Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam Çocuk Çocuklarda otizmin belirtileri nelerdir?

        Çocuğunuzun otizm belirtisi gösterip göstermediğini, çok belirli bazı semptomlardan yola çıkarak anlayabilirsiniz. Ne kadar erken fark edersek o kadar iyi bir tedavi uygulanabileceğini aklımızdan çıkarmamalıyız.

        Çocuklarda otizm ne kadar sık görülüyor?

        2000 yılından sonra otizm teşhisinde çok ciddi bir yükselme yaşandı. Aynı yıl sağlık örgütleri her 150 çocuktan birinin otizm olabileceğini açıkladılar. 2014’te ise bu sayı 59’da 1 olarak açıklandı. Erkek çocukları kızlardan 4 kat daha fazla otizm teşhisiyle karşılaşıyor. Bunlar ailelerin dikkatli olması için önemli bilgiler. Otizmin nedeni ise bilinmiyor. Hala araştırmalar devam ediyor ve kesin tedavisi de aranıyor.

        Otizmde erken teşhis önemli

        Ailelerin çocuklarında otizm belirtilerini ne kadar erken fark ettiği çok büyük önem taşıyor. Çocuk ne kadar küçük yaşta tedaviye başlarsa o kadar yanıt alma şansı artıyor. Otizm bir bozukluk değildir ve müdahale etmek için semptomların artmasını beklememek gerekir. 6 yaşından önce otizm tedavisine başlanabilen çocuklarda uzun vadede sonuç alınabiliyor. Otizmin semptomları geriye alınarak belirtilerin azalması sağlanabiliyor.

        Şüpheniz varsa doktora danışın

        Eğer çocuğunuzda otizm olduğundan şüpheleniyorsanız mutlaka doktora danışın. Semptomlar öğrenme güçlüğü, davranış bozukluğu ile karıştırılıyor olabilir ve çocuğunuzun her durumda bir an önce tedaviye başlaması gerekir.

        REKLAM

        Terapi sonuç veriyor

        Otizmde terapi yöntemleri çok büyük ilerleme kaydedebiliyor. Davranışların düzelmesi için verilen çabalar karşılığını alabiliyor. Bu noktada en büyük görev anne babalara düşüyor, ne kadar erken fark edebilirsek o kadar tedavi şansı artacaktır.

        Otizm teşhisi nasıl konur?

        Klinik olarak otizm teşhisi konabilmesi için doktorların dikkate aldıkları bazı özel testler bulunuyor. Çocuğun genel halinin gözlenmesi, iletişim kurma şekli ve etkileşimleri baz alınıyor.

        Uzmanlar, ailelerin bu belirtilerin neler olduğuna dair bilgi sahibi olmalarının önemine vurgu yapıyorlar.

        Otizmli bir çocukta motor beceri eksikliği bebekken ve sosyal iletişim zorluğu 1 yaşından sonra fark edilebiliyor.

        Kırmızı bayrakları nasıl anlarsınız?

        Ailelerin otizm ile ilgili şüphelenmeye başlamaları için aşağıdaki yaş ve belirti karşılıkları yardımcı olabilir.

        6 ay: İnsanlarla bir aradayken gülümseme eksikliği, mutluluk ifadesi gösterememe, göz kontağı kuramama.

        9 ay: Hala gülümsememe, sözsüz iletişim kuramama, istediği bir şey için veya ilgi çekmeye çalışırken anlamsız sesler kullanma, insanlarla etkileşim halindeyken doğru sesleri ve ifadeleri kullanamama.

        12 ay: Bebek konuşmalarını yapmaya ve etrafındakilerle iletişim kurmak için çaba göstermeme, kelime ve sözsüz iletişim kurarken, bir şey isterken mimik kullanamama, ismi ile seslenildiğindebakmama.

        16 ay: Konuşmama, sözlü iletişim için çaba göstermeme, kelimeleri öğrenmeme, kelime benzeri sesler çıkarmıyor olma, iletişim kurmaya istek duymama.

        24 ay: 2 yaşına rağmen hala konuşmaya başlamamış olma, tek kelimelik iletişim kurma ve cümle kuramama, kelimelerin yarısını kullanma.

        Diğer belli başlı belirtiler

        - Daha önceden var olan bir yeteneği aniden kaybetme, örneğin cümle kurabilirken tek kelimeli iletişime ani gerileme.

        - Çok küçük yaşta yalnız kalmayı tercih etme, arkadaşlık kurmama, yaşıtlarıyla oynamak istememe. Burada önemli olan, çocuğun yalnızlıktan şikayet etmiyor olması, bu durumdan mutsuzluk göstermemesidir. Her yaşta, arkadaşlık kurmaya isteksizlik kırmızı alarm anlamını taşır.

        - Çok sıkı rutinlere aşırı bağlılık gösterme. Rutin bozulduğunda aşırı tepki ile karşılık verme, strese girme. Akışına bırakamazlar ve rutinleri ile duygusal bağ kurarak değiştirilmesine izin vermezler.

        REKLAM

        - Aynı kelimeleri ve ifadeleri sürekli tekrarlama. Birinden “kırmızı top” ifadesini duyduğunda anlamsızca üst üste tekrarlayabilirler. Aynı şekilde davranışları da kopyalayabilirler. Bazı aileler otistik çocuklarının kendi kelimelerini söyleyememelerine rağmen duydukları kelimeleri bu şekilde tekrarlayabildiklerini anlatıyorlar.

        - Tekrarlayan hareketlere karşı ilgi duyma. Çırpma, sallanma, eğirme gibi hareketler çok küçük çocuklarda sorun değildir ancak sürekli tekrarlanması kırmızı alarm anlamına gelebilir.

        - Başkalarının duygularını anlayamama. Çevresindeki insanlarla ve duygularıyla kontak kuramama ve genel olarak iletişimde başarısız olma durumudur.

        Duyulara karşı aşırı hassas olma. Ses, koku, tat, ışık, dokunma gibi temel duyulara karşı aşırı reaksiyon ve hassasiyet gösterirler. Bu reaksiyon çok yoğun ve beklenmedik olabilir. Her defasında aynı uyarıcıya karşı aynı tepki vermeleri beklenir.

        - Konuşma zorlanması ve konuşmaya başlamada gecikme

        - Sınırlı ilgi duyma. Sadece bir oyuncakla oynayıp diğerleriyle ilgilenmeme olarak da kendini gösterebilir.

        Bu belirtilerin bir kısmını göstermek de otizmin işareti olabileceği gibi başka rahatsızlıklar anlamına da gelebilir.

        REKLAM

        Otizmin belirtilerini nasıl okuyabiliriz?

        Belirtiler oldukça detaylı olsa da bunları doğru okuyabilmek erken teşhis için önemlidir. Ne kadar erken tespit edilirse otizm o kadar tedavi edilebilecektir.

        Belirtilerin nasıl örnekler gösterebileceğine daha derin bakarak doğru şekilde yorumlayabiliriz. En başlıca semptomları örneklendirelim.

        1- Sınırlı ilgi duyma

        Otizmin en belirgin belirtilerinden biri sınırlı ilgi duyma halidir. Bu durum çok kolay anlaşılmayabilir. Çünkü sadece oyuncağa ya da aktiviteye yönelik olarak kalmaz.

        Örneğin otistik çocuk legolarına karşı takıntılı olabilir. Bu illa otizm anlamına gelmeyecektir. Otistik çocukları ayıran farklı özellikler vardır.

        Bir oyuncağa takıntı geliştiren otistik çocuk, neredeyse aşık gibi davranır ve oyuncak olarak görmez. Bu takıntının yerine başkası gelene kadar, yıllar boyunca da böyle devam edebilir.

        Aileler, bu durumu obsesif kompulsif bozukluğa benzetiyorlar, sadece belirli renk ve şekildeki oyuncak oluyor. Ayrıca eğer biri oyuncağını almak ya da onunla oynamak isterse otistik çocuk aşırı sinirli ve kaygılı bir tepki gösteriyor. Oyuncağı alırsanız kaygılanıyor ve stresli oluyor.

        Otistik bir çocukta bir oyuncağa ya da aktiviteye aşırı düşkünlük takıntıya dönüşüyor, başka oyuncaklara ilgi göstermiyor, elinden alınırsa kaygılanıyor, son derece düzgün bir oyun şekli ile hareket ediyor ve çok temel özelliklerine takıntı gösteriyor.

        2- Tekrarlayan davranışlar

        En sık karşılaşılan belirtilerden biri kafa sallamaktır. Çok küçük yaşta başlar ve bir duvara ya da eşyaya karşı sürekli tekrarlanır.

        Tekrarlayan davranışların büyük bölümü sakinleştirici özelliktedir, kafa sallamak ise acı verici ve tehlikelidir.

        Daha az bilinen diğer tekrarlanan davranışlar çırpınma, döndürme, sallanma ve kelime ya da ifade tekrar etmektir.

        Bir düzeni tekrar etmek de bu davranışlardandır. Bir çocuk arabalarını aynı renkte veya sayıda olacak şekilde ayırabilir, ancak bu davranış tekrarlanıyorsa otizm belirtisi olabilir.

        Çocukların normal davranışları ile otizmi birbirinden ayırmada kriter tekrarlanıyor olmasıdır.

        Otistik çocuklarda tipik olarak 4 ile 8 farklı tekrarlama davranışı görülür. Genelde sakinleştirici olan bu davranışları bölmek ise kaygıya neden olur.

        3- Kokuya karşı olağandışı reaksiyon

        Otistik çocuklarda yüksek sese karşı yoğun reaksiyon gösterirler. Bazılarında belirli kumaşlara karşı hassasiyet görülür. Kıyafetlerdeki etiketler otistik çocukları çok fazla rahatsız eder.

        Koku da otizmdeki belirtilerden biridir.

        Her otistik çocuğun beş duyuya karşı aşırı duyarlılığı olsa da koku duyusu gözden kaçabilir.

        Normal bir çocuk kötü koku kokladığında “ığğ” der ve kafasını çevirir. Otistik bir çocuk ie aynı kokuya karşı çırpınarak ağlayarak ve bağırıp çığlık atarak karşılık verir.

        REKLAM

        Kokuya karşı gösterilen çok farklı reaksiyonlar var.

        Otistik çocukların aileleri, aşırı tepkiye neden olan bu kokulardan uzak durması için çok dikkatli davranırlar çünkü çocuk tamamen kontrolden çıkabilir.

        Bu aşırı davranışlara neden olan kokular iyi ya da kötü olarak değişmez, sadece güçlü olmaları reaksiyon için yeterlidir.

        Ancak eğer kokuyu duymazlarsa reaksiyonu da görmeyiz.

        4- Rutinin bozulmasına verilen tepki

        Çocukların büyümeleri sırasında rutinlerinin olması önemlidir. Ancak otizm belirtileri arasında bu rutine aşırı bağımlılık da sayılır ancak gözden kaçabilmektedir.

        Aileler çocuklarının tepkisini rutini seviyor olmalarına bağlayabilirler.

        Bir çocuk, süregelen rutini bozulduğunda aşırı tepki veriyor, kriz geçiriyor ya da kendisini kapatıp strese giriyorsa, bu otizmin belirtisi olabilir.

        REKLAM

        Bazen bu reaksiyon o kadar kuvvetli olabilir ki tüm çevresini etkileyebilir.

        5- Başkalarının duygularını anlayamama

        Otistik çocuklar duygularını gösterirken çok farklı davranırlar. Empati kuramazlar, çok sarsıcı bir olay karşısında hiçbir reaksiyon göstermeyebilirler.

        Örneğin oyun parkında oynarken yanındaki bir çocuğun bacağı kırılır, otistik çocuk son derece soğukkanlı görünür. Bu onların hiçbir şey hissetmedikleri anlamına gelmez. Sadece normal insanlardan farklı reaksiyon gösterirler.

        Duygularını açığa vuramazlar ve karşılarındaki insanların davranışlarından duygularını anlayamazlar.

        Gösteremiyor olmaları hissetmedikleri şeklinde yorumlanamaz. Etraflarındaki insanlar için otistik çocukların duygularını gösterememeleri en zor anlaşılan belirtilerden biridir. Aileler bu durumu henüz empati yeteneklerinin gelişmediğine yorabilirler.

        REKLAM

        Bebekler bile başka bir bebek ağladığında ağamaya başlar, en küçük yaştaki çocuklar etraflarındaki duygulardan etkilenirler. Ancak otistik bir çocuk her şartta duygu göstermeyebilir.

        Klinik olarak teşhis konması önemlidir

        Aileler çocuklarına klinik olarak otizm teşhisi konmasını istemeyebilirler, bunun çocuğu bir çeşit etiketlediğini düşünürler.

        Ancak teşhis koyulması, tedavinin mümkün olmasının tek yoludur.

        Uzman kontrolünde tedavisine başlanan otistik çocuklara yardımcı olmak mümkündür. Çocuğunuzun tedavi olabileceğini bile bile teşhisten kaçınabilir misiniz?

        Otistik çocukların özel eğitim alması sağlanır, tedavilerine eğitimleriyle birlikte devam edilebilir ve hayata katılma şansları olur.

        Teşhis için otizmin kriterleri nelerdir?

        1- Birden fazla bağlamda sosyal iletişim ve etkileşim eksikliği

        - Anormal sosyal yaklaşım ve normal bir görüşmeyi baştan sona yapamama, duygusal karşılık vermede başarısızlıklar, duygusal etkilerin ve paylaşımların azalması, sosyal etkileşim başlatamama ve yanıt verememe

        REKLAM

        - Sözel ve sözsüz iletişimsel davranışlarda sorun yaşama, göz teması ve beden dilinde anomali, jest ve mimikleri anlayamama ve kullanamama, yüz ifadesinde eksiklik.

        - İlişki kuramama, geliştirememe, davranışı sosyal bağlamlara uyacak şekilde ayarlamada zorluk yaşama, yaratıcı oyun kuramama ve arkadaş edinememe, akranlarına karşı ilgisizlik.

        Önem derecesi; sosyal iletişim bozuklularına ve tekrarlayan davranış kalıplarına bağlıdır.

        2- Kısıtlı, tekrarlayan davranış, ilgi ve aktiviteler

        - Kalıplaşmış veya tekrarlayan motor hareketler veya konuşma. Örneğin basit motor davranışlarını tekrarlamak, oyuncakları dizmek, kötü davranmak, anlamsız ve kendine has kelimelerin sürekli tekrarlanması.

        - Israrlı bir şekilde rutine bağlılık gösterme, ritüel oluşturma,. Örneğin küçük değişikliklere karşı aşırı tepki gösterme, alışma zorlukları, katı düşünce kalıpları, tebrik ritüelleri, yer gün aynı rotayı kullanma ısrarı veya yemek saatine aşırı bağlılık.

        REKLAM

        - Gereğinden fazla ve sıkı şekilde sabit ilgi gösterme. Örneğin olağandışı nesnelere bağlanma, bunlarla aşırı ilgilenme ve bu konuda ısrar gösterme.

        - Hiper ya da hipo aktivite, ortamdaki duyusal yönlere karşı olağandışı ilgi. Örneğin ağrı veya sıcağa karşı ilgisizlik, ses ve dokunmaya karşı aşırı olumsuz tepki, nesnelerin kokusuna, ışıklara ve hareketlere karşı büyülenme.

        Önem derecesi; sosyal iletişim bozukluğu ve tekrarlayan davranış kalıplarına bağlıdır.

        Semptomlar nasıl görülmelidir?

        - Düşünsel bozulma var mı yok mu?

        - Dil kullanımımda bozukluk var mı yok mu?

        - Genetik veya medikal bir hastalıkla benzeşiyor mu?

        - Başka sinirsel, zihinsel veya davranışsal bozukluklar görülüyor mu?

        lifehack.org
        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa