Fatih Altaylı: Aklın yolu Lucescu'ydu

Fatih Altaylı, Milli Takım'ın teknik direktörlüğüne Mircea Lucescu'nun getirilmesini Habertürk TV'de yorumladı.

"AKLIN YOLU BUYDU"

"Beni niye çağırdığınızı anlamadım zaten. Ben bunların hepsini daha önce söyledim. Fatih Terim'in görevden alınmasından 15-20 dakika sonra buraya çıktım, ne dedim o gün? 'Fatih Terim istifa etmedi, kovuldu' dedim mi, dedim. 'Yerine gelmesi gereken adam Lucescu' dedim mi, dedim. Ne oldu? Bunların hepsi oldu. Övünmek için söylemiyorum. Aklın yolu buydu. Fatih Terim'in istifa etmediğini herkesin tahmin etmesi gerekirdi. Daha önce bilgisi gelmişti diye söylemiştim. Terim bunu başta gizledi fakat daha sonra tazminat meselesi gündeme gelince açıklamak zorunda kaldı. Milan'dan da ayrıldıktan sonra da 1 yıl boyunca parasını almaya devam etti. Bu genelde lig takımlarında yapılan şeylerdir, rakibe gitmesini engellemek için. Milli Takım'da niye böyle bir sözleşme yapılmış bunu federasyona sormak lazım.

Lucescu demiştim o gün. Lucescu dünyadaki en iyi teknik direktör değil ya da tek iyi teknik direktör değil ama iyi bir teknik direktör. Çok ciddi bir taktik dehası. Ben Galatasaray'da 2. başkanlık yaptığım dönemde Lucescu ile bire bir çalışma durumunda kaldım. Hatırlarsanız Galatasaray tarihinde ilk defa Süper Kupa'yı aldı, Şampiyonlar Ligi'nde 2 kez gruplardan çıkarak çeyrek finale yükseldi. Bu tamamen Lucescu'nun başarısı. O günkü takımı hatırlayanlar bilecektir. Takımın en büyük starı futbolu bırakmaktan dönmüş, bizim Galatasaray'a Siirt'ten kiralık olarak aldığımız Sergen'di. Sol bekimizde 100 bin dolar'a oynayan bir oyuncu vardı. Forvetimiz Ümit Karan'dı. O takımla, Bülent Akın'larla, Fleurquin'lerle, Perez'lerle... En pahalısı 200-300 bin dolar'lık oyuncularla, Sergen ve Ümit Karan hariç... Galatasaray'ı o sene Şampiyonlar Ligi'nde 2 gruptan çıkardı, Real Madrid'i yenerek Süper Kupa'yı aldı. Bir taktik dehasıdır, muazzam bir futbol oynatmaz. Rakibi durdurmayı, rakibi nasıl geçebileceğini, eleme usulü maçlarda çok iyidir. Oyunu çok iyi okur. Hiçbir teknik adamda görmediğim kadar, defalarca maç izlemişimdir, soyunma odalarına inmişimdir, Lucescu kadar az teknik adam gördüm. Mourinho'yu görmedim tabii ama gördüklerim arasında en iyisi Lucescu'ydu diyebilirim.

GALATASARAY'A NEDEN GELMEDİ?

Galatasaray'ın görüşme biçimi yanlıştı. Lucescu akıllı bir adamdır, Dursun Özbek yönetimine baktığı zaman zaten buraya gelmemesi gerektiğini hisseder. Galatasaray yönetiminde biraz zeka, biraz iş bilirlik olsaydı Lucescu'yla görüşmeye Can Topsakal, ardından başkan gitmiş galiba, giderlerken yanına Lucescu'yu tanıyan Galatasaray'dan birini alırlardı. Elbette beni almazlardı, beni almalarını beklemiyorum, zaten çağırsalar da gitmem onlarla bir yere de... Mesela Ali Dürüst, Burak Elmas... Böyle birini götürseydi çok rahatlıkla ikna ederlerdi. Ama Dursun Özbek bu işlerden anlamadığı için Lucescu Milli Takım'a gitti. Kim gitti görüştü? Ali Dürüst görüştü. Yıldırım Demirören tek başına gitseydi, büyük ihtimal Lucescu gitmezdi ya da çok pahalıya gelirdi. Milli Takım için çok iyi oldu bence.

Cristiano Ronaldo bugün dünyanın en pahalı futbolcusu mu? Ronaldo, kendi milli takımında bacağı kopması pahasına oynadı, final maçında sakatlanıp oyundan çıktıktan sonra ne kadar oyuna konsantre bir şekilde takımı adeta yönettiğini gördük. Bu duygu, yaratılan bir duygudur. Siz futbolcuları küstürürseniz, kavga ederseniz, 'Siz kimsiniz, ben her şeyim' derseniz, o futbolcu oynamaz. Ama o futbolculara takım olma ruhunu aşılayabilirseniz o futbolcu oynar. Lucescu'nun yumuşak tavrı futbolcular üstünde çok etkilidir.

