Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Röportajlar Binnur Kaya: Disiplin başarıyı getiriyor

        ‘Sen Kiminle Dans Ediyorsun?’ filminin oyuncuları Binnur Kaya, Demet Özdemir ve Uraz Kaygılaroğlu HT Magazin’e anlattı.

        Sohbet etmek için sabahın erken saatlerinde buluştuk Binnur Kaya, Demet Özdemir ve Uraz Kaygılaroğlu ile. Tanışmalarına vesile olan ve çekimleri 40 gün süren BKM imzalı ‘Sen Kiminle Dans Ediyorsun’ onları çok yakın üç dost yapmış. Röportajımız süresince birbirlerinin ellerini bir an olsun bırakmadılar. İşte üç başarılı oyuncunun filmlerine ve hayata bakışı…

        Filminiz hayırlı uğurlu olsun. Konusunu kim anlatmak ister?

        Uraz Kaygılaroğlu: Ben anlatayım. Selim yani ben psikiyatrım, Aysel (Demet Özdemir) hasta. Aysel, intihar denemesinde Selim’le karşılaşıp tanışıyor. Yaptıkları seans sonunda, dans etmenin onu mutlu edeceğini saptıyorlar ve bir dans hocasına gidip bu sorunu kökünden çözüyorlar. Dans hocası da Binnur Kaya oluyor. Böylece macera başlıyor.

        Binnur Hanım, öğrencileriniz nasıldı?

        Binnur Kaya: Muazzam, gerçekten harikalar. Dansa âşık ama elinden geldiği kadarını yapabilen bir kadını oynuyorum. İçinde tekvando bile olan bir dans okulum var. (Gülüyor) Bu iki gençle tanışmamla birlikte benim de hayatım olağanüstü bir hal alıyor.

        Kamera arkası görüntülerden gördüğüm kadarıyla her dansı yapıyorsunuz.

        B.K.: En son sanırım 10 yaşında zıplamıştım, ayağım yerden iki santim kalkmıştı. (Kahkahalar) 12 çeşit dans yaptım.

        Demet Özdemir: Özellikle horon ve hançer barında çok iyiydin.

        B.K.: Demet çok destek oldu. Bir yandan gösteriyor, bir yandan oynuyordu.

        Sizin hayatınızda dans büyük yer tutuyor… Bengü ile de dans etmiştiniz yanılmıyorsam?

        D.Ö.: Evet, 1.5 sene konserlerine gittim. Sonra oyuncu oldum. Hayat mücadelesi, para kazanmak için dansa başlamıştım. Sonra iki yıl tiyatro eğitimi aldım ve oyuncu oldum. Hiçbir şey sebepsiz değil. Boşu boşuna dans etmedim, şimdi bu film çıktı karşıma.

        Hayat ne getirdi, ne götürdü sizden?

        D.Ö.: Çok içime sinen işler geliyor ve doğru kararlar verdiğimi düşünüyorum. Getirisi çok, götürüsü hiç yok. Mesela dans etmeyi çok fazla istemiyordum ama şimdi benim için çok büyük bir getirisi olduğunu fark ettim.

        ‘AŞK HER YERDE’

        Dans provaları ve hareketli bir set... Film bittiğinde kaç kilo verdiniz?

        U.K.: Açığı kapattık biz, dans ettikçe yedik. Ama kalçalarım hiç olmadığı kadar sıkı şu anda. Teşekkürler Burak Aksak. (Kahkahalar)

        D.Ö.: Benim provalarda 3 kilo gitti. Her gün 3 saat prova yapıyorduk.

        B.K.: Bu soruya, net rakamlarla coşkuyla yanıt vermek isterdim ama veremiyorum. (Gülüyor)

        Sizi sanki pamuklar içinde koruyorlar Binnur Hanım.

        B.K.: Hepimizin birbirimize karşı öyle bir hissi var.

        D.Ö.: Film setinde 40 gün geçirildiği için “Bitecek ve hayatınıza devam edeceksiniz” demişlerdi. Ama hiç öyle olmadı.

        U.K.: Setin son günü gözlerimiz doldu, hüzünlendik.

        Şöhreti seviyor musunuz?

        U.K.: Sokak, yaptığınız işin karşılığını bire bir aldığınız yer. Bu anlamda güzel bir şey ama onun dışında, “Herkes beni tanısın” diye yapmıyorum.

        B.K.: Bana yolda “Binnur Hanım” ya da “Binnur Kaya” diye seslendiklerinde, fotoğraf çektirdiklerinde kendime gelmem beş dakikamı alıyor. “Adımı biliyor” diye düşünüyorum. (Gülüyor)

        D.Ö.: Oyuncu olacaksan, bunu kabul etmiş oluyorsun. Kendi ailesinde gördükleriyle seni kıyaslamaya çalışan çok insan var. Sosyal medyada karşı tarafın kırılacağını düşünmeden yorumlar yapılıyor.

        İlk tanındığınız günü hatırlıyor musunuz?

        D.Ö.: Bir hafta sonu sinemaya gittim, çocuklar yanıma geldi, “Demet Abla” dediler, kardeşlerine benzettiler zannetmiştim.

        B.K.: İlk yıllarımda televizyonda gözüküyor, sonra bitiyor diye düşünüyordum. İnsanlarda, “Tanıyorum ama nereden?” durumu oluyordu. “Ben oyuncuyum, televizyondan tanıyorsunuz” diyemiyordum. Tanınacağım hiç aklıma gelmiyordu.

