Kriz dönemi ortak yapımlarla atlatılabilir
Türkiye'de en çok salonu bulunan Cinemaximum, 7 Ağustos'ta yeni normalleşme kuralları çerçevesinde kapılarını açacak. İlk etapta 8 film gösterime girecek. İzleyicinin sinemaya gitme eğilimi gösterip göstermeyeceği 7 Ağustos'tan sonra büyük ölçüde belli olacak. Salonlar açılmasına açılacak ama en büyük sorun yeni film üretimi. Büyük şirketler, bu dönemde zarar etme olasılıkları bir hayli fazla olduğu için oldukça masraflı filmler çekmek istemiyor. Bu dönem, ortak yapımlarla çekilecek film / filmlerle en az zararla atlatılabilir. Örneğin ortak bir yapımla Cem Yılmaz, Şahan Gökbakar, Ahmet Kural ve Murat Cemcir'in rol alacağı bir film hem izleyicilere güzel bir sürpriz hem de zor günlerde sinemaya yapılan kıymetli bir yatırım olur. Neden olmasın?
Sinema salonları koronavirüs pandemisi nedeniyle İçişleri Bakanlığı tarafından 16 Mart'ta kapatıldı. Normalleşme süreci kapsamında 1 Temmuz'da ise tekrar açıldı.
Ne var ki sinema salonu grupları, izin verilmesine rağmen kapılarını açmayı tercih etmedi.
Sadece grup olmayan çok az sayıda sinema salonu açıldı.
Bunun başlıca nedeni şu;
İnsanlar, karantina döneminde kapalı yerde olmaktan ve evde film izlemekten bıktı. Hal böyle olunca gösterimi yarım kalan veya ertelenen filmlerin yapımcıları, "Bu durumda kimse sinemaya gitmez" düşüncesiyle filmlerini gösterime çıkarmadı.
Bundan dolayı izleyicinin sinema salonlarına girmeyeceğini düşünen gruplar, boşu boşuna işletim ve karantina önlemine para harcamamak için kapılarını açmadı.
Türkiye'de en çok salona sahip Cinemaximum,artık kapılarını açmanın vaktinin geldiğine inanarak 7 Ağustos'ta yeni normalleşme kuralları çerçevesinde işbaşı yapacak.
7 Ağustos'ta ikisi Türk, altısı yabancı olmak üzere 8 film gösterime girecek.
TÜRK FİLMLERİ
* Nuh Tepesi
* Araf 4: Meryem
YABANCI FİLMLER
* Şeytanın El Kitabı
* Gece Nöbeti
* Mürit
* 47 Metre Derinde: Kafes
* Bir Yalnızlık Şarkısı
* Gölgelerin Aşkı
7 Ağustos'un önemli misyonu izleyicinin sinema salonlarına girme eğilimi açısından sinema sektörüne fikir verecek olması; izleyiciler mevcut şartlar altında sinemaya gidecek mi?, izleyici sayısı, işletim ve karantina önlemlerini karşılayacak düzeyde olacak mı?
İlk beklenti, kâr elde etmek değil.
İlk beklenti, gelirin gideri karşılaması. Hatta belli bir süre zarfında belli miktarda zarar etmek göze alındı.
Sinema sektörünün içindeki en büyük soru işareti yeni sezonda ne olacağı üzerine.
Büyük yapım şirketleri, koronavirüs pandemisinin tamamen sona ermeden veya aşı bulunmadan sinema salonlarının tam anlamıyla normalleşmeyeceği düşüncesiyle film üretiminden uzak durdu / duruyor.
Çünkü ortalama 10 - 15 milyon lira arasında masraf edecekleri filmlerin çok az sayıda izlenmesi halinde büyük oranda zarar edecekler.
Bu nedenle büyük yapım şirketleri 2020 - 2021 sezonu için yeni film çekmek istemiyor. Ya hiç çekmeyecekler veya bir - iki film için set kuracaklar / kurdular.
Çekilecek bir - iki film de kısmen daha az masraflı olacak.
Bütün bunların sonucunda görünen o ki 2019 - 2020 kayıp sezon olacak.
Bence belli başlı yapım şirketleri, 'Dayanışmayla' kriz dönemini en az zararla atlatabilir.
Ortak yapımla çekilecek bir film / filmlerle hem günümüz için üretimde hem de geleceğe yatırımda bulunabilir.
Çoklu ortakla zarar etme riski azalırken izleyicilerin aynı filmde görmek istedikleri oyuncular bir araya gelir.
Örneğin ortak bir yapımla Cem Yılmaz, Şahan Gökbakar, Ahmet Kural ve Murat Cemcir'in rol alacağı bir film hem izleyicilere güzel bir sürpriz hem de zor günlerde sinemaya yapılan kıymetli bir yatırım olur.
Ve o film Türk sineması tarihine geçer.
Ortak yapımla üretilecek filmin masrafı gişeden karşılanmazsa bile gösterimden sonra Tv satışından mutlaka karşılanabilir.