"FUTBOLCU PSİKOLOJİSİNDEN ÇOK İYİ ANLAR"

Galatasaray'da beraber çalıştığımız dönemde futbolcuları çok iyi yönetti. O dönem ödeme sıkıntısı var, her zaman olduğu gibi Galatasaray'da. Lucescu bizden o sırada Gaziantepspor'da oynayan bir oyuncu transfer etmemizi istiyor. 'Para yok' diyoruz, 'Ne yapın, edin, alın' diyor. O sıralar Celal Doğan, Gaziantepspor başkanı. Abdurrahim gitti görüştü. Celal Doğan demiş ki; 5 milyon dolar. Abdurrahim geldi, dedim ki 'Mümkün değil, böyle bir para yok." Sonra Celal Doğan'a İstanbul'a gelince gidip hep beraber görüşelim dedik. Ben, Abdurrahim, galiba Özer Saraçoğlu da vardı. Yolda Mehmet Cansun aradı, 'Ben de geleceğim' dedi, 'Aman sen gelme, sen gelirsen kazık yeriz' dedim. Neyse o da geldi. Tam buluşacağız, telefonum çaldı, Lucescu arıyor. Nasıl kızgın, 'Futbolcu almaya gidiyormuşsunuz' dedi. 'Sen istedin diye alıyoruz, bize kalsa kimseyi almayacağız' dedim. 'Alamazsınız' dedi, nasıl kızdı... Anlamadım da ben... Gittik, biz 5 milyondan 2 milyon dolar'a indirdik, aldık futbolcuyu. Geldim tesislere, çok kızgınım Lucescu'ya. 'Ne yapıyorsun Luce' dedim, 'Yapmak zorundaydım, kusura bakma. Çünkü futbolcular yanımdaydı' dedi. 'Biz futbolcuların parasını ödeyemezken, başka bir futbolcu aldığımız zaman ve benim bunu istediğim anlaşılırsa futbolcularla aramda çok ciddi sıkıntı olurdu, ben bir tuluat yaptım' dedi. Kulübün menfaatlerini de çok koruyan biriydi. Pahalı futbolcu istemez, bütçeyi bilir. Milli Takım'da bunlar olmayacak tabii ama futbolcu psikolojisinden çok iyi anlar. Yumuşak yumuşak, ağzını burnunu eğmeden dediğini yaptırma otoritesine sahiptir. Çok değişik bir adamdır yani. Çok severim ben. Özhan Canaydın kendisini kovduğu zaman, ben çok ciddi bir tartışma yaşayıp çıkmıştım odasından. Hemen ertesi gün Lucescu'ya veda gezisi düzenledik. Ağlayarak gitmişti. 1 sene sonra da Beşiktaş'a gelip, Beşiktaş'ı şampiyon yapmıştı.

Demirören'le sorun yaşayacağını zannetmiyorum. Demirören sorun çıkartan bir adam değil, sorun çözen de bir adam değil. Acaba Lucescu görev süresini tamamlayıncaya kadar Demirören görevde kalacak mı? O da ayrı bir soru işareti.

"DÜNYA KUPASI'NA GİTME İHTİMALİMİZ ARTTI"

Türkiye, Dünya Kupası'na gider mi? Bu zor bir sual. Fatih Terim'le gitme şansı yüzde 50 ise Lucescu ile birlikte yüzde 70'e, 75'e çıkmıştır. Lucescu çok önemli bir taktik adamıdır, zayıf takımların güçlü takımlar karşısında iyi sonuç almasını sağlar. Rakibi çok iyi etüt eder. Takımı da asla 'Yürüyün aslanlarım, koçlarım; sizden büyüğü yok, hadi bakalım, ya Allah ya Muhammed' diye göndermez. Kimin ne yapacağını bu kadar detaylı anlatan, futbolcuları bir bilgisayar gibi kodlayan, maçı bilgisayar gibi okuyan bir teknik adam ben gerçekten görmedim. Muhakkak vardır ama Avrupa'nın büyük takımlarındadır. Maçtan önce bize rakibi anlatırdı mesela. Hakikaten maçta Lucescu'nun dediği bire bir çıkıyor. Milimetrik bir düzenle... Muazzam bir taktik gücü vardır. İnşallah başarılı olur.

Lucescu'nun elinde koca bir Türkiye havuzu var. Hiç ummadığın bir adamı, belki bir 2. lig oyuncusunu ya da ligde dikkat çekmeyen bir oyuncuyu Milli Takım'a alabilir. Der ki kendi kafasından 'Hollanda'daki Robben'i, Malatya'daki Ahmet durdurur.' Çok garip kurgular yapabilir. Havuzu çok geniş değerlendirecektir. Ön yargıları, hesaplaşma durumları olmadığı için... O benim adamım, o bunun adamı gibi egosantrik yaklaşımlara girmeyeceği için eski hocamız gibi, çok daha rahat kullanır kadroyu. Lucescu'nun bilgisine çok saygı duyarlar. Lucescu Galatasaray'a geldiği zaman bazı yazarlarımız, 'Kim bu Romen çingenesi' diyenler oldu. Fakat bu adam futbolcuların birkaç maçta öyle saygısını kazandı ki, futbolcular çünkü teknik adamın doğru yapıp yapmadığını bizden daha iyi görür. Bunları gördükçe futbolcunun saygısı artar. İlk gün dedim, 'Ben olsam Lucescu'yu getiririm' diye.

ARDA TURAN'I ALIR MI?

Lucescu'nun hiçbir kompleksi yoktur. Ama Arda'ya af, Lucescu'nun elinde mi, başkalarının elinde mi? Onu bilemiyorum. Ya da Lucescu, 'Arda'ya ihtiyacım var' der mi? Ama ihtiyacı varsa zerre çekinmeden Arda'yı da oynatabilir.

CHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel'in Milli Takım hocalarının tazminatlarıyla ilgili yaptığı kanun teklifi için:

Asgari ücretin 10 katı verilsin demiş. Yani 15-18 bin lira. Olur mu? Olmaz tabii ki. Hangi teknik adamı getireceksiniz? Bir Türk vatandaşı diyebilir tabii. Ama bu endüstri içinde böyle bir teklifin pek bir anlamı yoktur."