Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Müzik Cem Karaca'yı yeni nesle tanıtacak "Merhaba Gençler" albümü çıktı

        8 Şubat, Cem Karaca’nın 14. ölüm yılıydı. Onun anısını yaşatmak için Sude Bilge Demir prodüktörlüğünde bir albüm yayınlandı: “Merhaba Gençler”. Sıla’dan Mehmet Erdem’e, Can Bonomo’dan Ayşen Gruda’ya birçok isim en sevdikleri Cem Karaca parçalarını yorumladı. Cem Karaca’nın oğlu Emrah Karaca (41) ise albümde yok... Emrah Karaca çok gerçek bir adam. Babasıyla anılarını, bu yıl 50. yılını kutlayan Moğollar’la kesişen hikâyesini, bu albümde neden yer almadığını tüm içtenliğiyle anlatıyor. Bazı sorulara kimi zaman uzaklara dalarak kimi zaman gözleri dolarak yanıt veriyor. Zaman onları tekrar bir araya getirmeyecek belki ama baba-oğul ilişkileri sahnede devam ediyor... HT Cumartesi'nden Ekin Türkantos'un haberi...

        REKLAM

        Neden albümde yer almadınız?

        “Albüm yaptı, babasının şarkısını söylüyor” desinler istemedim. Projeye dışarıdan bakmak istedim.

        Bu hayatınızı çok kısıtlayan bir şey, değil mi?

        Evet, öyle bir durum var. Bu albümün sebebi Cem Karaca’yı anmak. Biz sahnede anıyoruz, şimdi başkaları ansın. Amaç oydu. O çekimserlik biraz da benim kaderim. Adımlar temkinli atılıyor.

        Müzikle ilgilenmeye başladıkça, onun yolundan gittikçe ve yaş aldıkça Cem Karaca’nın şarkılarında, hayata bakışında neler buldunuz?

        Biz 8 senelik dönemi ayrı geçirdik. O çocuk kafasıyla ben bu süreci babamın söylediği şarkılara bağladım. Politik kimliği olan bir yolu seçmeseydi bugün bildiğimiz Cem Karaca olmayacaktı belki ama ben de babamdan ayrı kalmayacaktım. Müzikten uzak kalma sebebim de bunlardı. 94’te müziğe merak duyunca işin rengi değişti. Babam sahne aldığı yerlerde beni çağırıp şarkı söyletiyordu ama yanınızda Cem Karaca varken şarkı söylemek bir işkencedir. Kendim olamıyordum. Daha sonra Moğollar süreci işin içine girince şarkıları daha iyi anladım. Şarkıların bugün de dinleniyor olması gerçeklikten kaynaklanıyor. Dışarıdan baktığımda yaptığı şeyin doğru olduğunu düşünüyorum. Bunun biraz geç farkına vardım. Benim bakışım duygusal olduğu için çok objektif olamıyorum.

        REKLAM

        ‘PAPAĞAN OLMA, ÖZGÜN OL’

        Onun gibi söylemekten uzak durdunuz ve sizin yorumculuğunuz da çok beğenildi...

        Cem Karaca şarkılarını söylemek zordur ve çok kendine has bir yorumu var. Zaten bana “Bu işi yapacaksan benim gibi söyleme, papağan olmaya gerek yok. Özgün ol, ne yapıyorsan yap” demişti. Çok özgün oldum mu, hayır. Hâlâ Cem Karaca şarkıları söylüyorum sahnede ama inanın kendim gibi söylüyorum. İnsanlar konserlere geldikçe önyargıları yıkılıyor. Konser konser insanları kazanmak zor yani. Biz popüler olma yolunu hiçbir zaman seçmedik Moğollar’la. Başkaları yurtdışında konser verince “Avrupa turnesi” diyor ama biz senede yüzlerce konser verip dillendirmiyoruz. Moğollar 50. yılında, halen faal. Bana sahnede babamı anma fırsatı verdikleri için her zaman onlara müteşekkirim.

        Size ilk teklif geldiğinde ne hissettiniz?

        REKLAM

        Çok korktum tabii. Ve hep kaçtığım şeyin içinde buldum kendimi. Onlardan teklif gelince “Hayır” demek aklımın ucundan bile geçmedi. Cem Karaca’nın oğlu olmak avantaj ama yeterince sorumluluğu var. Yapacağım işler üzerimde hep bir baskı yaratıyor, bir de Moğollar var. 40 yıllık grubun içinde bir anda solist olma durumu gerçekten ürkütücü. O isimlerle sahnede bir arada olmak bir yana, önünüzü iliklersiniz yani. Dolayısıyla omzumun birinde Cem Karaca diğerinde Moğollar baskısıyla çıktım. Ama onlar beni çok rahatlattılar. 10 yıl oldu, ben bile şaşırıyorum.

        ‘Babamla sabahlara kadar şarkı söyledik’

        Çok zor bir adam mıydı Cem Karaca?

        İşinde çok titizdi. Son albümüne başlarken Kıbrıs’ta okuyordum. Babamın çalkantılı dönemleriydi. Telefon etti, “Ne yapıyorsun orada?” dedi. “Ne yapacağım, okuyorum” deyince bana “Ne okuyacaksın hadi atla gel, müzik yaparız sahneye çıkarız” dedi. Valla benim de işime geldi, uluslararası ilişkiler bölümünü burslu kazanmıştım, bırakıp geldim. Evde sabahlara kadar şarkı söyledik, ben kaydettim. Sonra onlar o albüme girdi. Her anlamda dominanttı. Keşke olsa şimdi şu kapıdan girse, aurası enteresandı. Şimdi bunlar benim için paha biçilmez anılar.

        Peki kırgınlığınız geçti mi?

        Geçmedi tabii, o geçmez. Giden için kolay, geride kalan için zor. Halledemediğiniz şeyler hep sizle kalıyor. Üzerine perde çekiyorsunuz, bu defa özlem ve “keşke”ler artıyor. İtiraf gibi oldu ama. Özlem hepsinin üzerini örtüyor.

        REKLAM

        Ondan öğrendiğiniz en değerli şey ne?

        Öğrendim ama uygulayabildim mi, bilmiyorum. Doğru bildiğin yolda ilerlemek en büyük mottosuydu. Kariyeri Türkiye’den gidişiyle sarsıldı. Almanya’da kim bilir Cem Karaca’yı? Orada Almanca albüm doldurup tiyatro oyunu yazdı. Her şeye sıfırdan başlama gücü vardı. Seyirciye oynasaydı, konserden konsere koşardı. Ama o an neyi yanlış görüyorsa ona şarkı yapıyordu. Hata mıydı? Sözünü esirgemedi.

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa