Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Futbol Süper Lig Fenerbahçe Diego Ribas'ın kariyeri - Ne dediler, ne oldu? - HABERLER - Fenerbahçe Haberleri
        • 1

          Futbolda her jenerasyonun potansiyeline tamamen ulaşamamış üyeleri vardır. 'Hak ettikleri' yere tam olarak gelememelerinin altında birçok değişken yatsa da farklı senaryolar her zaman merak konusu olmuştur. 2000'lerin başında tanımaya başladığımız Diego Ribas'ta olduğu gibi...

        • 2

          En yakın arkadaşı Robinho'yla birlikte Brezilya Milli Takımı'nın gelecekteki en önemli yetenekleri olarak gösterilen Diego, potansiyeline ulaşabilseydi, muhtemelen Türkiye'de daha geç izleyecektik... Belki de Fenerbahçe formasıyla hiç göremeyecektik.

        • 3

          Brezilya, Ronaldo'nun bırakması ve ardından Ronaldinho'nun da en iyi dönemini geride bırakmaya yaklaşmasının ardından yeni bir bayrak taşıyıcı arıyordu. Diego da bu rol için en uygun yetenek olarak gösteriliyordu.

        • 4

          GERÇEK FUTBOLU 6 YAŞINDA KEŞFETTİ

          Henüz 6 yaşındayken Sao Paulo eyaletinin kuzeybatısında bulunan Comercial FC'nin bir antrenmanını izleyen ve bundan etkilenen Diego, ilk defa bir takımda futbol oynamanın nasıl bir şey olduğunu keşfetti. Yeteneğini sergilerken daha önce Pele, Toninho ya da diğer birçok Brezilyalı efsanenin formasını giydiği Santos kulübüne imza attı!

        • 5

          16 yaşında Santos A Takımıyla ilk maçına çıkan Diego, herkesten farklı olduğunu gösteriyordu. Kerlon gibi kafasında topu 20 saniye kadar taşıyamıyor ya da Robinho gibi ekstrem bilek hareketleri sergileyemese de...

        • 6

          Oyun tarzı yakın arkadaşı kadar gösterişli olmasa da topla çok maharetli olduğu gerçeği de ortadaydı. Topu aldığında rakiplerini ufak bir omuz darbesiyle eksiltebiliyor, ceza sahasına ne zaman gireceğini ve topu ağlarla buluşturmayı çok iyi biliyordu. İnanılmaz bir top sürme yeteneğine sahip olsa da erken yaşlarda tercihlerdeki hataları, takım arkadaşları ve antrenörlerini hayal kırıklığına uğratıyordu.

        • 7

          SANTOS'U 1968'DEN SONRA İLK KEZ ZİRVEYE TAŞIDILAR

          Santos'un Robinho, Elano ve Alex'le birlikte 2002'de Brezilya şampiyonluğunu uzun süre kazanmasını sağlayan isimlerden biri oldu. Santos, 1968'den sonra ilk kez şampiyon olmuştu. Takip eden sezonda ise Santos'un Libertadores Kupası'nda 40 yıl sonra finale çıkma başarısındaki kilit rol onundu.

        • 8

          Boca Juniors'a kaybetseler de Pele hem Diego'yu hem de Robinho'yu "Peleden daha iyi olabilmek için gereken yeteneklere sahip" olarak tanımladı! Diego'yla Avrupa'dan ilgilenen ilk kulüp ise Tottenham oldu. Ancak İngiltere'deki çalışma izni kriterlerine takılması, Londra'nın kuzeyine taşınmasına engel oldu.

        • 9

          Tottenham'la anlaşma şansı suya düşen Diego, önündeki diğer seçeneklere baktı. Şampiyonlar Ligi şampiyonu Porto'nun ilgisi de ona cazip geldi. Sonuçta Deco gibi bir efsanenin boşluğunu doldurmak istenmek, insanı özel hissettirirdi!

        • 10

          AVRUPA'DAKİ İLK DURAĞI PORTEKİZ OLDU

          Porto o yaz Jose Mourinho, Paulo Ferreira, Ricardo Carvalho'yu da Deco gibi kaybetmiş ve oldukça hareketli görüşmelerle kadrosunu yine birçok potansiyel yıldızla doldurmak için çaba harcıyordu. Ancak sezonu tamamladıklarında sonuç hüsrandı!

        • 11

          Porto 34 maçta sadece 39 gol atabildi ve topladıkları 62 puanla, ezeli rakipleri Benfica'nın 3 puan gerisinde ikinci sırada kaldı. 4 gol atan Diego'nun performansı da büyük bir hayal kırıklığıydı. Yetenek olarak inanılmaz şeyler vadeden Brezilyalı, bu vaatleri sonuca dönüştüremiyordu.

        • 12

          Porto 2005-06 sezonu başında teknik direktör değişikliğine gitti ve göreve Co Adriaanse geldi. Hollandalı çalıştırıcının Diego gibi genç Brezilyalılardan hoşlanmadığı yazıldı çizildi. O sezon, Diego Ribas'ın kariyerinin nasıl şekilleneceğinin de işaretiydi. Bir teknik direktör ona koşulsuz sevgi sunduğunda Diego'nun performansı inanılmaz olabilirdi! Sevilmediğinde ise hayal kırıklığı...

        • 13

          Diego, Portekiz'deki ikinci sezonunda sadece 19 lig maçında forma giyebildi. Brezilyalının yeteneği de sorgulanır hale geldi. O yaz Almanya'da Werder Bremen, Diego'ya talip oldu ve 6 milyon Euro karşılığında bonservisini satın aldı.

        • 14

          ALMANYA'DA İLK KEZ SEVİLDİ

          Werder Bremen'in teknik direktörü Thomas Schaaf, Diego'yu nasıl kullanacağını, nasıl idare edeceğini tam olarak biliyordu. Kadrosunu ve oyununu Diego'nun etrafında şekillendirdi. Brezilyalı, Werder Bremen hücumlarının ana planı oldu. Schaaf'ın odak noktası olan Brezilyalı, Avrupa'nın en iyi liglerinden birinde potansiyelini sahaya ilk kez yansıttı: 33 maçta 13 gol, 14 asist!

        • 15

          Santos'taki günlerinden sonra ilk kez bir yerde sevildi! Sadece teknik direktörü Schaaf tarafından değil, taraftarlar ve şehirdeki herkes tarafından! Schaaf'ın yaptığı tek şey, Diego'ya önemli olduğunu hissettirmekti! Durum bu olduğunda Diego zaten sahada problemleri çözen tipte bir oyuncuydu.

        • 16

          Diego o sezon Bundesliga'da yılın oyuncusu seçildi ve Werder Bremen'de Torsten Frings'le birlikte kadronun en önemli iki oyuncusu olarak nitelendirildi. UEFA Kupası'nda yarı finale kadar çıkan Werder Bremen'i sırtlamak kolay bir iş değildi!

        • 17

          Werder Bremen taraftarı 2008-09 sezonunu ligi 10. sırada tamamlamalarına rağmen unutamayacaktı çünkü kulüp tarihinde ilk kez UEFA Kupası'nda finale yükselme başarısı gösterdi! UEFA Kupası'ndaki 8 maçta 6 gol atan 1 de asist yapan Diego, tarihi finalde kart cezası nedeniyle forma giyemedi. Shakhtar, Kadıköy'deki maçı uzatmalarda Brezilyalılardan bulduğu gollerle 2-1 kazanırken Schaaf ise kendi Brezilyalı'sının yokluğunu aradı.

        • 18

          Finalde Diego'nun yerinde oynayan Mesut Özil'in yükselişi başlarken Brezilyalı'nın Juventus'a transferi ise doğru kulübe yanlış zamanda atılmış imza anlamına geliyordu! Calciopoli skandalının ardından yeniden yapılanma sürecindeki Juventus, Barcelona'yı 'taklit ederek' teknik direktörlüpe Ciro Ferrera'yı getirdi.

        • 19

          "DIEGO, ZICO'DAN DAHA HIZLI. SAHADA HER ŞEYİ YAPABİLİR"

          Diego Ribas'ın İtalya'ya gelişi, Serie A efsanelerinin de ilgisini çekti. Zico, Diego'yu oynadıkları rol ve duran toptaki ustalığı açısından kendine benzetirken Jose Alfatini ise "Diego, Zico'dan daha hızlı. Sahada her şeyi yapabilir" yorumunu yaptı.

        • 20

          Pietro Anastasi, Diego'yu Zinedine Zidane, Roberto Baggio ve Michel Platini'nin karışımı olduğunu söyledi, Gianluca Vialli ise "Diego en kötü ihtimalle Lionel Messi ve Cristiano Ronaldo ile aynı değerde. Dünyanın en iyi üç futbolcusundan biri" dedi! Brezilyalı daha Torino'ya ayak basalı birkaç gün olmuştu ama beklentiler arşa çıktı!

        • 21

          Diego'nun İtalya kariyeri, beklentilerle paralel başladı! İlk lig maçı olan Chievo karşılaşmasında 3 puanı getiren golün hazırlayıcısı olduktan sonra Roma deplasmanında tek kişilik şovuyla Juventus'un sahadan 3-1'lik galibiyetle ayrılmasını sağladı. Ancak İtalya günleri her zaman böyle olmadı.

