Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Anne ve Çocuk Erken adet ve geç menopoz, endometriozis nedeni!

        Endometriozis rahim içini döşeyen ‘endometrium’ olarak bilinen en içteki rahim tabakasının rahim dışı organlara yerleşmesi ile oluşan bir hastalık. Habertürk’ten Ceyda Erenoğlu’nun haberine göre en sık yumurtalıklarda (yüzde 65 - 70) meydana gelen bu sorun yumurtalıklar dışında; bağırsaklar ve karın içini döşeyen “periton” denilen zar dokuda, idrar torbasında, idrar borusunda, tüplerde, göbek deliğinde, vajinada, operasyon geçirmiş hastaların dikiş bölgelerinde (özellikle sezaryen sonrası ve nadiren epizyotomi hattında) hatta çok nadir olmakla beraber meme, tırnak, akciğer, diyafram ve burun içinde bile görülebiliyor.

        Acıbadem Altunizade Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Taner Usta, “Yapılan onca araştırmaya rağmen endometriozisin kesin nedeni hala tam olarak bilinmiyor. Hiçbiri tamamen kanıtlanmış olmasa da, bu hastalığı açıklamaya çalışan teoriler bulunuyor. Bu teorilerden en kabul göreninin adet sırasında endometriyal dokuları içeren adet kanının tüpler aracılığıyla geriye doğru karın boşluğuna akması olduğu belirtiliyor. Karın boşluğu içerisine yerleşen endometrial dokular, bağışıklık sistemi tam olarak çalışan kadınlarda vücut tarafından yabancı doku (olmaması gereken doku) olarak görülüp yok ediliyor. Bazı kadınlarda ise vücut tarafından yok edilemeyince ortaya endometriotik lezyonlar çıkıyor” diyor.

        ADET GÖREN 10 KADINDAN BİRİNDE VAR

        Adet gören kadınların yüzde 76 - 90’ında, yani pratik olarak 10’da birinde adet kanı karnın içine geçerken bu kadınların yüzde 10’unda endometriotik doku geçtiği yere yerleşiyor ve endometriozis hastalığını oluşturuyor. Dünya genelinde yapılan araştırmalarda, yaklaşık 200 milyon kadının endometriozis olduğu biliniyor. Peki neden adet gören kadınların tamamında endometriozis gerçekleşmiyor? Bunun kadınlardaki bir genetik yatkınlıktan kaynaklanabileceği düşünülüyor.

        NEDEN ÇİKOLATA KİSTİ DENİYOR?

        Endometriozis hastalığı çikolata kisti olarak bilinmesine rağmen adıyla pek örtüşmeyen bir hastalık olarak tanımlanıyor. Endometriozis kistlerinin içinde erimiş çikolataya benzer renkte ve kıvamda sıvı olmasından dolayı hastalık “çikolata kisti” olarak da adlandırılıyor. İyi huylu olmasına rağmen kanser gibi davranabilen bir hastalık olarak değerlendiriliyor

        BAZEN SİNSİ İLERLİYOR BAZEN BELİRTİ VERİYOR

        Endometriozisin neden olduğu şikayetler birçok hastalıkla benzerlik gösterdiği için teşhis edilmesi kolay olmuyor. Tanının gecikmesi tedavinin daha zor olmasına ve uzun yıllar sürmesine yol açabiliyor. Bu sinsi hastalık çok gürültülü şikayetlere yol açabildiği gibi hiçbir belirti vermeden de ilerleyebiliyor. Rutin bir kontrolde, bazen yumurtalıkta çikolata kisti şeklinde, bazen sadece bağırsağı döşeyen zarlar üzerinde veya rahmin arka tarafında bağırsakla rahim arasında nodüler çok ağrılı bir lezyon şeklinde tesadüfen karşımıza çıkabiliyor. Hastalık bazı kadınlarda bir toplu iğne ucu kadar minik bir lezyonla yaşam kalitesini önemli ölçüde olumsuz etkilerken, kimisinde bir ceviz hatta limon büyüklüğünde olup belirti vermeden sinsi ilerleyiş gösterebiliyor. İdrarı böbrekten mesaneye ileten borucuğu tutup, daraltıp, tıkayarak sessiz böbrek kaybına bile neden olabiliyor.

        TANIDA 10 YIL GECİKME

        Gerek ülkemizde gerekse gelişmiş ülkelerde hastalıkla ilgili farkındalığın az olmasından dolayı tanıda gecikmeler yaşanıyor. Bu gecikmeye hastalığın belirtilerinin başka hastalıkların belirtileriyle karıştırılması da neden olabiliyor. Gelişmiş ülkelerde tanı 5.5 yıl kadar gecikebilirken gelişmemiş ülkelerde bu süre 10 yıla kadar uzayabiliyor. Bunun nedeninin ülkemizde kadınların şiddetli adet sancısı, ağrılı cinsel ilişki gibi sorunlarda öncelikle internet ve yakın çevre ile alternatif önerilerden medet ummaları olduğu belirtiliyor. Bu durum zaman kaybına yol açarak sorunun daha da büyümesine ve tehlikenin artmasına yol açabiliyor.

        TANI NASIL KONUYOR?

        Endometriozis tanısı zor konan bir hastalık olarak değerlendiriliyor. Çoğu zaman tanı konulana kadar yıllar geçtiği için hastalık ilerlemiş oluyor. En sık görülen semptom ağrı olduğu için hastalar endometriozis tanısı konulmadan önce bir çok neden düşünmüş, çeşitli tedaviler, ilaçlar veya operasyonlar uygulamış oluyor. Hastalığın tanısı için öncelikle hastanın çok detaylı dinlenmesi ve şikayetlerinin iyi anlaşılması gerekiyor. Endometriozis konusunda deneyimli bir uzman, çoğu zaman hastanın anlattıklarından hastalığını tahmin edebiliyor. Ardından iyi bir jinekolojik muayene gerekiyor. Ardından ultrasonografi ile sorunun çikolata kisti olup olmadığı, endometriozise bağlı bağırsaklarda yapışıklık meydana gelip gelmediği veya başka bir hastalığın bulgusunun varlığı belirleniyor. Hastada tanının net olarak konulamaması durumunda daha detaylı testlere başvurmak gerekiyor. “Manyetik Rezonans Görüntüleme” (MR) ile endometriozis olup olmadığı araştırılırken, “Rektoskopi” (Kolonoskopi) ile bağırsaklar incelenerek bağırsak tutulumu olup olmadığı, yine detaylı incelemeler ile idrar kesesinin ve idrar borucuğunun tutulup tutulmadığı anlaşılmaya çalışılıyor. Endometriozis tanısı bazı ek kan testleri ile de desteklenebiliyor. Tüm bunlarla hastalığın diğer hastalıklardan ayırımı yapılıyor. Bazen hastalığın tanısının konulmasında özellikle nedeni anlaşılamayan kronik pelvik ağrıda laparoskopi ile karın içi organların incelenmesi de gerekebiliyor.

        NASIL TEDAVİ EDİLİYOR?

        Hastalığın medikal tedavisinde birçok ilaç (ağrı kesiciler, doğum kontrol hapları, hormon içeren ilaçlar, hormonlu spiral) kullanılmakla beraber hastalığı tamamen ortadan kaldıracak medikal bir tedavi seçeneği bulunmuyor. Buna karşın birçok hasta medikal tedaviden ağrı şikayetinde azalma anlamında yarar görüyor. Endometriozis tedavisinin hastanın şikayetleri ve çocuk isteğine göre planlanması gerekiyor. Çocuk isteği olan hastalarda hemen cerrahi girişim düşünülmemesi, çocuk sahibi olunması için yardımcı üreme teknikleri gerçekleştirilmesi, eğer gerek varsa cerrahi tedavinin bu uygulamalardan sonra yapılması öneriliyor. Bazen çok ağrılı hastalarda, hastanın yumurtaları dondurulduktan sonra cerrahi yapılıp sonrasında yardımla üreme tekniklerine başvurulabiliyor. Çocuk isteği olmayan hastalar ise hastanın şikayetine göre ilaçla veya cerrahi olarak tedavi ediliyor.

        HER CERRAH YAPABİLİR Mİ?

        Endometriozi cerrahisi, ameliyat sırasında sorun çıkması olasılığı yüksek çok zor bir cerrahi olarak değerlendiriliyor. Bazı uzmanlar bu cerrahiyi, “jinekolojik kanser ameliyatlarından bile zor” cümlesiyle açıklıyor. En önemli noktanın çocuk isteyen genç hastalarda sorun çıkmasını en alt seviyede tutarak, yumurtalık fonksiyonlarını korumaya çalışmak olduğu belirtiliyor. Bu cerrahinin bu konudaki deneyimli cerrahlar tarafından yapılması sorunların en alt seviyede olmasını, tam bir cerrahiyi, erken dönemde nüks ihtimalini ve ağrıyla ilgili başarı şansını ciddi şekilde etkiliyor. Ameliyat sırasında veya sonrasında sorun çıkması halinde deneyimli cerrahların sorunların üstesinden gelebildikleri belirtiliyor.

        ROBOTİK CERRAHİNİN TEDAVİDEKİ YERİ

        İstisnai bir durum yoksa endometriozisin cerrahi tedavisi artık tüm dünyada laparoskopik (kapalı yöntem) olarak yapılıyor. Bu sayede hastalığın tuttuğu her yer kamera ile daha büyük ve net olarak görülüp çıkartılıyor. Günümüzde robotik cerrahinin daha yaygın kullanılması nedeniyle bu operasyonlar robot ile de başarılı şekilde gerçekleştiriliyor ve endometriozis lezyonları çok daha zor noktalara erişilerek çıkarılabiliyor. Böylelikle hayati organlara hasar verme riski minimuma indiriliyor.

        TEDAVİ EDİLMEZSE NE OLUR?

        Hastalık tedavi edilmediği takdirde giderek ilerleyip daha büyük problemlere yol açabiliyor. “Derin infiltratif endometriozis” adı verilen durumda bağırsaklar, idrar torbası veya idrar yolu tutulumu hastanın başına büyük sorunlar açabiliyor. Bağırsak tutulumu durumunda bağırsakta daralma meydana geliyor ve tuvaletini yapamama veya idrar yolunda tutulmaya bağlı olarak böbrekte idrar birikmesi sonucunda sessiz böbrek kaybına neden olabiliyor. Yine hastalık çok düşük bir olasılıkla da olsa yumurtalık kanserine dönüşebiliyor.

        CERRAHİNİN TEKRARLAMA RİSKİ VAR

        Hastalık medikal yollarla tamamen tedavi edilemese de hastalığa bağlı şikayetlerde belirgin hafifleme sağlanabiliyor. Cerrahi tedavide endometriozis dokuları çıkarılıyor ve yapılan cerrahiye bağlı olarak hastalığın tekrarlama riski olduğunun unutulmaması gerekiyor. Yaşı üreme çağına yakın hastalarda rahim ve yumurtalıkların tamamen alınması hastalığın tam tedavisini mümkün hale getiriyor. Bu tedavi için hastanın çocuk isteğinin olmaması, yaşının ileri olması, rahim ve yumurtalıklarının alınmasını kabul etmiş olması gerekiyor.

        FASULYE VE NOHUTTAN UZAK DURUN

        Endometriozis östrojen hormonuna bağımlı bir hastalık olduğu için gebelikte endometriozis semptomları hafifliyor. Bu nedenle çok doğum yapan kadınlarda endometriozis görülme sıklığı daha az oluyor. Beslenme alışkanlıklarının da bu sorunla ilişkili olduğu belirtiliyor. Hazır ve paketlenmiş gıda, çok fazla kırmızı et ve süt tüketmek hastalığın semptomlarını artırıyor. Daha çok yeşil sebze ve meyve tüketmenin ise hastalığı hafifletici gücü bulunuyor. Gluten içeren gıdalar hastaların şikayetlerini alevlendirirken, glütenden fakir beslenmenin hastaları rahatlattığına dikkat çekiliyor. Fasülye, nohut gibi gaz yapan yiyecekler ise karın içinde şiddetli yapışıklığı olan hastalarda ağrı şikayetlerinin artmasına neden olacağı için uzak durulması öneriliyor.

        İŞTE RİSK ALTINDAKİLER!

        *Ailede (anne, kızkardeş veya kızında) endometriozis olanlar (Ailesinde endometriozis olan kadınlarda 3-7 kat daha fazla görülüyor)

        *Uzun boylu, zayıf ve açık tenliler

        *İnfertilite (kısırlık) hikayesisi bulunanlar

        *Geç çocuk sahibi olanlar

        *Beyaz ırk

        *Fazla kafein tüketenler

        *Sarışın ve kumrallar

        *Et, süt ve yağlı yiyecek (Hayvansal Gıda) tüketimi fazla olanlar

        *Erken adet görmeye başlayanlar (11 yaşından önce)

        *Geç menopoza girenler

        * Sık adet görenler (adet döngüsünün 27 günden kısa olması)

        *Adeti 7 günden uzun sürenler

        *Adet kanaması şiddetli (çok) olanlar

        *Doğuştan rahim anomalisi bulunanlar

        BU BELİRTİLERE DİKKAT!

        Endometriozis’in en sık görülen semptomları;

        *Şiddetli adet sancısı

        *Cinsel ilişki sırasında ağrı (özellikle derin ilişkide)

        *Ağrılı dışkılama (özellikle adet sırasında bu şikayet varsa derin endometriozis- bağırsakları da tutan çikolata kisti hastalığı akla gelmelidir)

        *Kısırlık

        *Sırt ve bel ağrısı

        *Kronik yorgunluk ve depresyondur.

        Haberi Hazırlayan: Demet Demirkır
        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa