Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Eğitim Sosyal medyadaki görüntüleriyle Türkiye'nin gündemine oturan Atakan Habertürk'e konuştu

        Sosyal medyada felsefe üzerine söylediği şaşırtıcı sözler üzerine Türkiye'nin gündemine oturan Avcılar Mustafa Kemal Paşa Ortaokulu beşinci sınıf öğrencisi Atakan Kayalar, yaptığı açıklamalarla şaşırtmaya devam etti.

        "ANLATABİLECEĞİM PEK BİR ŞEY YOK"

        Beş ayda 250 kitap okuduğunu belirten 10 yaşındaki Atakan, Jean-Jacques Rousseau'nun 'Toplum Sözleşmesi', Platon'un 'Devlet', Benedictus Spinoza'nın 'Etika', Richard Dawkins'in 'Yeryüzündeki En Büyük Gösteri', 'Tanrı Yanılgısı', 'Gen Bencildir' isimli kitaplarını okuduğunu söylemişti. Habertürk'e açıklamalarda bulunan Kayalar, 'Atakan Kayalar kimdir? sorusuna, "'Metafor uzmanıyım'desem metafor uzmanı değilim. 'Beyin cerrahıyım' desem beyin cerrahı değilim. 'Yazar' desem yazar da değilim. Anlatabileceğim pek bir şey yok" dedi.

        ATAKAN'IN İLK 5'İNDE BU KİTAPLAR VAR

        5 ayda 250 kitap okuyan Atakan, en sevdiği ilk beş kitabı ise şöyle sıraladı: "Sokrates'in Savunması, Küçük Prens, 1984, Hayvan Çiftliği ve Devlet."

        Felsefe, sayısal, fizik, kimya, biyoloji kitapları okuduğunu belirten Atakan, bunların yanı sıra çocuk kitaplarını da okuduğunu söyledi. Kayalar, kitap okumanın faydalarını ise şöyle sıraladı: "Eğer edebiyat okursanız kelime dağarcığınız büyük ölçüde gelişebilir. Felsefe kitapları okursanız yorumlama ve analiz yeteneğiniz yavaş yavaş gelişmeye başlar. Bilim kitapları okursanız bilgili olursunuz ve olur olmadık şeylere 'Ben biliyorum' demezsiniz."

        "ÇOCUKLUĞUMA BÜYÜK BİR ETKİ EDEBİLİR"

        Atakan, sosyal medyada kendisi için yapılan eleştirilere ise şöyle cevap verdi: "Onların benim özel hayatıma karışması, çok mümkün bir şey değildir. Benim özel hayatıma müdahele edemezler. Çocukluğumu yaşamıyorum diye acı çekecek ben isem burada onlara bir pay düşmez. Tabii haklılar, bu kadar büyük bir bilgi yığınının üzerinden çıkmak çok meşakkatli olur ve çocukluğuma büyük bir etki edebilir. 35-40'lı yaşlarımda ben sırf çocukluğumu yaşayamadığım için derin bunalımlara girebilirim. Elimden geldiğince buna dikkat edeceğim. Çocukluğumu yaşıyorum."

        Kitap okuma dışında arkadaşlarıyla sohbet ettiğini, oyunlar oynadığını belirten Atakan, en sevdiği oyunların satranç, dama ve tavla olduğunu belirtti.

        "İSTESEM ESTETİK CERRAHI DA OLABİLİRDİM"

        Psikiyatr olmak istediğini söyleyen Atakan, tedavisi olmayan Down Sendromu, otizm ve şizofreni gibi hastalıkların tedavisini bulmak istiyor. Atakan Kayalar, "İstesem estetik cerrahı da olabilirdim. Sonuçta para şu anda estetikten akmakta. Beyin cerrahı veya farklı bir şeyler olmak yerine estetik cerrahı olur, paraya para demez, sonrasında ülkeden gider ya da burada kalıp binlerce konak alırdım. Ama ben bunu yapmıyorum. Psikiyatr, Türkiye'de değil; dünya üzerinde yetersiz kalan bir tıp branşı olduğu için bunu geliştirmek istiyorum. O çocukların topluma kazandırılmasına çalışacağım" diyerek, ileride bir gün cumhurbaşkanı olmak istediğini dile getirdi.

        "KENDİLERİNİ EĞİTMEYİ ÖĞRENSİNLER"

        Okul öncesinde ahlak, terbiye ve saygı eğitimi verilmesi gerektiğini savunan Atakan Kayalar, insanlara şu önerilerde bulunuyor: "Kendilerini başka insanlara eğittirmesinler, kendilerini eğitmeyi öğrensinler."

        "ATAKAN 1.5 YAŞINDA ÇOK DÜZGÜN KONUŞMAYA BAŞLADI"

        Atakan Kayalar'ın annesi Hülya Kayalar, "CNR'da birkaç gün önce nöropsikolog Gülay Hanım, Atakan'ın dahi olduğunu düşündüğünü söyledi. Kendisi resmi, belgeli, bu işi meslek edinmiş bir insan. Mutluyum, şöyle; sosyal arkadaşları, sosyal abileri ve ablaları hepsi yanımızda. Onlarla beraber bir eğitim yardımı isteyeceğim. Sosyal arkadaşlarıyla beraber bir eğitim, böyle bir eğitim bulacağız. Bu, yurtdışında Oxford koleji olmayacak. Arkadaşlarıyla birlikte olacak.

        Atakan'ın özel bir çocuk olduğunu doğduğundan beri fark ettiğini söyleyen anne Kayalar, "Abartısız. Bunu yine Milli Eğitim Bakanımızın şahsına da söyleyeceğim. Türkiye'deki cumhurbaşkanımızdan sonraki en yetkili mercii, Atakan insan olduğunu hissettiğinden itibaren böyle zeki bir çocuktu. Ben anladım, hisettim. Çok sıradışıydı. 1.5 yaşında çok düzgün konuşmaya başladı, şu anki telaffuzu yüzde 99'a yakındı" diye konuştu.

        HENÜZ IQ TESTİ YAPILMADI

        Atakan'a bu zamana kadar IQ testi yaptırdınız mı sorusuna anne Kayalar, "Yaptırmadık çünkü doğru noktayı bekledik. Tek amacım Ziya Selçuk'a ulaşmaktı. Bugünden itibaren yaptıracağım inşallah. Maddi değil; doğru insanı bulmak..." diye konuştu.

        Atakan'ın yaşıtlarına göre çok ağır kitaplar okuduğunu, şimdiden bir dünya görüşünü benimsemesinin ona ilerleyen süreçte zarar vereceğini dile getiren sosyal medya kullanıcılarına ise anne Kayalar şunları söyledi: "Tamamen saçma buluyorum. Bunu Milli Eğitim Bakanımızın zaatına söyleyeceğim. Kesinlikle ağır bulmuyoruz ve ona bu kitapları okutarak doğru yaptığıma inanıyorum" dedi.

        Atakan, anne ve babası ile...

        BABA KAYALAR: BU ONUN İÇİNDEN GELEN ŞEYLER

        "Biz normal, sıradan bir aileyiz" diyen Baba Altan Kayalar ise, "Zekanın yaşı yok. Akıl yaşta değil baştadır. Bunun bir zamanı da yok. Bu, onun içinden gelen şeyler. Zorla olmaz, bizim haberimiz bile yok. Kendi içinden geldiği gibi davrandı, biz de onu serbest bıraktık, yol gösterdik, yardım etmeye çalıştık. Her konuda serbest bıraktık, her türlü özgürlüğü vardı. Evde de özgür. Bizimle tartışabiliyor, istişarede bulunabiliyor" açıklamasında bulundu.

        "7 GÜN 24 SAAT KİTAPEVLERİNDE OLMAYI İSTİYOR"

        Anne Kayalar, "Atakan, en çok kitapevlerinde olmayı seviyor. 7 gün 24 saat kitapevlerinde olmak istiyor. Son 6 aydır uygun olmasa da bunu yapıyorum ve yapmaya da devam edeceğim. Çünkü onun ruhu bu şekilde mutlu oluyor. Devlete tabi olmayan psikologlarımızın doğrultusunda onlar bu yolda ilerlememi istediler, ben de öyle yapıyorum. Ben doğru olan bir şeyi yapıyorum. Yanlışsa da tekrar tekrar Milli Eğitim Bakanımızdan çok özür diliyorum. Amaç okuldan, eğitimden, öğretimden kaçmak değil; amaç bir insan, bir Türk çocuğu, bir ruh nasıl mutlu olacaksa onu öyle yaşatıyorum" dedi.

        Ev hanımı olan Hülya Kayalar, "Atakan'a bakacak kimsem yok o yüzden çalışabilme imkanım yok" dedi. Baba Kayalar ise şu an işsiz olduğunu, daha önce depoda çalıştığını, elektrikçilik yaptığını belirtti ve ekledi: "Kendi çapımda bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Aileme yardım etmeye çalışıyorum."