        • 22

          Ferrara'nın 4-3-1-2'lik formasyonunda Felipe Melo ve Christian Poulsen'in hücuma verdiği destek kısıtlı olunca Diego'nun rakip savunmacılarla daha fazla boğulması gerekti. Özellikle ligin ikinci yarısında beklentilerin uzağında kalan Diego'nun zaman zaman kadroda bulunmadığı bile oldu. Juventus sezonu 7. sırada tamamladı!

        • 23

          JUVENTUS'TAN SONRA BİR HATA DAHA!

          Juventus deneyiminin ardından çareyi Almanya'ya dönmekte bulan Diego yine yanlış kulüp seçmişti. Wolfsburg, Brezilyalı için kulüp açısından rekor olan bonservis bedeli ödemesine rağmen Diego'yu Schaaf gibi kullanmayı bilmeyen bir teknik direktör olan Steve McClaren'le çalışıyordu.

        • 24

          Bundesliga'da 30 maçta 6 gol 9 asistlik performans sergilese de McClaren'in yerine Felix Magath'ın getirilmesiyle Brezilyalı'ya orada istenmediği söylendi! Atletico Madrid ve Diego Simeone, Diego'ya yeni bir macera sundu.

        • 25

          SIMEONE'YLE YENİDEN DOĞDU

          İki Diego'su olan Atletico Madrid son üç sezonda ikinci kez UEFA Avrupa Ligi'ni kazanırken Brezilyalı yıldız, takımın en önemli oyuncularından oldu. Ancak yazın Atletico Madrid ile Wolfsburg arasında uzun süren transfer görüşmelerinde anlaşma sağlanamayınca Diego, Wolfsburg'a döndü.

        • 26

          Avrupa'da son elit kulüp şansı olan Madrid'de kalmak isteyen Diego'nun rüyası gecikmeli de olsa 2013-14 sezonunun ortasında gerçekleşti. Atletico o sezon şampiyonluğa uzanırken, Şampiyonlar Ligi'nde finalin yolunu açanlardan biri de Diego oldu. Brezilyalı, Devler Ligi'nde Camp Nou'da attığı harika golle Barça'yı kupa dışına itti.

        • 27

          Devler Ligi finalinin ardından Diego, aynı ismi taşıdığı teknik direktörüne övgüler düzüyordu: "Simeone, benim çalıştığım en iyi teknik direktör. O sadece beni futbolda geliştirmedi, aynı zamanda insan olarak da değiştirdi"

        • 28

          Simeone yönetiminde kendini bulan Diego'nun yeni durağı ise Fenerbahçe ile ülkemiz oldu. Sarı-lacivertli kulübe 3 yıllık imza atan Diego'dan beklentiler, İtalya'daki gibi oldukça yüksekti. Fenerbahçe efsanesi Alex de Souza'nın performansına yakın bir şey görmeyi bekleyen sarı-lacivertli taraftarlar, umduğunu bulamadı.

        • 29

          Fenerbahçe'deki iki yılın ardından ülkesine dönme kararı alan Brezilyalı'nın Flamengo'nun en önemli oyuncusuna dönüşmesi ise uzun sürmedi. Sosyal medya hesapalrının da gösterdiği kadarıyla Güney Amerika'da mutlu olan Diego'nun performansı sahaya da yansıdı. Mutluluk artık onun için öncelikti, kupalar ve ekonomiden önce geliyordu.

        • 30

          Diego Ribas'ın kariyerini zamanlama ve çalıştığı teknik direktörlerle bağlantı kurmadan yorumlamak, Brezilyalıya haksızlık olur. Kariyerinin çoğunda çok sert teknik direktörle çalışan Diego, Simeone ve Schaaf yönetiminde ise bambaşka bir isim oldu.

        • 31

          Ne olursa olsun Diego Ribas, top ayağındayken bir sihirbazdı. Ufak dokunuşlarla rakip takımı yıkabilir, maçın gidişatını değiştirebilirdi. Yaratcılığı, arkadaşı Robinho seviyesindeydi ancak iki Santoslu çocuk da ülkesinin beklentilerini karşılayamadı.

        • 32

          Diego Ribas, Pele, Ronaldinho, Del Piero, Zico gibi birçok efsaneyle kıyaslandı ama o sadece Diego Ribas olabildi. Yine de birçok ülkeden birçok taraftar için Diego Ribas'tan fazlasıydı.

        Yazı Boyutu

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ

        Habertürk Anasayfa