Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Edebiyat Tam bir Türkiye sevdalısı

        Kadıköy’de bir kafe, kitabevi aynı zamanda. Kendime birkaç tane çocuk kitabı alıp kasaya yöneldiğimde arkamdan bir kadın yanıma yaklaşıp “Siz de mi çocuk kitabı okuyorsunuz?” diye soruyor. Ayaküstü sohbete başladığım kadının çocuk kitapları yazarı ve illüstrasyonlar yapan Karen Fung olduğunu anladığımda keyifli bir tebessüm yayılıyor yüzüme. Yeni kitabı da yeni yayınlanmış, üstelik Türkiye’yi konu alıyor; Let’s Roll in Turkey. Hong Kong’da doğmuş Karen Fung, filmlerde gördüğümüz ufak tefek apartmanların arasında büyümüş. Beş kız kardeşin en büyüğü. Avustralya’da Melbourne Üniversitesi’nde güzel sanatlar eğitimi almış. Matbaacılık, hemşirelik, garsonluk, sekreterlik gibi birçok işte çalıştıktan sonra yolu İstanbul’a düşmüş. Çocuklar için sanat ve İngilizce öğretmenliği yapıyor. Beş yıldır İstanbul’da yaşıyor ama öncesi de var. Bunun yanı sıra çocuk kitapları yazıyor ve resimliyor. 46 yaşındaki Fung, 16 yaşındaki kızıyla tam bir Türkiye sevdalısı. Gerisini kendisinden dinleyelim... HT Cumartesi'nden Ekin Türkantos'un haberi...

        REKLAM

        Türkiye’ye ne zaman, neden geldin?

        Bu bana en çok sorulan soru. Cevabı da tabii ki bir aşk. 17 yıl önceydi. Melbourne’da okurken bir arkadaşım bir Türk erkeğe âşık olmuştu ve ailesinin karşı çıkmasına rağmen o adamla evlenmeye karar vermişti. Ne olursa olsun Türkiye’ye gelecekti. Kendisiyle gelecek kimseyi bulamadığı için benden nikâh şahidi olmamı istedi. Ben de İzmir’deki düğününe katılmak için Türkiye’ye uçtum. Türkiye’ye ilk gelişimdi. Ama nikâh gerçekleşmedi.

        Ne hikâye ama...

        Böylece Ege sahillerini takip ederek Bodrum’a doğru bir yolculuğa çıktım. Ve kader! Bodrum’da eşim ve çocuğumun babası olacak adamla karşılaştım, ona âşık oldum. Hayatımın en güzel zamanlarını eşim ve bebeğimizle Ege Denizi’nde geçirdim. Teknemizle Mavi Yolculuk düzenliyorduk. Türkiye’yle ilgili tek bir şey söylemem gerekirse bu şu olurdu: Muhteşem bir turkuaz mavisi, bu mavinin parlak kristal tonları, kayalıklı kıyılar ve güneş.

        REKLAM

        Daha sonra İstanbul’a yerleştin öğretmenlik yapıp çocuk masal kitapları yazıp illüstrasyonlar yapıyorsun...

        Her zaman güzel kitaplara çok düşkün oldum. Kızım küçükken, çocuk dünyasının güzelliğini derin bir şekilde tecrübe ettim. İçimde her zaman resimli çocuk kitapları yapmayı istediğimi söyleyen güçlü bir ses vardı. Bir arkadaşım bana bir hikâyesinden bahsetti. Bir kitap yapmaya karar verdik. Ortaya ‘Sakalını Taşıyan Adam’ kitabı çıktı. O, kitabı yazdı, ben resimledim.

        Çocuk kitabı yazmaya burada başladın yani...

        Evet. Önce ‘Sakalını Taşıyan Adam’, ardından ‘Karınca Kitabım’ ve ‘Minik Üzgün Kaktüs’ kitaplarını resimledim. Son olarak da ‘Let’s Roll in Turkey’i yazıp resimledim.

        ‘BELKİ DE FAZLA ROMANTİĞİM’

        ‘Let’s Roll in Turkey’in hikâyesi de çizimleri de sana ait. Türkiye’yi nasıl anımsıyorsan kitapta o unsurlar ön plana çıkıyor. Martılar, simit, çay, Kapadokya, Bodrum, Maraş dondurması, misafirperverlik, Efes, Denizli horozu, caretta caretta ve Boğaz köprüleri. Kendi gözünden İstanbul’u yansıtıyorsun. Senin yaşadığın İstanbul nasıl bir yer?

        REKLAM

        Türkiye’de yaşarken arkadaşlarımın ve yabancıların bana gösterdiği nezaket ve sevgiye minnettarım. Zor zamanlarımda bile büyük yardımlar gördüm. Küçük gibi görünse bile çok önemli şeyler. Mesela param çıkışmadığında limonları bedava vermeye çalışan bakkal yahut otobüste İstanbul kartını kullandığım birinin benden para almayı kabul etmemesi gibi. Buraya olan hayranlığımı ve insanının cömertliğine duyduğum minneti nasıl ifade edebileceğimi hep düşünmüşümdür. Belki fazla romantiğim ama biz nasıl görmek istiyorsak hayatın o hale dönüştüğüne inanıyorum. İşte kitapta da ifade etmek istediklerim bunlardı. İllüstrasyonlar aracılığıyla bu ülkeye duyduğum sevgiyi çocuksu bir şekilde ifade etmeye çalıştım. İki dilin bir arada olmasının da olumlu anlamda bir köprü vazifesi göreceğini düşünüyorum. Kitapta yaşadığım güzel anıları resimledim.

        Çocuklara kitap yazmanın keyifli ve zor yanları neler?

        Yaratıcılık için sonsuz hayal gücü sağlıyor. Görsel anlatıma tatlı bir sevecenlik, şefkat ve mizah duygusunu nakledebilmek çok ilginç. Küçük bir yüz ifadesi, naif fakat endişeli bir bakış, minik bir el, küçük bir böcek... Zor yanı ise bir çocuğun dünyasına girmeye gönüllü olmak, sabır ve her şeyi onların perspektifinden görebilmek. Bir yetişkin olarak çocuklara sunmak istediğiniz düşünceyle ilgili sorumluluk taşımak. Bu basitlik işin en zor kısmı.

        Şurada Paylaş!
        Yazı Boyutu

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ

        Habertürk Anasayfa