Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Futbol Şike piyasasının fahişeleri bellidir - Futbol Haberleri

        * CHP kandı mı yani? Ee kandı herhalde. CHP neye kanmıyor ki? Ellerim kırılsın oy verdiğim için...

        * İyi de Başbakan federasyona istediği kişi seçilsin diye az mı uğraştı? Ben ona çok fazla inanmıyorum. Siyasi irade isteseydi Futbol Federasyonu’nu düşürür müydü, düşürmez miydi? AKP istese götürebilirdi. Bana göre Mehmet Ali Şahin’i haksız yere eleştiriyorlar.

        * Ama artık biraz daha fazla karışsalar çok ciddi tepkiyle karşılaşırlardı; o kadarını da göze alamazlardı herhalde? Yoo, öyle bir yaparım ki akılları durur. Tereyağı gibi... Bugün çok delege hükümete göbekten bağlı mı, değil mi? Türkiye’deki pek çok kulübün yönetiminde ya belediyeler var, ya müteahhitler... Belediyelerin çoğu zaten AKP’nin elinde. Peki hangi müteahhidin göbeği bağlı değil hükümetle? Sıkı veririm makası, nefessizlikten ölür. Makası sıkarım, hiç daha da bir şey demem. Hükümet bunları yapsaydı yapardı. Bıraksın bu futbol federasyonu, artistliği ya...

        * Hasan Doğan’a ilişkin bir fikriniz var mı ? Son derece düzgün bir adam. Hiçbir şekilde bu işten menfaat sağlamayan ve bu işin iyi olmasını isteyen biri.

        * Başbakan’a çok yakın olması? Olabilir, keşke Hasan Doğan gibi isimler Türk futbolunda etkili olsalar. Ben AKPli değilim. Ama öyle bir adamı tanıdığım için de mutluyum. Hataları yok mu; var. En basiti şu dünyaya rezil olduğumuz İsviçre maçındaki assolistlerden biri oydu; Terim’in dolduruşuna geldi. Ama hepimiz hata yaparız, önemli olan tekrarlamamak.

        * Peki size göre hükümetin bir baskısı yoksa o zaman Ulusoy Başbakan’la niye çarpışıyor? Bir kere ne olursa olsun hükümetle çarpışmaya hakları yok. Hangi hükümet olursa olsun... Siz futbol federasyonuysanız siyasi idarelerle de iyi geçinmek zorundasınız. Ayrı düşünemezsin futbolu hükümetle. Bir yerde iş sarpa sardığı zaman demiyor musun, “Hükümet girsin, bizi şikeden kurtarsın” diye. Hükümet niye girsin kardeşim? Ben de olsam girmem. Madem özerkim diyorsun, kendi işini kendin hallet o zaman. O da nasıl hallediyor, üstünü kapatarak...

        * Futbol federasyonu yerel siyasette etkili bir kurum, değil mi; sporu elinde tutmayan parti Anadolu’da başarılı olamıyor?.. Futbol federasyonunun yerel siyasetteki etkinliğini bırakın, FIFA dünyada etkili. Futbol öyle enteresan bir olay ki bugün deseler bana ABD Başkanı mı, FIFA Başkanı mı olursun; FIFA’yı tercih ederim. ABD Başkanı bugün Irak’a telefon açsa silahı daha telefonda sıkarlar ama FIFA Başkanı Irak’a telefon açsın, “Hay hay” derler. Böyle güzellik var mı?

        * Peki ne olacak sizce; Ulusoy Mayıs’taki Yunanistan maçını federasyon başkanı olarak izlemek istiyorum diyor. Ne dersiniz, izler mi? Bir takvim vermek zor, her şey her an olabilir. Ama ben istiyorum ki temiz insanlardan kurulu bir federasyon olsun. Temiz isimlerden kurulu bir MHK olsun, temiz isimlerden bir disiplin kurulu...

        * Aklınızda bir isim var mı? Şu aşamada ben isim vermem.

        * O zaman Fenerbahçe’nin isim vermesi doğru mu? Mesela şimdi Erzik seçilecek olsa bu da diğer kulüpler için bir antipati yaratmayacak mı? Şenez Erzik Fenerbahçelidir ama hiçbir zaman Fenerbahçeliliğiyle bir şey yapmadı. Bugün gelse herkesin evet diyebileceği bir isim.

        * Melik Gökçek? Hata yapar, olmaz! Melih Gökçek belediyede bence başarılı bir insan, ama futbolda daha yeni. Daha futbolu tanıyacak. Gökçek bana iki yıl önce “Biz şampiyon olacağız” demiş birisi; olmaz yani.

        *** Erman Hoca şike tekniklerini anlatıyor

        1-TEŞVİK PRİMİ ŞİKESİ

        * Teşvik primine şike değil deniyor? Aynı fikirde değilim. O zaman niye teşvik veriyorsunuz kardeşim?

        * Metodu? Teşvik vereceğin takımın yöneticisine haber verilmez. Çünkü yöneticiye haber verirsen o paranın yarısını yönetici alır, futbolcuya yarısı kalır. Teşvik veren yönetici de parayı armut gibi idareci kanalıyla vermez. Ortak bir dost bulunur. Para ortak dosta gider. İş bağlandıktan sonra parayı karşı tarafa alakasız bir taksi şoförü, bir muhasebeci, vatandaş Hasan Hüseyin falan götürür. Çünkü yakalandığı zaman parayla, nereden aldın dense “Allah’tan geldi” demesi icap eder. Aradaki şahıs ya da takım kaptanı der ki, “Mal gitti, sağlam yerde.” Yani mal peşin gider. Şikede çek, senet olmaz. Bunun üzerine direkt münasebette bulunduğunuz futbolcu arkadaşlarını toplar, “Bu maçı galip gelirsek adam başı şu kadar para var” der. Maçı kazanırlarsa da o para herkese tık tık dağıtılır.

        * Peki şimdi bunun nesi şike değil? Ben de onu diyorum; teşvikle doping arasında fark var mı?

        * Teşvik daha çok hangi takımlara veriliyor; Anadolu takımlarına mı? Herkes, herkese verir. Mesela diyorlar ki, hani o meşhur maç vardı ya... Ankaragücü Galatasaray’ı İstanbul’da yendi... Aslında Ankara’daki Fener maçında Galatasaray teşvik primi vaat etti ama göndermedi. Bunun üzerine Ankaragüçlü futbolcular sinirlendi ve İstanbul’da Galatasaray’a karşı iki üç misli oynadılar. Bir de teşvik geldi, tam doping oldu. (Gülüyor) Hakem de Bülent Uzun’du tesadüf...

        * Bir takımda kaç kişi “teşvik” edilir? Para bütün futbolculara, artı yedek kadroya dağıtılır. Malzemeci, masör için de belli oranlarda çanağa para konur.

        * Böyle bir organizasyondan o takımın yöneticisinin nasıl haberi olmaz? Yönetici aslında bilir de o işe karışmaya gücü yetmez. Nitekim işte Ankaragücü’ne verilen o parada, Ankaragücü “Paranın yarısını kulübe vereceksin” dediği için hadise ortaya çıktı. Bunun üzerine Ersun’a gittiler, Ersun da dedi ki, “Hayır parayı siz bölüşeceksiniz.” Parayı bölüştü Ankaragüçlüler... (Buna da çok gülüyor)

        * Peki bu teşvik priminden zengin olur mu futbolcular? Olmazlar da yaz tatiline çıkarken iyi para... Çünkü bu paralar genellikle yıl sonunda, düşme ve çıkma hattında gelir.

        2- HATIR ŞİKESİ

        * Hatır şikesi nasıl bir şeydir? O şöyle olur; araya çok etkili bir şahıs girer.

        * Ne kadar etkili? Sevdiği bir adam. Der ki, “Hasan oynama bu maçta.” Bunu tutup takıma diyemezsiniz ama şahsa ulaşırsanız, o şahsa söylersiniz.

        * Hatır şikesi sık olabilen bir şey midir? Yok, bu çok fazla olmaz.

        3-VİCDAN ŞİKESİ

        * Takım halinde “Bugün oynamayalım” denmez mi hiç? öyle durumlarda olur: Siz takım olarak kendi durumunuzu kurtarmışsınız ve bir takımla oynuyorsunuz. O takımın durumu da kötü. Fakat o takım öyle bir takım ki, şehri güzel. O takımın maçına gittiğiniz zaman dayak yememişsiniz, statta size küfretmemişler, akşam gelip otelinizin önünde davul çalmamışlar. Ama o takımın bir rakibi var; o takıma da ne zaman gitseniz dayak yemişsiniz, kötü muamele görmüşsünüz filan. Şimdi bu sempatik, ama zor durumdaki takımla maça çıktığınızda adam gelip size diyor ki, “Ulan, hıyar! Bize karşı bu mücadeleyi veriyorsunuz, biz düşelim. Seneye yine o X takıma gidin de bir dayak yiyin.” Bu sefer duruyorsun sen de.

        * Bunun adına vicdan yapma şikesi mi demek lazım? Tabii, tamamen vicdan şikesi. Çünkü birden gözünüzün önüne iki takımın arasındaki fark geliveriyor. Mücadele edecek bile olsan için burkuluyor.

        * Karnesi kötü olduğu için gruptan düşmesine göz yumulan bir takım söyleyebilir misiniz? Düşeni değil de, iyi karnesi yüzünden oynarken takıldığım bir takımı söyleyeyim; Göztepe. Ankara’da oynuyorduk, kafa vurmaya gittim, karşımda santra Özer duruyor. “Ne o Erman” dedi; “Gol kralı mı olacaksın? Biz düşelim de siz seneye o X takımına (İsim vermiyor) gidin yine.” Bir düşündüm; doğru ya. Oraya gidiyorsun dayak yiyorsun, İzmir’e gidiyorsun her şey pırıl pırıl.

        * Yani siz de vicdan şikesi yapmış oldunuz mu?(Gülüyoruz tabii..) Yok, biz mücadelemizi ettik, ama sonradan “Amma da pembe oynadınız” diye eleştiriler aldığımıza göre demek ki bir vicdan durumumuz olmuş. Zaten maç da 0-0 bitmişti. 4- YAYIN ŞİKESİ

        * Mesela Fenerbahçe kopmuş gidiyor, kimse artık ne Lig TV seyredecek, ne yorumlara bakacak, merakı bile kalmayacak. Bunu engellemek için alttaki takımlara destek olunduğu, bilhassa ortalığın karıştırıldığı, yani bir nevi “Yayın şikesi” yapıldığı söyleniyor? (Dudak ucuyla gülüyor) Diyorlar ki, bir sene Beşiktaş kopmuş gidiyormuş da, biz önünü kesmişiz. Şimdi de şey yeni başladı. Ben Fener’e sert konuşmuşum, sahası kapanacakmış, çünkü Fener yedi puan öndeymiş. Fener biraz geri kalsınmış ki, Lig TV izlensinmiş, filan... Ben de dedim ki, “Madem bu kadar güçlüyüm, benle iyi geçinin.” Yahu böyle saçma sapan bir şey olabilir mi? Sen çık yen ya. Ben keyif alırım. Beni hiç ilgilendirmiyor.

        * Sizce şike işine karışan gazeteciler oluyor mudur? Maalesef geçmiş dönemlerde var idi, ama şu anda olduğunu zannetmiyorum.

        5- DÖRT BAŞI MAMUR ŞİKE

        * Şikeyi kime verirseniz en iyi sonucu alırsınız? Birincisi hakem, ikincisi kaleci, üçüncüsü de santralardan bir ya da ikisi. Şikeyle gol attırmaya çalışmazsın, gol yedirmeye çalışırsın. Ama en sağlamı hakemdir, düdük onda.

        * Sizce şike bir sezon boyunca bir-iki kez mi oluyordur, yoksa daha fazla mı? Böyle bir sürü maç bulabilirsiniz. Gökdeniz olayı neydi? Bahis olayı değildi, Trabzon’un mağlubiyetine oynuyordu. Mesela ben birkaç yayında ekrana getirdim. Takım gol atıyor, görüntü de kale arkasından çekilmiş şanslarına, o sırada iki futbolcuyu görüyorsunuz, takımı gol atınca “Allah” diye başını tutup, üzülüyor. Kasıtlı olarak oynattırdım o maçları, ama kimse ilgilenmedi. Çıkıyor Samsun Başkanı neler söylüyor... Adamı tanımıyorum ama benim kanaatime göre doğru söylüyor. Ama federasyon kendi kapalı devre bir soruşturma yapıyor, hiçbir şey bulamıyor.

        * Şike sadece verenle alan arasında kalan bir sır mıdır? Sigara dumanı gibidir bu. Benim içtiğimi görürsünüz, ama dumanını yakalayamazsınız. Fakat o duman da illa ki çıkar. Çünkü yöneticiler bunu zamanla konuşurlar. Mesela benim başımdan geçti öyle bir şey. Samsun’da maça gittim, yorumcuyum. O akşam içki masasında bulunan bir Reno bayii geçmiş döneme ilişkin bir olay anlattı ki, ben de o olayı biliyorum. Adam şikeyi, maçın nasıl satıldığını üzerinden iki üç sene geçtikten sonra resmen anlatıyor. Ben de bunu televizyonda aynen aktardım. Ama ne oldu; hiçbir şey olmadı. Bir şey olmuyor ya... (Gülüyor)

        * Yönetim kurulu bilir mi kulübün şike yaptığını? Başkanın çok güvendiği birkaç adam bilir; zaten onun için Türkiye’de yöneticileri yalan makinesine bağlayacaksın ya...

        * Şike malzemesi her zaman para mıdır? Bazen de kadındır. Hakemlere kadın götürdüler mesela... Hepsi de beraat etti. Şimdi hepsinin de hakemliğe dönmesi lazım, ama dönmedi, ayıp etti çocuklar. (Gülüyor) Pırıl pırıl çocuklar hepsi.

        * Şikede duyduğunuz en ciddi rakam ne kadardı? 100 bin dolar, 150 bin dolar... 500 milyar... Tabii şikede dolar veya Euro kullanılır. Çünkü taşıması kolay. Hele eskiden çuvalla götüreceksiniz, büyük problem olurdu. (Gülüyor) Şimdi iki duble verdin mi şöyle, tamamdır.

        * Şike yaptığını öğrenince “O da mı” dediğiniz, şaşırdığınız birisi oldu mu? Yoo, hiçbirine şaşırmadım. Çünkü herkesin bir fiyatı vardır.

        * Peki hiç kamuoyunda çok sevilen isimlerin de şikeye karıştığını duydunuz mu? Duyduğum isimler hiç sürpriz isimler değil. Bakın şimdi, fahişelik yıllardır dünyada bir numaralı sektör. Bana kadını spor işine çok sokuyorsun diyorlar, ama farklı değil. Mesleği fahişelik olan bir kadını önce sen alıyorsun. Altı ay sonra da ben alıyorum. Peki şimdi sen aldığın zaman iyi de ben aldığım zaman mı kötü? Piyasada satın alınan fahişeler belli. Bunun içine futbolcu da, antrenör de, hakem de, yönetici de girer.

        Vatan

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa