Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi Sosyal Güvenlik Soru cevap TES’te kıdem tazminatı kalkacak mı? - Sosyal Güvenlik Haberleri

        TAMAMLAYICI EMEKLİLİK SİSTEMİNDE KIDEM TAZMİNATINA EL Mİ KONULACAK?

        Orta Vadeli Program’da (OVP) öngörülen tamamlayıcı emeklilik sistemi sıfırdan başlayacak yeni bir emeklilik sistemi mi yoksa SGK’nın devamı niteliğinde mi olacak?

        Devlet bu sistemle bütün çalışanların kıdem tazminatına el mi koyacak? Bu kanun çıktıktan sonra, ölen kişinin eş ve çocukları SGK’daki gibi dul yetim maaşı alabilecek mi?

        Çalıştığım kurumdaki memur ve işçi arkadaşlar, tazminatlarına el konulacağı endişesiyle emekli olmak için sıraya girdiler. Bu arkadaşlara emekli olmalarını tavsiye eder misiniz? (Mustafa Ö.)

        REKLAM

        Sosyal Güvenlik Kurumu’nca sağlanan emeklilik birinci sütun olarak kabul ediliyor. SGK üzerindeki emekli aylığı baskısının azaltılması için ikinci, hatta üçüncü sütun emeklilik sistemi arayışları ülkemizde uzun süredir devam ediyor. Her yeni hükümet veya bakanlar konuyu gündeme getiriyor. Ancak, bir noktadan sonra kıdem tazminatı ile bağlantı kurulduğu için girişimler yarım kalıyor.

        2024-2026 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program’da, Otomatik Katılım Sisteminin (OKS) işverenlerin de katkısı ile ikinci basamak emeklilik sistemine dönüşeceği tamamlayıcı emeklilik sistemi kurulacağı belirtildi. Bununla ilgili kanunun da 2024 yılı 4. Çeyrek’te çıkartılması hedefleniyor. OVP’de kıdem tazminatının tamamlayıcı emeklilik sistemine dahil edilmesi ile ilgili bir ifade yer almıyor.

        Ancak, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın konuyla ilgili çeşitli açıklamaları bulunuyor. Yılmaz, HABERTÜRK TV’deki programda konuyla ilgili sorular üzerine, şu cevabı verdi:

        "Burada hükümetlerimizin yaklaşımı şu. İşçi kesiminin temsilcileriyle istişare içinde bu işi sonuçlandırmak. Yani tek yanlı bir çözüm dayatmak değil. Çözülmesi gereken bir mesele mi? Evet öyle. Ama bunu istişarelerle, işçi ve işveren dengesi içinde ve özellikle işçi kesiminin temsilcileri, sendikalarla istişare içinde bu konuya yaklaşmak. Kıdem tazminatında maalesef çok ciddi problemler de var. Ödenmeme meseleleri var. Başka sıkıntılar var. Oluşturduğu bir belirsizlik var. Özellikle iş dünyası firmaları üzerinde. Dolayısıyla bir dönem bir fon oluşturup bununla bu problemi çözme gibi bir yaklaşım vardı. Dolayısıyla bunlar önümüzdeki dönemde yine Türkiye'nin gündemde olan konuları olacak."

        REKLAM

        TÜRK – İŞ Yönetim Kurulu tarafından yapılan yazılı açıklamada ise kıdem tazminatının 1936 yılından bu yana yapılan her değişiklikte gelişme kaydederek işçiler bakımından taviz verilmez, vazgeçilmez, kazanılmış bir hak haline geldiği belirtildi. Açıklamada, “TÜRK-İŞ, kıdem tazminatı hakkının aşındırılması, biçim değiştirmesi, emekliliğin bir parçası haline getirilmesini değil, korunması ve geliştirilmesi gerektiğini savunmaktadır. Bu haktan yararlanamayan işçilerin kapsama alınması amaçlanıyorsa bu konuda katkı vermeye hazır olduğumuz her zaman ifade edilmiştir. OVP’de böyle bir düzenleme teklifinin gündeme gelmesi ve tartışılması çalışma hayatının huzurunu bozmuştur. Getirilmek istenen emeklilik sistemiyle amaçlanan emeklilerin gelir kaybını telafi edecek ve çalışma dönemindeki yaşam standartlarını korumayı sağlayacak bir yapının oluşturulması değil, ekonominin kaynak ihtiyacının karşılanmasıdır” denildi.

        Kıdem tazminatıyla ilgili bu tartışmalar özellikle uzun süredir aynı işyerinde çalışmakta olan işçilerde “kıdem tazminatı kaldırılacak mı, birikmiş kıdem tazminatımı alamayacak mıyım” şeklinde endişelere yol açtı. Bu konuda okurlardan sözlü, yazılı pek çok soru ve endişe mesajı geliyor.

        Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın yaptığı açıklamaya göre, konu önümüzdeki dönemde Türkiye’nin gündeminde olacak görünüyor. Geçmişteki yasa taslak ve tasarılarında çeşitli düzenlemeler öngörülüyordu. Sorunuzda dile getirdiğiniz seçenekler de üç yıl önceki taslakta yer alıyordu. Yeni düzenlemenin nasıl olacağı henüz belli değil. Emeklilik veya kendi isteğiyle ayrıldığında kıdem tazminatı almaya şu an itibarıyla hak kazanmış kişilerin bir mağduriyet yaşamasını açıkçası beklemiyorum. Diğer çalışanların düzenlemeden nasıl etkileneceği ise taslağın ortaya çıkmasıyla belli olacak.

        REKLAM

        Kıdem tazminatını da içeren tamamlayıcı emeklilik sistemi için işçi sendikalarının yanı sıra işveren örgütlerinin de ikna edilmesi gerektiğinin altını çizmemiz gerekiyor. Çünkü kıdem tazminatını işletmelerin üzerinde yük olarak görenlere karşılık, kıdem tazminatının işletmelerde çalışma düzenini korumada en etkili araç olduğunu düşünen işverenler de bulunuyor. Tartışmaların nasıl sonuçlanacağını görmeden kıdem tazminatını kaybetmeme endişesiyle işten ayrılma kararı alma konusunda acele edilmemelidir. Kanun teklifi TBMM’ye sunulduğunda içeriği de netleşecek. Teklifin komisyon ve genel kurul görüşmeleri de belli bir zaman alacak.

        3600 GÜN İLE EMEKLİ OLUNABİLİR Mİ?

        Benim durumum biraz farklı. Doğum yılım 1967. SSK ilk giriş 1993. 1993 yılında 40 gün olmak üzere SSK’da 492, BAĞ-KUR’da 75 prim günüm bulunuyor. 1994 yılından sonra 3 çocuğum oldu. Doğum borçlanması yapabilir miyim? Doğum borçlanması yaparsam 3600 gün ile kısmi emekli olabilir miyim? Eğer olabilirsem primlerimin kalanını çalışarak mı yoksa isteğe bağlı sigorta ile mi tamamlamalıyım? Hangisi avantajlı olur? (Ayşe Y.)

        Sigorta başlangıcı 8 Eylül 1999 tarihinden önce olanlar prim günleri normal emeklilik için yeterli değil ise 3600 prim günüyle kadınlar 58, erkekler 60 yaşında emekli olabilirler. Siz de prim gününüzü 3600’e tamamladığınız takdirde 58 yaşında emekliliğe hak kazanırsınız.

        Her bir çocuk için, çocuklar 2 yaşını dolduruncaya kadar geçen zamanda sigortalı çalışmadığınız süreler için doğum borçlanması yapabilirsiniz. Buna göre, her çocukta 720 günden toplam 2.160 güne kadar borçlanma hakkınız bulunuyor. (Ancak, çocuklar iki yaşını dolduruncaya kadar olan dönemde sigortalı çalışmanız veya isteğe bağlı sigortanız varsa bu süreler borçlanma yapabileceğiniz süreden indirilir).

        REKLAM

        Toplam 2.160 gün borçlanma yaptığınızı varsayalım. Bu durumda prim günleriniz 2.727’ye ulaşır, geriye 873 prim günü eksiğiniz kalır.

        Burada dikkat etmeniz gereken önemli bir husus var. Eğer en son çalışmanız isteğe bağlı sigorta veya BAĞ-KUR statüsünde ise doğum borçlanması yapmadan önce bir ay da olsa 4a’lı (SSK) olarak bir işte çalışmalısınız. Doğum borçlanmasını, bu şekilde SSK’lı çalıştıktan sonra yapmalısınız. Aksi takdirde borçlandığınız prim günleri BAĞ-KUR’a sayılacağı için 3600 gün ile emekli olamazsınız.

        Bu sıralamaya dikkat ederek borçlanma yaptığınız takdirde kalan günleri dilerseniz çalışarak, dilerseniz isteğe bağlı sigorta primi ödeyerek tamamlayın, hiç fark etmez.

        Borçlanmayı bu yılın sonuna kadar yaparsanız günlük 143.09 TL olmak üzere 2160 gün için toplam 309 bin TL prim ödemeniz gerekir.

        18 YAŞINDAN KÜÇÜKKEN DOĞAN ÇOCUK İÇİN YAPILAN DOĞUM BORÇLANMASI GEÇERLİ MİDİR?

        Doğum tarihim 25.01.1977. İlk sigorta girişim 05.07.1991. Bu tarihte sadece 7 gün sigortam görünüyor. O zamanlar prim günleri bu kadar rahat takip edilemediğinden hiç gidip bakmak aklımıza bile gelmedi. 17 Ağustosta 1999 tarihinde çalışmaya başladığım işyeri 2000 yılı ocak ayında sigortamı yatırmaya başlamış. 1991 - 2000 yılı arası sadece 7 gün pirimim görünüyor. Kızım 1994, oğlum ise 2003 doğumlu. EYT yasası çıkınca SGK’ya giderek 2 çocuk için doğum borçlanması yaptırmak istediğimi söyledim. Bana 2 çocuktan toplam 4 yıl borçlanma yapabileceğimi ve geri kalan eksik günlerimi çalışarak 5525 günden 2024 yılında emekliliğe hak kazanacağımı söylediler. Buna istinaden 99.980 TL ödeyerek eksik günlerimin bir kısmını kapatmış oldum. Lakin sonrasında çevremdeki kişiler kızım doğduğunda 17 yaşında olduğumu, bu nedenle primlerimin sayılmayacağını, boşuna prim yatırmış olduğumu söylediler. Şimdi ben ne yapmalıyım? Boşuna mı prim yatırmış oldum? (Dilek D.)

        Doğum borçlanmasında önemli olan, çocuğun sigortalı çalışmaya başladıktan sonra doğmuş olmasıdır. Sigortalı çalışmaya 1991 yılında başladığınıza göre, 1994 yılında, henüz 18 yaşını doldurmadan doğan kızınız için yaptığınız doğum borçlanması prim günlerinize eklenir. 18 yaşın doldurulması, 8 Eylül 1999 öncesi çalışmaya başlayan SSK’lı kadınlarda 20, erkeklerde 25 yıl olan sigortalılık süresi bakımından önemlidir. Sigortalı çalışmaya 18 yaşından önce başlamış olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurduğu tarihten itibaren geçerli sayılır. Sigortalılık süresini doldurmuş olduğunuz için sizin açınızdan geriye sadece eksik prim günlerinizi tamamlamak kalmış görüyor.

        ÖNERİLEN VİDEO
        Şurada Paylaş!
        Yazı Boyutu

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ

        Habertürk Anasayfa