Cingoloz Kuzu masalı

CİNGOLOZ KUZU

Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde bir koyun ve bu koyunun da mini mini cingoloz bir kuzusu varmış. Gelgelelim bu koyuncağız öyle fakir öyle fakirmiş ki minik kuzuyu besleyemiyormuş. Düşünmüş taşınmış bakmış ki bu böyle olmayacak kuzusuna demiş ki;

- Sen ülke ülke dolaş, kendi kısmetini kendin bul bndan sonra aç kalma demiş.

Bunun üzerine mini mini cingoloz kuzu tıpış tıpış yola koyularak kısmetini aramak üzere yollara düşmüş. Haftalarca yürüdükten sonra bir köyde tuğla taşıyan bir adama rastlamış. Tuğlaları bana verin de kendime bir ev yapayım demiş. Adam iyi biriymiş, tuğlaları minik kuzuya vermiş, o da kendine bir ev yapmış.

Derken bir kurt çıkagelmiş. Kurt minik kuzunun kapısını çalmış.

- Minik kuzuuuu minik kuzuuu kapıyı aç da içeri gireyim biraz sohbet edelim demiş.

- Yoooooo olmaz, vallah da olmaz billah da olmaz.

- Öyleyse üflerim püflerim evini başına yıkarım demiş kurt.

Kurt eve üflemiş püflemiş ama evi yıkamamış. Bir süre düşündükten sonra içeri gene seslenmiş.

- Bir yer biliyorum ki nefis şalgamlar var, gel beraber süleyman beyin bahçesindeki şalgamları toplayıp paylaşalım demiş. Bunu duyan kuzu:

- Oooo harika olur demiş. Ne zaman gideriz şalgamlara.

- Yarın sabah 6 da demiş kurt.

Youtube HT ÇOCUK

Ertesi sabah cingoloz kuzu 5'te uyanmış ve doooğru Süleyman beyin tarlasına gidip kurt gelmeden şalgamları toplamış ve koşar adım evine dönmüş. Saat tam 6'da kurt kapıya dayanmış. Kapıyı çalıp seslenmiş:

- Minik kuzu minik kuzuuuu, hadi hazır mısın.

- Aaaaa sen hiç zahmet etme kurt kardeş, ben şalgam tarlasına gittim de geldim bile. Şalgamlar tencerede fokkur fokkur kaynıyor diye alaycı bir şekilde cevap vermiş.

Kurt bu sözleri duyunca öfkeden delirmiş ve intikam alacağına kendi kendine söz vermiş. Bir kaç gün sonra kurt tekrar gelmiş ve kuzuya seslenmiş.

- Minik kuzuuuu minik kuzuuuuu, bir yer biliyorum ki orada güzel bir elma ağacı var. Bak elimde bir tanesi bak ne kadar büyük demiş.

- Yaaa nerede bu ağaç demiş kuzu.

- Kemal beyin bahçesinde. Benimle gelirsen bu elmalardan sana koparıp veririm demiş.

- İstemez olur muyum hiç, ne zaman gideriz demiş kuzu.

- Yarın sabah saat 5'te demiş kurt.

TIKLAYIN

Ertesi sabah cingoloz kuzu saat 4'te kalkıp Kemal beyin bahçesine gitmiş. Mehmet bey mışıl mışıl uyurken elma ağacına tırmanmış. Tam nar gibi kızarmış dev gibi bir elmayı koparacağı sırada bir de ne görsün, kurt tam ağacın altında durmuyor mu?

- Vay cingoloz kuzu vay, demek buraya benden önce gelip haber vermeden elmaları toplarsın ha demiş.

- Eee dur sana da bir elma atayım da sen de tadına bak diye afallayarak kekelemiş, bizim akıllı bıdık kuzucuk.

- Al işte demiş ve elmayı teeeee çok uzaklara fırlatmış. Elma başlamış yuvarlanmaya, kurt da elmanın arkasından koşmaya. Kurt yetişeceğim diye elmanın peşi sıra koşup dururken minik kuzu şimmmmşek gibi ağaçtaan inmiş ve doooğru evine odğru koşmuş.

Kurt artık iyice delirmiş ve ben şimdi tırmanayım şu evine, bacadan inip evine gireyim de sana göstereyim dünyanın kaç bucak olduğunu demiş.

Minik kuzu bu laflara aldırmamış bile.

- Yok canım sahi miiiii diye alay etmiş.

Kurt bacadan atlamış ve o daracık bacaya sıkışmış kalmış. Kurtulamayınca başlamış ağlamaya. Bunu duyan minik cingoloz kuzu onu affetmiş ve kurtulmasına yardım etmiş. Kurt yaptığından utanmış. Sonra barışmışlar ve arkadaş olmuşlar. Ondan sonra rahat rahat mutlu bir şekilde elmaları beraber yemiş, şalgamları beraber kaynatmışlar.