Şinasi Yurtsever: Komedi bir ihtiyaç

Komedi içerikli projelerin popüler yüzlerinden Şinasi Yurtsever, bugün vizyona giren yeni filmi ‘Dört Köşe’ ile yine güldürmeye geliyor. Muzo adlı mahalle delikanlısı rolüyle hayranlarını şaşırtmaya hazırlanan sempatik oyuncu, “Komedi insanlar için ruhsal bir tedavi aracı. Her birey iki saatliğine de olsa kafasındaki olumsuz düşüncelerden arınıyor. Komedi bir ihtiyaç” diyor.

"BEĞENİLMEMEK BENİ DEMORNİZE EDER"

‘Çalgı Çengi’, ‘İşler Güçler’ ve ‘Düğün Dernek’te canlandırdığı karakterlerle dikkat çeken Şinasi Yurtsever şu sıralarda ‘Dört Köşe’ adlı yeni filmiyle gündemde. Yurtsever, “Takdir edilmek istiyorum. Beğenilmemek beni demoralize eder” diyor

Oyunculuğa 1996 yılında baş- layan Şinasi Yurtsever, son 6 yıldır komedi türündeki dizi ve filmlerin aranılan oyuncularından biri. ‘Kardeş Payı’ dizisinde canlandırdığı Hilmi karakteriyle geniş bir hayran kitlesine ulaşan Yurtsever, beyazperdede güldürmeye tüm hızıyla devam ediyor. Yönetmenliğini Ömer Faruk Yardımcı’nın üstlendiği ‘Dört Köşe’ adlı filmde Ayça Erturan, Ulaş İnan Torun, Murat Akkoyunlu ve Burak Satıbol gibi isimlerle birlikte rol alıyor...

‘Dört Köşe’ filmi neyi konu alıyor?

Haksızlığa uğramış insanların kendi adaletlerini sağlama yolunda attığı adımları mizahi bir dille işleyen bir film. Günlük hayatta bir araya gelemeyecek dört ana karakterimizin ortak noktası farklı şekillerde haksızlığa uğramaları. Filmde, aynı gece aynı nezarethaneye düşmüş Aşkın, Emel, İrfan ve Muzo’nun haksız yere göz altına alındıktan sonra birlik olup düzene karşı “Biz de varız ulan, buradayız, yaşıyoruz” diyerek başkaldırışına tanık olacağız. n

Sizin canlandırdığınız Muzo karakteri nasıl biri?

Muzo, annesiyle birlikte aşayan, ona çok düşkün, sinirli bir mahalle delikanlısı. Sağı solu belli olmayan biri. Eğip bükebilme olanağım olduğu için bu karakteri daha bir sevdim.

Uyumlu bir ekip olduğunuzu düşünüyor musunuz?

Filmde her oyuncu birbirini tamamladı. Bu sette çalıştığım arkadaşların çoğuyla yolumuz daha önce kesişmişti. En büyük şansımız yönetmenimizin Ömer Faruk Yardımcı olması oldu bana kalırsa. Hem zeki hem de kurnaz bir yönetmen. Özgün bir dili var ve işini ciddiye alıyor. Ekip olarak sinerjimiz fazlasıyla uyuştu. Böyle olunca da ortaya aksiyon dozu yüksek bir iş çıktı.

Size sunulan bir projeyi değerlendirirken nelere dikkat edersiniz?

Fazlasıyla dizi ve sinema filmi teklifi alıyorum ama çoğunu kabul etmiyorum. Bana verilen karakterin bir geleceği olduğunu görür, filmi kafamda canlandırabilirsem o filmde veya dizide olurum. Karakterin konuşma dili çok önemli. Seyirci beni izlediğinde “İyi ki Şinasi oynamış” dedirtmeliyim. Önüme gelen her filmde rol alayım kafasında değilim. Her role balıklama atlamıyorum, atlanılmaz yani!

Beğenilmemek sizi üzer mi?

