Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Röportajlar Şahan Gökbakar, emekli olmaya karar vermişti ama... - Magazin haberleri
        • 1

          Şahan Gökbakar, 5 yıl aradan sonra sinemaya dönüyor. Gökbakar, 'Erdal ile Ece' adlı sinema filmiyle izleyicilerin karşısına çıkacak.
          Yapımcısı, senaristi olduğu ve Seda Türkmen ile başrolü paylaştığı Çamaşırhane Film yapımı 'Erdal ile Ece'nin yönetmeni Togan Gökbakar...
          ilişkilerinde acı tatlı çatışmalar yaşayan ve bu nedenle kendilerini türlü türlü komik durumların içerisinde bulan evli bir çiftin hikâyesini konu edinen 'Erdal ile Ece', gösterime 23 Şubat'ta girecek.

        • 2

          Şahan Gökbakar ile Seda Türkmen, Habertürk'ten Mehmet Çalışkan'a verdikleri röportajda gerek filmle, gerekse kendileriyle ilgili birçok açıklamada bulundu. Gökbakar'ın çarpıcı açıklamalarından biri, şüphesiz, pandemi döneminde mesleğini bırakmaya karar verdiğini söylemesi. Öyle ya, gişe rekortmeni bir sinemacı, erken yaşta neden emekli olmayı düşünür? Nedenini anlattı...

        • 3
        • 4

          'Recep İvedik 5' ile Türk sinemasının gişe rekortmeni olan Şahan Gökbakar'ın yapımcısı, senaristi ve başrol oyuncusu olduğu 9 filmin toplam izleyici sayısı; 36.193.499... Aynı zamanda; 2006'da 'Gen'de (173.112) oyuncu olarak kamera karşısına geçen Şahan Gökbakar, 2020'de 'Zengo'nun (175.931) yapımcısı ve ortak yönetmenliğini üstlendi.

          Bu rakamlara rağmen Şahan Gökbakar, pandemi döneminde aldığı radikal kararı; "Yeter, ömür boyu oyunculuk mu yapacağız" diye düşündüm. Ciddi ciddi düşündüm" şeklinde açıklarken bu düşüncesinden vazgeçmesi, gelen bir teklifle oldu.
          Hayaller başka, mesleğin çekim gücü başka...

          Seda Türkmen ise bir sezonda üçleme yapmasının kendisine neler hissettirdiğini dile getirirken kazandığı ödüllerin kariyerine nasıl bir etkisi olduğundan söz etti.

        • 5

          "İŞ, BURAYA KADAR GELDİ"

          ‘Erdal ile Ece’ filmini romantik komedi olarak tanımlayabilir miyiz? Aslında; dijital platform için hazırlamıştın ve bir dizi projesiydi, sonra filme dönüştürdün. O Süreci anlatabilir misin?
          Şahan Gökbakar... Evet, romantik komedi tarzında bir evlilik komedisi diyebiliriz. O platformdaki birçok dizi ve film gibi bizim dizi projesi hakkında da yayınlanmama kararı alınınca, "Biz de o zaman elimizde böyle bir materyal var. Bunların üç tanesini birleştirip bir sinema filmine dönüştürelim, sinemaya çıkalım" dedik ve iş, buraya kadar geldi.

        • 6

          "TAM KARAR VERMEDİK"

          Diğer bölümleri değerlendirecek misin?
          Şahan Gökbakar... Bilmiyorum, öyle bir tasavvurumuz olmadı. "Bunların üçünden hangisi birbirine daha güzel uyuyor, hangisi daha komik, hangisi daha eğlenceli" diye baktık. Sonra da böyle bir üçlü yaptık. Bir üç tane daha var. Belki devamı gelir, belki de YouTube’da yayınlarız. Belki bir platforma veririz. Tam karar vermedik.

        • 7

          "ETKİLENMEK, ZATEN İLK KARŞILAŞMADA OLUYOR"

          Seda, teklif geldiği zaman neler hissettin? Filmin özellikle hangi unsurları seni etkiledi?
          Seda Türkmen... Birincisi; Şahan Gökbakar olması... İkincisi; zaten senaryo çok iyiydi. Öncesinde bir sahne okuma fırsatım olmuştu ve aslında tam benim oyuncu olarak içinde zevk alacağım, zevkle oynayacağım ve kendimi de yansıtabileceğim, eminim ki doğaçlama yapmama da alan tanınacak bir hikâyeydi. Şahan beyle karşılaştığımda da enerjisi ve ilişki kurma biçimi, ilk karşılamada ağırlama biçimi kendini belli ediyor. Zaten herkes hemen kendini belli ediyor. "Lütfen olsun, olmalıyım" gibi şeyler düşündüm ve istedim. Etkilenmek, zaten ilk karşılaşmada oluyor, olacaksa anlıyorsun ve oluyor, olmayacaksa da olmuyor.
          Şahan Gökbakar... O projenin gideceği yer; karşılıklı ilk on, on beş dakika konuşmadan sonra anlaşılıyor. Bir de Togan da (Gökbakar) dış bir gözle bizi izledi. Sohbet ediyorduk, o da bizi izliyordu... İlk on, on beş dakikadan sonra "Beraber bir proje yaparsak çok güzel olur" diyebiliyorsun. Ve hakikaten de öyle oldu... Çok iyi paslaştık, çok iyi doğaçlamalar yaptık. Sen biliyorsun, senaryo var ama "Haydi şimdi senaryoyu unutalım, doğaçlama çalışalım" mantığında çalışıyoruz. Seda, buna çok güzel adapte oldu ve üstüne üstlük bir de bu sebepten ötürü içinden çok fazla renk, doğallık, espriler, şakalar çıkardı. Onlar, projeye de çok değer kattı. O yüzden çok güzel oldu.

        • 8

          "EVLİLİKLE İLGİLİ BİRÇOK ŞEY BİRİKTİRMEYE BAŞLADIM"

          'Erdal ile Ece'nin hikâyesinin ortaya çıkış hikâyesi nedir? 'Celal ile Ceren', iki sevgilinin hikâyesiydi. Şimdi evli bir çiftin hikâyesi... Hep aynı tatta bir film çekmek istediğini söylüyordun...
          Şahan Gökbakar... Aslında bu, pandemiden önce bir film projesiydi bu öncelikle ve konu biraz daha farklıydı. Gene böyle bir "Çocuk yapalım - yapmayalım" üzerine ilerliyordu ilk hali. Sonra araya pandemi girdi. Derken, biz biraz "Film yapalım" düşüncesinden psikolojik olarak koptuk. "Sinemaların hali ortada, pandemi var, hiç kimse bir yere çıkmıyor" diye düşündük. Sonra derken bu dijital platform işleyişi başlayınca, onlardan dizi isteği geldi aslında... Biz hiç dizi yapmıyorduk. “Bunu diziye dönebilir miyiz?” dediler. Biz de "Döneriz ama farklı hikâyeler bulmak durumunda kalırız o zaman" deyip tamamen onu kenara bırakıp yeniden bir proje yaptık. 'Erdal ile Ece' öyle çıktı. Tabii ben 2015’te evlenince, evlilikle ilgili de birçok şey biriktirmeye başladım hafızada yaşadıkça, gördükçe... Birazcık da bunun yansıması oldu.

        • 9

          "YANINDA SEVGİLİSİ, EŞİ OLANLAR; ONU BİR ÖPSÜN"

          İzleyicilerin filmi izledikten sonra salondan özellikle hangi duygularla ayrılmasını umarsınız?
          Seda Türkmen... Yanında sevgilisi, eşi olanlar; onu bir öpsün, bir sarılsın, el ele çıkıp bir dondurma, bir mısır alsınlar. Sorunlar, günün sonunda bir şekilde tatlılıkla bağlandığı için ve öyle de olmalı... Problemler aşılabilmeli, didişmeler sonunda yerini mutluluğa, ferahlığa, tatlı sarılmalara bağlanması gerekiyor aslında... Tabii ortada başka bir niyet yoksa. O yüzden de umarım herkes kendi problemlerine dışarıdan bakıp, aslında ufak, çözülebilir olduğunu görür. Seviyorsan devam eder zaten, başka niyet dediğim; kafanda birini boşamak varsa zaten boşanırsın. Öyle bir fikir yoksa aklında bir şekilde onunla anlaşırsın. Çok basit çözümler... O yüzden de filmimiz umarım bunlara daha bir ışık tutar.
          Şahan Gökbakar... Bu bir evlilik komedisi aslında... Evliliğin içerisinde meydana gelebilecek bütün fikir ayrılıkları, kıskançlık, birbirinin hayatına fazlaca müdahil olma gibi bu tarz çatışma doğurabilecek birçok alan oluyor. Fakat bu bir komedi projesi ve tabii birazcık egzajere ettiğimiz, abarttığımız şeyler olduğu gibi bizzat kendi yaşadığımız, kendi evliliğimden de çeşitli durumların, anların olduğu bir proje oldu. Bu filmi izleyen insanlar; “Özünde ne kadar tatlı bir çift” diyecekler. Aslında çok farklı dünyaların insanları olsa da... ‘Erdal’ oto sanayide bir dükkan sahibi ve daha yerel bir tip. ‘Ece’ ise biraz daha kurumsal, bir plazadaki kozmetik markasında üst düzey bir yönetici ve o daha Avrupai bir tip. İkisinin ilgi alanları ve zevkleri de farklı ama ortak noktaları birbirlerini çok sevmeleri. Aslında birbirlerinin isteklerini, arzularını da önemsiyorlar ve onlar için bir şey yapmaya çalışıyorlar ama biraz ellerine yüzlerine de bulaştırıyorlar. Komik ve tatlı bir çift... Bu filme gidip, izleyip çıktıklarında insanların; “Çok güldük. Ne güzeldi. Aynı bizim gibi değil miydi? Şurası tam sen değil misin? Burası tam ben değil miyim?” diye konuşmalarını beklerim. Arzuladığım şey bu.

        • 10

          "ÖZEL DİYE DÜŞÜNÜYORUM"

          Seda, bu sezon ‘Erdal ile Ece’ bir de ‘Sandık Kokusu’nda rol alıyorsun. Bir de tiyatro oyunları var. Senin için oldukça bereketli bir sezon. Üçleme yaptığın bir sezon... Üç farklı kategoride olmak özeldir diye düşünüyorum. Neler hissediyorsun?
          Seda Türkmen... Tiyatro oyunlarım; ‘Hakikat, Elbet Bir Gün’ ve ‘Istırap Korosu’... Çalışmak kadar güzel bir şey yok tabii ki ama tiyatro oyunları zaten oynanan oyunlar olduğu için prova yapmıyorum. 'Sandık Kokusu'na yeni başladım. 'Erdal ile Ece’yi de geçen yaz öncesinde çekmiştik. Bazen hepsinin izleyicilerle / seyircilerle buluşması aynı zamana denk geliyor.
          Şahan Gökbakar... Seda, özel bir kadın zaten.

        • 11

          "BU SENE DİZİ VAR, TİYATRO YAPMAYAYIM DİYENLERİ ANLAYAMIYORUM"

          Futbolcular üçleme yaptıklarında hatıra olsun diye topu alıp evlerine götürüyorlar. Sen, anı olsun diye ne yapmak istersin?
          Seda Türkmen... Hakikaten maşallah ama bir yandan da çalışmak böyle bir şey. Oyuncu olduğum için ve tiyatrocu olduğum için işte şeyi pek anlamıyorum; tiyatro yapmak isteyip; “Bu sene dizi var, tiyatro yapmayayım” diyenleri anlayamıyorum. Tiyatro benim başka türlü beslendiğim bir yer.

        • 12

          "TİYATRO YAPIMCILARI ÇOK ZORLANIYOR"

          Tiyatroya son dönemlerde çok fazla ilgi olduğunu görüyoruz. Özel tiyatroların sayısı arttı, seyirci sayısı arttı. Sizce bunun nedeni nedir?
          Seda Türkmen... Artmalı zaten, hiç azalmamalı... Tiyatroların bir sürü meselesi var. Özellikle tiyatro yapımcıları çok zorlanıyor. Biz küçük bir tiyatroyuz. Bizim seyircimiz her zaman gerçekten bizi çok destekliyor. Özel tiyatrolar olarak umarım daha fazla sistem tarafından görünür oluruz. Çünkü bir sürü başka meselelerden dolayı çok zorlanılıyor. Fakat desteklendikçe de biz tiyatro sahnesine çıkmaya devam edeceğiz.

        • 13

          "EMİNİM ÜRETİLDİKÇE DE DEĞERLENECEKTİR"

          Türkiye’de tiyatro oyunu da seyircisi de arttı. Bunun nedeninin de Türk yazarlarının oyunlarının daha fazla sahnelenmeye başlamasından kaynaklandığını düşünüyorum. Katılır mısın?
          Seda Türkmen... Kesinlikle öyle... ‘Istırap Korosu’ tiyatro oyunumuzun yazarı Murat Mahmutyazıcıoğlu aynı zamanda Zerrin Tekindor’un ‘Toz’ oyununun da yazarı. Evet, üretilmeli. Eminim üretildikçe de değerlenecektir.

        • 14

          "ŞİMDİ HER YER LOKUMCU"

          Şahan, son yıllarda kültür - sanat faaliyetleri çok arttı. Sizce bunun nedeni nedir?
          Şahan Gökbakar... Benim gördüğüm kadarıyla birazcık daha müzikaller arttı. "Daha önce olmayan ne vardı?" diye düşünüyorum ama bence konserler artmadı. Bizim gençliğimizde neler neler vardı. 20’li yaşlarımızda, 2002, 2010’lar arası inanılmaz konserler vardı. İstanbul’da inanılmaz şeyler vardı. Mesela, festivaller vardı, şimdi hiçbir festival yok. Çadır kuranı kovalıyorlar. Ben senin gibi düşünmüyorum. Bence kötüye gidiş var.
          Seda Türkmen... Belki sayısı azaldıkça o kalanlara ilgi çok olduğu için çok gibi görünüyordur.
          Şahan Gökbakar... Ne festivaller vardı. Bütün o büyük içecek firmalarının sponsor olduğu festivaller vardı. Şimdi onlar yok. Bence kültürel üretim açısından ve gençliğin deneyimlemesi açısından çok kısır, yüzeysel, ufak bir alan kaldı bence. Ben hatırlıyorum, 20 - 25 yaşlarım arasındaki konserleri hatırlıyorum, Metallica’lar geliyordu, neler neler oluyordu. Taksim’e çıkardık, bir yerde biri söylerdi, öbür yere giderdik, başka bir rock star söylerdi. Şimdi her yer lokumcu.

        • 15

          "YEMEĞİ, ULAŞIMI, MISIRI DERKEN YİNE CİDDİ BİR PARA"

          Konserlerin de bir hayli arttığını görüyorum. Rakamsal olarak bu konuya bakacağım. Peki sinemanın durumunu nasıl değerlendirirsin? Pandemi öncesi dönemdeki seviyeye gelinmesi için neler yapılmalı?
          Şahan Gökbakar... Bunun tabii tek bir etkene bağlı olduğunu söyleyemeyiz. "Pandemi, sinemayı böyle yaptı" diyemeyiz. Bunun birçok etkeni var. Pandemi öncesi dönemde, 2019'da ‘mısır krizi’ diye basına yansıyan olayla ilgili çok çaba sarf etmiştik. Bütün yapımcılar için o çabayı sarf etmiştik. Sen de yakından biliyorsun... Sonra pandemi oldu. İnsanlar toplu alanlardan uzak durdu ve dolayısıyla sinemalar maddi anlamda kendini döndürmede çok zorlandı. Çünkü insanların gitmesi lâzım ki oralar ayakta dursun. Sonra yavaş yavaş belli başlı gruplar kapandı. Belli sinema sayıları azaldı, dolayısıyla perde azalınca, izlenebilme sayıları da otomatikman izleyici sayıları düşüyor. Bir de bu süreci dijital platformlar çok güzel değerlendirdi. Ayrıca bir de ülkemizde bir ekonomik kriz yaşandığı için insanların alım gücü düştü. Alım gücü, hele 2019 - 2020’lerden sonra inanılmaz bir hızla düştü biliyorsunuz. Doların yükselmesi her şeyi allak bullak etti. Enflasyon, uçtu gitti. Dolayısıyla da insanlar bütçelerinden ciddi bir parayı ayırmak zorunda kalıyorlar. Zannediyorum biletlerin ortalaması şu anda 140 - 150 lira, üç dört kişi gitsen, bir aile olarak gitsen, yemeği, ulaşımı, mısırı derken yine ciddi bir para. O yüzden insanlar bence gideceği filmlere seçerek gidiyor. O anlamda da sinema izleyicileri sayılarında bir düşüş oldu ama bizim zamanında, altın çağlarında yaptığımız 7 milyon 500 bin izleyici sayıları şu anda hayal. ‘Recep İvedik 5’; 7 milyon 500 bin, 'Recep İvedik 4'; 7 milyon 400 bin yaptı. Şimdi o sayılara gelmek mümkün değil.

        • 16

          "BENCE UZUN SÜRE GELİNMEZ"

          Hiçbir zaman mı gelinmez?
          Şahan Gökbakar... Bence uzun bir süre gelinemez. Çünkü o sayı fiziksel olarak da çok zor. O zamanlar çok fazla sinema vardı. Şimdi sayılar daha azaldı, perde sayıları azaldı. İnsanların içeri girebilecekleri kapasite belli artık.

        • 17

          "KATILDIĞIM BİR DÜŞÜNCE DEĞİL"

          Sinemanın gişe rekortmeni oyuncusu, senaristi ve yapımcısısın. ‘Recep İvedik 7’yi dijital platforma vermiş olmandan dolayı bir hayli eleştirildin. Yorumların ana kaynağı; sinemanın rekortmeni olarak sinemanın en çok ihtiyaç duyduğu anda filmini dijital platforma vermendi. Bu konuda neler düşünüyorsun?
          Şahan Gökbakar... Ben öyle bakmıyorum, o şekilde bakmıyorum. Benim bir yapımcı olarak kendi vizyonumdan oluşturduğum bir durum değerlendirmesi ve bir stratejim oluyor ve ona göre hareket ediyorum. Öyle bir düşünceye o açıdan bakıp da bir değerlendirmede bulunmadım. Katıldığım bir düşünce değil... Sonuç olarak ben bu projeyi de bir dijital platformla beraber anlaşma yaptıktan sonra oluşturdum. Aslında ben bunu sinemaya hazırlamıştım ama sonra dijital platforma verdim gibi bir durum da olmadı. Tamamen onların isteğiyle gerçekleşmiş bir proje oldu. Dolayısıyla hiç o açıdan bakmadım.

        • 18

          "HERHANGİ BİR BASKI HİSSETMİYORUM"

          Şahan, 'Erdal ile Ece' nezdinde üzerinde gişe baskısı var mı? Rekortmen sensin ve doğal olarak insanlar senin yeni filmini öncekilerle gişesel olarak karşılaştırıyor. Diyelim ki 'Erdal ile Ece', 4 milyon, 5 milyon yaptı. Rekor kırdığın filmin gişesiyle karşılaştırılacak ve bazı kişiler eleştirecek. Her filmin birbiriyle kıyaslanmalı mı?
          Şahan Gökbakar... Bence olmamalı, karşılaştırılmamalı... Ben böyle şeyleri hiç düşünmüyorum. Projelerin hepsi birbirinden bağımsız. Bir ‘Recep İvedik’ serisinin içerisinde de çok farklı gişe rakamları var. Dolayısıyla bir karakter kendi içinde bu kadar farklı gişeler yaparken farklı filmleri birbirleriyle kıyaslamak çok doğru değil. Zaten şu anda halihazırdaki ortam ve gişe sayılarına bakarsak, sinema şu anda çok farklı bir yerde duruyor. Ben şu anda bir ‘Recep İvedik’ projesi yapsam da yine asla 7 milyon 500 bin izleyici sayısı yakalanamaz. Benim inancım o yönde ama bu proje kendi içerisinde; eli yüzü düzgün, komik, giden insanların verdiği paraların karşısında eğlenebileceği bir proje. Ben, sadece filme giden insanların çıktıklarında ne kadar mutlu olup olmadıklarıyla ilgileniyorum. Herhangi bir baskı hissetmiyorum. Çünkü çok uzun zaman oldu. Ben ilk rekorumu 2008'de kırdım. 2009'da kırdığım rekoru bir daha kırdım. 2014’te bir daha rekor kırdım ve 2017’de bir daha kırdım. Şimdi ben neyin baskısını hissedeyim? Değil mi?

        • 19

          "NE PLAN YAPSAM OLMADI"

          Seda, kariyerinin hangi döneminde olduğunu düşünüyorsun? Mesleğin adına nihai hedefin nedir?
          Şahan Gökbakar... Seda, altın çağını yaşıyor. İki tiyatro oyunu, bir sinema filmi, televizyonda reyting rekorları kıran bir dizisi var, değil mi? Orada bir de ciddi bir rol yapıyor. Projelerin aranan yüzü.
          Seda Türkmen... "Şu dönemimdeyim, şimdi şuna geçiyorum" gibi bir planlamam yok. Çünkü ne plan yapsam olmadı. Başka bir yere kaydı... Serbest bırakınca, en azından geleni karşılayınca ve elinden geleni de yapınca, makineyi hep çalışır vaziyette bıraktığın zaman da işliyor her şey.

        • 20

          "HUZURU ASLA KAÇIRMAYACAKSIN"

          Şahan, sana göre mutlu bir evliliğin sırrı nedir?
          Şahan Gökbakar... Benim için şöyle; tırnak içinde bir ortaklık olarak değerlendirmek gerekiyor evliliği... Mutlu bir evliliğin sırrı, bir ortakla, bir ortaklık yaptığını anlamak... Dolayısıyla ne kadar kendi hayatına özen gösteriyorsan karşı tarafın da hayatına o kadar özen gösterip aynı özeni de oradan beklemek üzerine bir dengesi var. Bu dengeyi ne kadar güzel tutabilirsen, evlilikler o kadar mutlu, huzurlu ve güzel ilerliyor. En önemli şeylerden birisi saygı... Saygı çizgilerini asla geçirtmeyeceksin. Huzur; huzuru asla kaçırmayacaksın. Kendi huzurun kaçıksa, aynı evde yaşıyorsun diye başkasının huzurunu da kaçırma hakkın yok. Bu tarz kurallara baştan herkes riayet ederse, temelini sevgiyle oluşturup üzerine de bu kuralları, bu çizgileri net bir şekilde verirlerse, bence evlilikler bence keyifli bir arkadaşlık bazında ilerleyen, bir keyif ve bir mutluluk yumağı haline gelebiliyor.

        • 21

          "İNSANLARIN HER DÖNEM FARKLI RUH HALLERİ OLABİLİYOR"

          "Benim kahrımı eşim çekmeyecekse, kim çekecek?" gibi düşünülür...
          Şahan Gökbakar... O zaman sen de eşinin kahrını çekeceksin ama... İnsanların her dönem farklı ruh halleri olabiliyor. Evlilik dediğin şey, gönül ister ki ömür boyu beraber geçirelim. Ve insanların o modları, değişkenlikleri, sırf negatif anlamında, psikolojiler anlamında söylemiyorum; ilgi alanları, zevkleri de gelişiyor ve değişiyor. Büyüyoruz. Ben evlendiğimde otuz beş yaşındaydım, şimdi kırk dört yaşındayım. Bizim bir de evlenmeden önce bir flört dönemimiz vardı. Biz; on, on iki seneyi birlikte devirmiş insanlarız. Dolayısıyla birbirimizin değişimlerine, ilgi alanlarının değişimine alışıyoruz. Bazen daha bir iç sakinliği, bazen de "Çok gezelim, tozalım" şeklinde bir ruh hali geliyor. Bazen insan hayatından memnun olmuyor, bazen insan hayatından çok memnun oluyor. Bu dengeyi korumak ve oluşturmak lâzım. Evlilik öyle sürer.

        • 22

          "EMPATİ VE SEMPATİYİ UNUTMAMAK GEREK"

          Seda, sen bu konuda ne düşünüyorsun?
          Seda Türkmen... Ben de mutlu bir ilişki üzerinden örnek verebilirim. Gerçekten Şahan’ın bütün söylediklerine katılıyorum. Empati ve sempatiyi unutmamak gerek.
          Şahan Gökbakar... Bencillik yapmayacaksın. Bencil olmayan insanlar, rahat evlilik sürdürebilirler.

        • 23

          Seda, ödüllü bir oyuncusun. Ödüllerin kariyerine ne gibi etkileri oldu?
          Seda Türkmen... Hiçbir etkisi olmadı.

        • 24

          "SADECE BİR MOTİVASYON ETKİSİ OLUYOR"

          Kime sorsam aynısını söylüyor. Peki neden?
          Seda Türkmen... Ben de olacağını sandım. Sadece bir motivasyon etkisi oluyor.
          Şahan Gökbakar... Ne ödülü aldın?
          Seda Türkmen... ‘İstila!’ da, 'En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu', ‘Mavzer’de de 'Altın Koza'... Gerçekten çok büyük bir motivasyon kaynağı oluyor. Seni bir hareketlendiriyor seni ama onunu dışında... Ama olanı da oluyordur.

        • 25

          "HAKLIDIR"

          Geçen gün bir meslektaşınız, “Ödül aldım diye kaşemin yükseldiğini düşünüyorlar galiba... Kaşemin yükseldiğini düşünüp teklif gelmiyor ya da bu adama çok teklif gelmiştir, bizimkini mi kabul edecek, gibi düşüncelere giriyorlar. Ödülün bana öyle bir zararı oldu” dedi...
          Seda Türkmen... Haklıdır... Öyle bir neşe oluyor, sevinç oluyor, orada birkaç kişinin takdiri oluyor ve gaza da getiriyor ama dışarıdan çok bir katkısını görmedim.

        • 26

          "KOMEDİ FİLMLERİ DAHA POPÜLER FİLMLER"

          Şahan, komedi filmleri değerlendirilmeye alınmıyor. Bu bir haksızlık değil mi? Komedi filmlerinin bir meselesi yok mu ki festivallere kabul edilmiyor?
          Şahan Gökbakar... Festivallerde değerlendirilen filmlerin tarzı daha farklı. Komedi filmleri daha popüler filmler, popüler sinema olarak geçiyor. Öbürleri daha sanat sineması olarak geçen filmler... Drama ağırlıklı filmler. Daha çok oyunculuk... Aslında komedi oyunculuğu çok zordur.

        • 27

          "HAYATIM BOYUNCA ÖDÜL TÖRENLERİNİ PEK SEVMEDİM"

          Komedi oyunculuğu daha zor değil midir?
          Şahan Gökbakar... Aslında daha zor bir oyunculuk, herkesin yapamadığı bir şey ama dram oyunculuklarını değerlendirme üzerine bir festival yapısı oluşmuş. O filmler, orada değerlendiriliyor aslında, öyle bir yapı oluşmuş. Komedi filmleri, gişede değerleniyor. Zaten ben de hayatım boyunca ödül törenlerini pek sevmedim. Daha önce sana demişimdir, kazansaydım da gidip ödül almazdım. Verdiler bir - iki kere ama gitmedim.

        • 28

          Adana Film Festivali'nden, Antalya Film Festivali'nden mi?
          Şahan Gökbakar... Oralardan değil canım...

        • 29

          "MECBUREN YERİMDEN KALKIP SETE DOĞRU YÖNELDİM"

          ‘Erdal ile Ece’den sonraki projen nedir?
          Şahan Gökbakar... Bir projem yok... Zaten pandemi sonrasında emekli olmaya karar vermiştim, şaka değil. Ciddi... "Yeter" dedim. Bu düşüncemi tatilde eşimle paylaştım, bir sessizlik oldu. “Sen, bundan sonra evde misin?” diye eşimin dünyası karardı. (Gülüyor) Oyunculuk dışında hayatla ilgili başka zevklerim de var. Eğlendiğim ilgi alanlarım oluştu. "Onlarla vakit geçireyim, biraz uzak kalayım" dedim. Sonra; "Haydi bu filmi bize yapar mısın, şu filmi bize yapar mısın?" teklifleri gelince mecburen yerimden kalkıp sete doğru yöneldim.

        • 30

          "KENDİME DE BİR TEKNE YAPMAK İSTEDİM"

          Emekli olma fikri nasıl oluştu? Bir isyandan dolayı mı yoksa yorgunluk ya da tükenmişlik sendromu mu?
          Şahan Gökbakar... Tükenmişlik sendromu değil de bıktık... "Yeter, ömür boyu oyunculuk mu yapacağız" diye düşündüm. Ciddi ciddi düşündüm. Mesela, teknelere çok meraklıyım. "Acaba onunla ilgili bir şeyler mi yapsam?" dedim. Üç -dört yıllık bir proje olarak kendime bir tekne üreteyim, on metrelik kayık gibi bir şey yapayım, onunla uğraşayım istedim. Pandemi zamanı eve marangozluk aletleri almıştım. Garajda kendime bir marangozhane kurmuştum. Eşime tepsi yaptım. Bayağı da güzel yaptım. Öyle olunca, "Elim yatkın bu marangozluğa, kendime de bir tekne yapayım" dedim.

        • 31

          "TEKNE YAPMA İSTEĞİM KAÇTI"

          Tekne yapımına başladın mı?
          Şahan Gökbakar... Tam başlayacağım sırada; “Setten bekleniyorsunuz” dediler. Ben de oraya doğru yol aldım. Ondan sonra ‘Recep İvedik 7’, sonra da bu proje oldu. Şimdi bilmiyorum... Şimdi o tekne yapma isteğim kaçtı.

        • 32

          "SÜREKLİ ÇOCUKLARLA EVDE OLUNCA HOŞUMA GİTTİ"

          Emekli olma fikri hâlâ devam ediyor mu?
          Şahan Gökbakar... Yok, şu anda öyle bir şey hissetmiyorum. Emeklilik fikri gitti... Belki pandemi de beni etkilemiş olabilir. Sürekli çocuklarla evde olunca hoşuma gitti.

        • 33

          "GERİ DÖNÜŞLERİ BEKLİYORUZ"

          Başka neler söylemek istersiniz?
          Seda Türkmen... Filmimizi izleyin. Güzel geri dönüşleri bekliyoruz. Eminim herkes filmimizi çok sevecek.

        • 34

          "VE GERÇEKTEN DE ÇOK GÜZEL OLDU"

          Şahan, Seda'yı filmde düşünmendeki ana etmen neydi?
          Şahan Gökbakar... Seda’nın daha önce yaptığı birkaç projesi sosyal medyada karşıma çıktı. Zaten oradaki oyunculuğuna çok hayran kaldım, beğendim. Oradaki doğallığı ve oyunculuktaki yakaladığı kıvrımlar çok hoşuma gitti. Sonra tanışmak istedim ve tanıştık. Togan ile paylaştım, o da Seda’yı tanıyormuş zaten. Seda, ofise geldi ve enerjisini, bizimle kurduğu o samimiyeti hissettik. Dediğim gibi; on, on beş dakika sonra "Seda ile mutlaka bir proje yapalım" dedik ve gerçekten de çok güzel oldu. Oyunculuklar açısından değerlendirirsem, çok doğal oyunculukların olduğu, çok minimal oyunculukların olduğu, zamanlamaların çok uzun olduğu, insanların sinir bozukluğundan da güleceği anların olduğu, çok absürt şeylerin olduğu ama onu kendi içinde naiflikle ve doğallıkla harmanladığımız bir proje oldu. O yüzden bu bambaşka bir zevk, bambaşka bir lezzet. İnşallah izleyicilerimiz de beğenir, güler, eğlenir.

        • 35

          "HAYATIMI ÇEKMELERİNİ İSTEMEM"

          Türk sinemasının lokomotifi komedi filmleridir. Bu dönemde bir de biyografi filmleri devreye girdi. Biyografi filmi çekmek ister misin ya da senin biyografi filminin çekilmesini ister misin?
          Şahan Gökbakar... Biyografi filmlerini insanlar sevdi. Belli başlı olanları tabii ama bazıları da çalışmayabiliyor. Güzel buluyorum, benim de sevdiğim bir alandır. Merak ettiğim insanların hayatlarını izlemek tabii ki keyifli ama benim hayatımı çekmelerini istermiyim? İstemem herhalde...

        • 36

          "HİÇ DÜŞÜNMEDİM"

          Sen birini canlandırmak ister misin?
          Şahan Gökbakar... Hiç düşünmedim... "Şu insanı canlandırsam keşke, ben oynasam ne güzel oynarım" diye bir düşüncem olmadı ama bazen hiç düşünmüyorsun da biri sana; “Ya şöyle bir proje var” diyor ve "Yaaa evet" diyorsun. Öyle de bir şey olabilir.

        • 37

          "TAKİP EDİYORUM"

          Seda, sen bu konuda neler düşünüyorsun?"
          Seda Türkmen... Ben de biyografi türünü seviyorum ve takip ediyorum ama gerçekten işlendiğinde, her ayrıntısıyla işlendiğinde seviyorum. Çünkü zaten belli bir karakteri okuyorsun, dinliyorsun, biliyorsun, o edindiğin bilgi kadar değil de daha incelikli işlendiği zaman daha da keyifli oluyor ama kimi canlandırabileceğimi bilmiyorum. İyice ilişkilenebileceğim bir şey olursa, keyifli olabilir.
          Şahan Gökbakar... Kimi canlandırmak istersin mesala? Muazzez Abacı, Cahide Sonku, Müzeyyen Senar, Sabiha Gökçen.
          Seda Türkmen... Olur, keyifli olur... Neden olmasın ki? Bir de iyice ilişkilendirebileceğim biri olursa keyifli olur.

        BURÇLAR

        Yazı Boyutu

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ

        Habertürk Anasayfa