        "DEVLETİNE VE MİLLETİNE BAĞLI BİR İNSAN OLSUN"

        Baba Kayalar, Atakan'ın tek çocuk olduğunu dile getirerek, "Allah'tan bir oğlum olsun istedim. O da bana murad etti. Tek çocuğumuz oldu, onu büyütüp yetiştirmek için uğraşıyoruz, başka bir amacımız yok. Vatanına, milletine bağlı insanlarız biz, inşallah Atakan doğru yerlere gider, doğru insanlarla buluşur. Onu istiyorum. Devletine ve milletine bağlı bir insan olsun. Onu ümit ediyoruz" dedi.

        Anne Kayalar ise, Atakan için yurtdışında özel bir eğitim istemediğini vurgulayarak, "Sayın Milli Eğitim Bakanımız Ziya Bey'den Atakan için sosyal arkadaşlarından koparılmadan, çok yoğun eğitim saatlerine tabi tutulmadan, küçücük bir eğitim istiyorum. Çünkü bu insan sosyal hayatından koparılırsa bu kadar verimli ve başarılı olamaz. Ben de gerçek hayata bir daha geri döndüremem."

        "10 YAŞINDAKİ BİR ÇOCUĞUN BEDENİNDE 40-50 YAŞLARINDA BİR YETİŞKİN KONUŞUYOR"

        Atakan ile CNR Kitap Fuarı'nda tanışan ve yaptıkları kısa sohbeti sosyal medya hesabında paylaşan Kişisel Gelişim Uzmanı ve Yazar Serpil Ciritçi, "Kendimi şanslı hisettim tabii çünkü karşımda çok farklı bir çocuk var. Ilk düşündüğüm şey şuydu; bu çocuk sadece üstün zekalı değil. Zekanın ötesinde başka bir şey var. Ben tesadüflere inanmam. Pazar günü imza günüm vardı. Geldi ve konuşmaya başladık. Fark ettim ki; karşımda başka bir enerji var. İlk düşündüğüm şuydu; 10 yaşındaki bir çocuğun bedeninde 40-50 yaşlarında bir yetişkin konuşuyor. İlk önce tıpkı sizin gibi şaşırdım ve birkaç soruyla anlamaya çalıştım, acaba ezberlediği şeylerimi söylüyor yoksa çocuk gerçekten öyle mi diye... Atakan ile röportajı yaptıktan sonra ona dedim ki; 'Atakan, çok zeki bir çocuksun. Biz daha sonra bu videoyu sosyal medyada paylaşacağız. Ben eminim birileri görecek ve senin yolun çok açılacak. Ondan sonra da senin hep takipçin olacağım. Yanında olmamı istediğin müddetçe hep yanında olacağım. Buy kadar erken beklemiyorduk. Konuştuktan iki gün sonra Türkiye'nin gündemine oturacağını hiç düşünmedik ama oldu.

        Atakan'ın istediği şeyler belli. Çok ödev istemiyor, çok kalabalık sınıf istemiyor, uzun ders saatleri istemiyor çünkü hala bir çocuk. Bir yandan hayatı ıskalamadan koşmak, oynamak, hayatına devam etmek, sosyal hobileriyle ilgilenmek, spor yapmak; diğer yandan da eğitimine en iyi şekilde devam etmek istiyor. Biliyoruz ki bu çocuklar için özel kurumlar var, ona en iyi şekilde destek olacak, yetiştirecek eğitmenler var. Belki sosyal medya vasıtasıyla bunu sağlayabiliriz dedik ve oldu. Bunun için ben çok mutluyum, o da çok mutlu" diye konuştu.

        "ENDİŞELENEN ARKADAŞLARIN İÇİ RAHAT OLSUN"

        "Bu çocuk meraklı bir çocuk" diyen Ciritçi, "Fark ettim ki kimse ona zorla bir şey yaptıramaz. Merak ettiği her şeyi araştıracak, belki canı bir gün okula gitmek istemeyecek, onun yerine evde kitap okuyacak ama zorla sağa sola çekiştirilebilecek bir çocuk değil. Bence kimsenin endişelenmesine gerek yok, uzmanlar ve arkadaşları da yanında olacak. Gücüm yettiği sürece ben de yanında olacağım. Amacımız onun iyi bir eğitim görmesini sağlamaktı. Bugün bunun için mutluyuz. Bundan sonrası da en iyi şekilde yönetilecektir. O yüzden endişelenen arkadaşların içi rahat olsun. Biz bu süreci götürürüz."

        HABERTÜRK'TEN KİTAP ARMAĞANI

        5 ayda 250 kitap bitiren kitap kurdu Atakan'a Habertürk de bir kitap armağanında bulundu. Carl Sagan'ın Kozmos isimli kitabını takdim eden Habertürk ekibi, Atakan'a keyifli okumalar diledi.

        Şurada Paylaş!
        Yazı Boyutu

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ

        Habertürk Anasayfa