Çok beğenilmek ve takdir edilmek istiyorum. Beğenilmemek beni demoralize eder. Açıkçası biraz da rezil olma korkusu var. 40’ımdan sonra ünlü olduğumu düşünürsek, sağlamcı bir tarafım var. Bazen “Demek kendimi çok önemsiyorum ki rezil olmaktan korkuyorum” diyorum. Mükemmeliyetçi olmak böyle bir şey olsa gerek. Ama biz toplum olarak zaten orantısız seviyoruz.

Nasıl yani?

Bir sanatçıya fanatiklik boyutunda hayranlık duymak yanlış. Buna en güzel cevabı Sezen Aksu vermiştir. Der ki: “Keşke beni bu kadar yoğun sevmeseler de rahat hareket edebilsem.” İsimlerin önüne, minik serçe, prenses, megastar ve imparator gibi tamlamalar gelince işin rengi değişiyor. Beni karakter ismimle değil de, kendi ismim ve soyismimle çağırdıkları için mutluyum. Orantılı sevmek lazım!

"KOMEDİ BİR İHTİYAÇ"

Güldürmek sizde ne tür hisler uyandırıyor?

Bir oyuncu için bulunmaz Hint kumaşı. Özellikle askerlerden veya hastanede tedavi gören birey veya doktorlardan aldığım mesajlar beni kamçılıyor. Düşünsenize, psikolojik açı- dan zor bir durumda olan insanın yüzüne tebessüm konduruyorsunuz. Ekranda dramdan geçilmiyor. İnsanları gergin ve mutsuzken güldürmek çok faydalı bir hizmet.

Komediye olan eğilimin artmasını nasıl yorumlarsınız?

Komedi insanlar için ruhsal bir tedavi aracı. Her birey 2 saatliğine de olsa kafasındaki olumsuz düşüncelerden arınıyor. Komedi bir ihtiyaç.

"BENDE HIRS EKSİK"

Bugünlere gelmek kolay oldu mu?

Hiç kolay olmadı. Dişimle tırnağımla çalışarak 20 yılı aşkın bir sürede bu noktaya geldim. Bugün hâlâ önüme bir senaryo geldiğinde onu elime alıp köpek gibi çalışıyorum. ‘Armut piş ağzıma düş’ zihniyetiyle bir yere varılamayacağının bilincindeyim. Bir projeyle ünlenen pek çok oyuncu var ama ilerleyen dönemde kalıcı olma konusunda sıkıntılar çıkabiliyor. Bu sektöre paraşütle inmedim!

20’li yaşlarınızdaki halinize ne öğütte bulunurdunuz?

Keşke kaygı düzeyim daha az olsaydı, keşke biraz daha hırslı ve cesur olsaydım şeklinde tavsiyede bulunurdum. İnanır mısınız bende hâlâ hırs eksik, herkese hırslı olmalarını tavsiye ediyorum. Yaş kaç olursa olsun hırs olmalı!

"ŞENER ŞEN GİBİ KALICI OLMALI"

Bugüne kadar hiç magazin figürü olmamanızı nasıl açıklarsınız?

Evli barklı adamım, iş odaklıyım. Ama bu konuda Şener Şen’i kendime idol olarak görüyorum. Şener Bey, çok popüler değil, magazin figürü de değil ama bir iş yapar, adını tepeye yazdırır. Hem hâlâ saygı görüyor hem tercih ediliyor hem de her şeyi yapmıyor. Onun gibi kalıcı olmak lazım.

Şinasi Yurtsever, “Komedi türünde film senaryosu yazıyorum. 2-3 aya tamamlayacağım. Yapımcılara duyurulur” diyor.

Ahmet Kural, Murat Cemcir ve Selçuk Aydemir’le yakın dost olan Şinasi Yurtsever, “Onlarla kader birlikteliğimiz var. Beraber parasız kaldık, beraber ünlü olduk. Onlarla ilerleyen dönemde her türlü projeye varım” diyor.

“Sıçrama noktam ‘İşler Güçler’ oldu. ‘Kardeş Payı’ ile tavan yaptım” diyen Yurtsever ekliyor: “Popülariteyi en üst düzeyde tutmak zor.”