HTSPOR yazarları, Galatasaray-Akhisarspor maçını değerlendirdi

HALİL ÖZER: PARAGUAY GALATASARAY!

Önce Ndiaye diyorum.

Sonra Fernando.

Ardından Feghouli.

İkinci yarıda maçı alıp götürdüler.

Özellikle Ndiaye bir yıldız gibi oynadı. İlk yarıda sönük, ikinci yarı parlak.

Genel olarak bakıldığında yine ilk yarı coşku sıfır, ikinci yarı gol de erken gelince coşku en üst düzeyde.

Haliyle direnci düşük Akhisar’ın pes etmesi kaçınılmazdı.

Futbol gerçekten enteresan oyun.İlk yarıda her şey Galatasaray’ın aleyhineydi. O skorla bitse hoca banko giderdi. Şimdi Tudor uzatmalara geçti.Bu skora rağmen Tudor’un ben bu takımın başında sezon sonuna kadar kalacağını düşünmüyorum.

İlk yarıda insanın aklına bin türlü komplo teorisi geldi. Bir ara servisteki arkadaşlar, futbolcuların Tudor’u istemediğini belirterek kötü oyunu böyle açıklıyorlardı. Yani o kadar kötüydü Galatasaray. İkinci yarıda bu kadar toparlanması çok uzak ihtimal olarak gözüküyordu.

Galatasaray iyi baskı kurdu. Rakibi hataya zorladı. Orta alan ilk kez risk aldı.Muhtemelen soyunma odasında Tudor, “Ndiaye ve Fernando’ya ileri çıkın”dedi. Belhanda ile görevleri değiştirdi.Gol de erken geldi. Fernando müthiş bir gol attı. Gerisi de çorap söküğü gibi geldi.

Galatasaray çok kritik bir galibiyet aldı. İkinci yarıdaki mücadele olması gerekendi ama tabi ki bu mücadele gücü ancak Akhisar tipi orta sınıf takımlara söküyor.Risk düzeyi yüksek maçlarda Galatasaray ve Tudor patlıyor. O yüzden bu skora rağmen Galatasaray için bir sürü şüphem var.

Ben açık olarak Tudor ile bu işin yürüyeceğini düşünmüyorum. İnanın bu maçı Galatasaray, Tudor’suz da kazanırdı. Ama ne zaman Galatasaraylı oyuncuların Tudor’a ihtiyacı var o zaman hoca hiç ortalıkta gözükmüyor. Kulübenin bir yerine sinip kalıyor. Ve futbolcular da bunun farkında. Seyirci de farkında.

Paraguay Dünya Kupası’na hak kazandığı zaman hemen teknik direktörü Victor Genes’i kovdu. Ve yerine baba Maldini’yi getirdiler. Gerekçe olarak da eski hocanın vizyonunun yetersiz olmasını gösterdiler.Şu anda ben de aynı fikirdeyim. Tudor bu takımda kalırsa G.Saray ilk beşte kesin olarak yer bulur. Ama asla şampiyon olamaz.

MUSLERA

Beşiktaş maçı tamam. Olur böyle şeyler dedik. Ama dün artık olmadı. Olmaz böyle hatalar. Yapma Muslera.

G.SARAY ORTA ALANI

İkinci yarı müthiş oynadılar. Hem savunmada, hem hücumda muhteşemdiler. Ama Yasin’in bu takımda oynamasına hayret ediyorum.

ERHAN TELLİ: TUDOR YİNE ZIPLADI

Bu maç için çok şey yazılır...

Yazılır yazılmasına da, yazılacak hiçbir şey eğer gerekli müdahale yapılmazsa, Galatasaray’ın şampiyonluk yolundaki o treni kaçırmak üzere olduğu gerçeğini değiştirmez!

İlk yarıda biri Maicon’la kendi kalesine, ikincisi de Muslera’nın büyük hatası ile yenilen jeneriklik golle 10 kişilik Akhisar karşında devreyi 2-0 geride bitiren Galatasaray’ın, ikinci devrenin hemen başında üst üste bulduğu 2 golle eşitliği sağlayıp, sonra da 10 kişi kaldıkları maçı 4-2’lik sonuçla tamamlaması,Tudor’un çekirge gibi zıplayarak ömrünü biraz daha uzatır, o kadar...Eğer görmesini bilen gözler şu maçın Tudor’la değil de, tribünleri dolduran o müthiş taraftarın desteği sayesinde döndüğünü farketmezse, sonuç yine hüsran olur.

Maçın başına dönersek...

Öyle bir Galatasaray vardı ki sahada, sanki şampiyonluk için değil de, halı sahada karşı mahalle ile maç oynamaya gelmiş gibiydiler.... İnsan 3-0 yenildiği bir derbi maçından sonra kendi evinde ve seyircisi önünde bir reaksiyon göstermeye çalışır değil mi? Ama nerede bunu yapacak takım, nerede onu yaptıracak hoca?Hani bu oyuncuların çoğunu sezon başında Tudor’un aldırdığını bilmesem, ‘Yoksa bunlar Tudor’u göndermek için mi böyle oynuyorlar? Resmen adamı sabote ediyorlar’ diyeceğim yani, o derece kötüler.

Devre arası ‘Tudor istifa’ ve ‘İmparator Fatih Terim’ tezahüratları ile geçen bir 15 dakika ‘Yönetim istifa’ sesleri ile son bulurken, Tudor soyunma odasında gözünü karartmış olacak ki Maicon - Rodrigues değişikliği ile ikinci yarıya başlayarak, 10 kişi kalan Akhisar karşısında son kozunu oynuyor. O, bu hamlesi ile kendisinden pek beklemesem de yapması gereken hamleyi yapıyor yapmasına da, maçı bence o değil, adeta sahaya inerek futbolcuları itekleyen o büyük seyirci kazandırıyor.

Bu arada Mustafa Yumlu’nun yüzüne vuran Gomis’in liderlik özelliğine hiç yakışmayacak sorumsuzluğunu da es geçmeyelim! Sahada 10’a 10 kalan Galatasaray’ın pozisyon üstüne pozisyon verdiği dakikalarda, her zaman hakkını verdiğimiz Muslera’nın o gereksiz laubaliliğini de!

Neyse ki uzatmalarda stadı dolduran herkes kalp krizi tehlikesi geçirirken Feghouli sahneye çıkıyor da skoru ilan edip herkese derin bir nefes aldırıyor. Tudor bu hafta da bu sonuçla tıpkı bir çekirge gibi zıplıyor zıplamasına ama maçın sonunda futboldan anlayan seyirciler yaptıkları tezahüratla faturayı yine ona ve onu bu takımın başında tutan asıl zihniyete kesiyor...

CÜNEYT HAYDAROĞLU: BİR ORDU MAÇI DÖNÜŞÜ DEĞİL

Vakti zamanında Galatasaray bu statta bir Orduspor maçı oynadı ki dillere destan... 2012-13 sezonuydu... Maicon’un yaptığı gibi Muslera’nın kritik hatasıyla başlamıştı gece... Ne tesadüftür ki Muslera da dün saçmalamaya devam etti... İlk yarı 2-0 bitmişti. Ama o zaman bunu telafi edecek sahada 11, kenarda ise Fatih Terim başta olmak üzere birden fazla aslan yürek vardı.Dün ise maçın dönebileceği ihtimalini gösteren sadece bir unsur vardı; o da rakibin 10 kişi kalması...Evet, maç o zamanki gibi yine döndü ama arada da dağlar kadar fark vardı, anlayana...

İkinci yarıya 3’lü savunma ile başlayıp hücumcu Rodrigues’i oyuna aldığı için Todor’u tabii ki tebrik etmeyeceğim.Bunu yaptığı için Tudor’u övenler olursa da onlara sadece güleceğim... Sokaktaki adamı getirsen bunu yapacak kadar futbol bilgisi vardır...

G.Saray’ın ikinci 45’e yüksek tempo ile başlaması ve Fernando ile gelen erken gol bir anda her şeyi değiştirdi. Hemen 2 dakika sonra Gomis ile beraberliğin yakalanması 10 kişilik rakibin gardını da iyice düşürünce maç tek kaleye döndü.Döndü dönmesine de kanatlarda ne Yasin ne de Rodrigues gereken katkıyı sağlayamadı.Linnes desen evlere şenlik. Ndiaye 10 numara pozisyonunda daha aktif bir rol oynadı uzun bir aradan sonra...

3’lü savunmanın sağında oynayan Denayer’in bindirmesi sonucunda gelen golle de 25 dakika içinde Sarı-Kırmızılılar, maçı çevirdi. Futbol o kadar adaletsiz ki şimdi dün dahil haftalardır hiçbir şey oynamayan Belhanda galibiyet golünü attığı için ‘kurtarıcı’ sayılacak.Hiçbir müspet etkisi olmamasına karşın takımı 2-0’dan 4-2’ye maçı çevirdiği için Tudor’un Beşiktaş karşısında rezil oluşu unutulacak.

Sonuç olarak macera dolu gecenin sonunda gülen taraf G.Saray oldu... 3 futbolcunun da hakkını verelim...Fernando, Ndiaye ve Feghouli... Bu 3 isim galibiyetin direkt mimarlarıdır.

Yazının başında da belirttiğim gibi Akhisar karşılaşması Ordu maçını hatırlattı, skor bile aynıydı... Ama eminim ki çoğu kişi ne o maçtaki heyecanı ve hırsı iliklerine kadar yaşamıştır, ne de kazanmanın tadına varmıştır.

MUHTEŞEM FERNANDO

Hem savunma hem de hücum anlamında çok önemli katkı sağladı. Sahanın en başarılı ismiydi. Attığı gol ise harikaydı.

MUSLERA KREDİYİ TÜKETTİ

Beşiktaş maçından sonra Akhisar karşısında da büyük hata yaptı. Bence artık hoş görülme kredisi bitti.