan destek de bütçenin yüzde 19.6’sına varmıştı.

        - Bitişikte yer alan 2002 sonrasındaki 16 yılda dolar bazında en yüksek ikinci sosyal güvenlik açığını da 2017’de veriyoruz. 127 milyar liralık açığın beklenen 3.58 ortalama dolar üzerinden tutarı 35.6 milyar dolar ediyor. Bu rakam da 2013’teki 38 milyar dolardan sonra ikinci sırada yer alıyor.

        - Sosyal güvenlik reformunun 2009’da yürürlüğe girmesine karşılık yapılan transferler en çok GSYH’nın yüzde 3.4’üne kadar düşürülebildi. Genel oran ise yüzde 4-4.5 arasında gerçekleşiyor. 16 yılda yapılan sosyal güvenlik transferleri toplamı ise 430 milyar doları buldu. Bu rakam GSMH’nın yarısı düzeyinde.

        - Önümüzdeki yıllarda da açığın program çerçevesinde yüzde 4 sınırında gidebilmesi, her şeyden önce büyümenin yüzde 5.5 hedefini tutturmasına bağlı. Hesap bu büyüme oranına göre yapıldı. Büyüme hedefinde aşağı yönde şaşma halinde açık büyüyecek. Büyüme düşerse hem sosyal güvenlik kuruluşları gelir toplamada zorlanacaklar, hem de GSYH beklenen kadar artmadığından sosyal güvenliğe yapılan desteklerin oranı büyüyecek.

        - 2019’daki seçimler öncesinde ise yeni bir sosyal güvenlik reformu yapmak siyaseten çok zor. Dolayısıyla gelecek yıllarda sosyal güvenlik transferleri bütçeden yüksek pay almaya devam edecek. Reform yapılsa da, bu özel sektör ve hanehalkı için yeni bir vergi yükü anlamına gelecek. Bu durumda ekonomik aktivite yine zayıflayabilir.

        - Bütçenin gelecek yıllarda daha sıkışmaması için öncelikle yapılması gereken, harcama tarafında azaltıma gitmektir. Bunun yanında vergi gelirlerinde de marjinal artışlar yapılabilir. Ancak bu artışların, kayıtdışı kalan kesimlerin kayıt altına alınmasıyla yapılması gerekiyor. Tersi yol ise yine ekonomik aktivitenin azalmasına çıkabilir.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar