‘Reed, Beatles adamı, bense Led Zeppelin’

Çeşitli güçlere sahip karakterler, renkli kostümler, farklı hikâyeler. Bu sefer mutantlarlayız. Marvel’a dayalı bir yapım. Üstelik X-Men severler için bir başka anlam taşıyor. The Gifted’ın hikâyesi X-Men serisiyle bağlantılı. Dizinin başrollerinde ise Stephen Moyer ve Amy Acker var. True Blood’dan da tanıdığımız Moyer’i bu sefer, Reed Strucker adında bir bölge savcısı ve bir baba olarak izliyoruz.

Süper kahraman serisinin bir parçası olmak nasıl hissettiriyor?

Senaryoyu ilk andan itibaren sevdim. Çokça ilginç fikirle doluydu ve uzayla şu anda kendimizi bulduğumuz dünyayla mükemmel dengede duruyordu.

Role nasıl hazırlandınız?

“Biri şehrin savcısı olarak bu yere gelirse ne yapabilir?” fikri için okumalar yaptım. Benim karakterim kusurlu bir adam. Kötü bir adam değil. O, doğru şeyi yaptığını düşünüyor. Ancak onun dünyası başının üzerinde dönüyor.

Rolünüzü oynarken en heyecan veren alan neydi?

Amy Acker ve dizideki ailemle çalışırken çok zevk aldım. Percy ve Natalie benim büyük çocuklarım gibi, aynı yaştalar. Kendi çocuklarım etrafta gibiydi. Ayrıca Sean’le çalışmayı çok seviyorum. En çok İngiltere Premier Lig hakkında konuşuyoruz. Çokça!

Reed Strucker’ı anlatır mısınız? Hangi karakteristiklerini seviyorsunuz?

Bütün hayatı değişmek üzere olduğu için her şeyi tamamen yeniden düşünmek zorunda. Ancak o hâlâ aynı adam.Dolayısıyla, git-gelleriyle beraber geçmişteki hatalarıyla uzlaşmasından ve dünyaya taze gözlerle bakmasından keyif aldım.

Kendinizi bu role hazırlarken zorlandınız mı?

Doğrusu, çok eğlenceliydi. Yaptığınız şeyi seviyorsanız, hiçbir şey gerçekten zor değil. En zor yönü, gerçek ailemden uzak kalmaktı.

True Blood’la The Gifted arasında oyunculuk açısından farklar neler?

İyi bir soru. Ancak dürüstçe söyleyebilirim ki yapı olarak oldukça benzerler. “Ana akım tarafından farklı muamele gören toplum alanları vardır çünkü bunlar farklı ve tehlikelidir” fikri... Tüm bunların anahtarı gerçekmiş gibi oynamak. Her ne çılgınca şeyi yaparsanız yapın; yeşil ekranda vampir hızıyla odanın karşısına uçmak ya da mermileri izleyerek kelepçelerinizi çözmek...

Reed Strucker’la benzer yönleriniz olduğunu düşünüyor musunuz?

Benziyoruz. (Gülüyor.) Ancak Reed kadar ciddi değilim. O muhtemelen bir Beatles adamı, bense biraz daha Led Zeppelin.

Hangi özel güce sahip olmak isterdiniz?

Bu soruyu oldukça sık alıyorum. Işınlanma inanılmaz olurdu. Çocuklarımla ve eşimle Los Angeles’ta olabilirdim ve iyi geceler öpücüğü verebilirdim. Sonra anında Atlanta’ya işe dönebilirdim. Çok hoş olurdu.