        Uraz Bey, 64 kilo vermişsiniz. Nasıl başardınız?

        U.K.: Gerçekten kafayı takmanız ve disiplinli olmanız yeterli. Bu, hayatın her alanında geçerli. Büyütülecek bir şey değil.

        B.K.: Uraz da Demet de çok disiplinli insanlar. Bu başarı için çok gerekli.

        Size göre aşk nedir?

        B.K.: Aşk her şeyde var, hayata nasıl baktığınla ilgili.

        Kolay âşık olur musunuz?

        B.K.: O kadar kolay olmuyor. Önce saygı duymak gerekiyor, onun üstüne temeller kuruluyor.

        Aşık mısınız şu anda?

        B.K.: Yok değilim.

        U.K.: Hadi açıkla artık. Hadi söyle. (Kahkahalar)

        ‘BİNNUR DA BEN DE ÇITIRIZ’

        Tek evli sizsiniz Uraz Bey, tavsiye ediyor musunuz hanımlara evliliği?

        U.K.: Önce biraz hayatlarını yaşasınlar, gezsinler tozsunlar, daha yaşları genç. (Gülüyor)

        Var mı evlilik gibi bir düşünceniz?

        D.Ö.: Yok ya, Binnur da ben de daha çok genciz, çıtırız. Biraz eğlenip hayatın tadını çıkaralım. Güzel filmler yapalım, gerçi evlilik buna engel değil ama…

        Kalbiniz dolu mu?

        D.Ö.: Ben hiç böyle şeylere cevap vermeyeyim.

        Baba olduktan sonra hayatınızda neler değişti?

        U.K.: Uyku düzeni, yemek yeme alışkanlıkları, giderlerin artması ve kalpteki çarpıntı.

        Anne olma isteğiniz var mı?

        B.K.: “Ne kadar iyi baba olur” diyebileceğim biriyle ancak olabilir.

        D.Ö.: Daha o duygu bana gelmedi, herhalde bir zamanı var.

        ‘İZLERKEN ÇOK KEYİF ALACAKSINIZ’

        Seyirciye buradan neler söylemek istersiniz?

        D.Ö.: Çok samimi bir iş yaptık. Güleceksiniz de, ağlayacaksınız da.

        U.K.: İzleyen hiç kimse, “Ben niye bu filme geldim arkadaşım?” demez. Gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. İzlerken her anından çok keyif alacaksınız.

        B.K.: Yorgun bir çekim gününün sonunda eve gittiğimde, “Sabah olsa da tekrar sete gitsem” dedim. Bütün ekip şahaneydi. Herkesi bekliyoruz.

        ‘EYVAH, GÜLME GELECEK!’

        En eğlendiğiniz sahne hangisiydi?

        B.K.: Bu ayağını frenden çekmek gibi bir şey. Göz göze geliyor ve “Eyvah, gülme gelecek galiba” diyorsun. Ondan sonra ipin ucu kaçıyor.

        D.Ö.: Gülmekten çekemediğimiz sahneler oldu. Mesela Binnur’un, “Sabah görüşürüz” diyeceği bir yer vardı, 15 tekrar aldık. En sonunda yönetmenimizden azar işittik.

        ‘SEKSİ VE DE ÇOK KOMİK’

        Binnur Kaya’yı anlatın desem.

        D.Ö.: Seksi, gözlerine bakar mısın? Ve de çok komik.

        U.K.: Çok havalı. İlk toplantıyı Binnur’a bakakalarak bitirdim. O da bir iki bakış attı bana, içimi yaktı. (Kahkahalar) Olağanüstü bir insan ve tam bir duygu kadını.

        B.K.: Bu saydıkları her şey kendilerinde olan şeyler.

        ‘KOMEDİNİN CİNSİYETİ OLMAZ’

        Babanız gazeteciymiş. Sizin de gazeteci olma hayaliniz var mıydı?

        B.K.: Yok, hiç olmadı. Ben kendimi müziğe yakın hissediyordum.

        Nereden geliyor bu ilgi?

        B.K.: Ablam akordeon dersi alıyordu. Hoca gittikten sonra, akordeonu alıp duyduklarımı çalıyordum. İlkokuldayken mandolin kursuna gitmiştim. Sevgiden yoksun ve anlayışsız bir öğretmene denk geldim. Blok flüt kursuna geçiş yaptım ve Yıldız Öğretmen’le tanıştım. Bana müziği o sevdirdi.

        Şu an çaldığınız bir enstrüman var mı?

        B.K.: Yok ama ilkokul 3’te blok flüt kitabını tamamen bitirmiştim ve iki flüt aynı anda çalabiliyordum.

        En sevmediğiniz huyunuz?

        B.K.: İnadım, törpülemeye çalışıyorum.

        İnatçılığın size kaybettirdiği şeyler oldu mu?

        B.K.: Olmaz olur mu? En önemlisi esnek bir bakışa sahip olamamak.

        “Türkiye’de kadın komedyen olmak zor” deniyor, katılıyor musunuz?

        B.K.: Böyle bir algım yok ve bu tanımı anlayamıyorum. Erkek için ne kadar zorsa, kadın için de aynı. Zaten mesleği oyunculuk olan biri için komedi yapmak, güldürebilmek çok zor.

        BURÇLAR

        Şurada Paylaş!
        Yazı Boyutu

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ

        Habertürk Anasayfa