Alanyaspor-Beşiktaş maçı yazar yorumları

BÜLENT YAVUZ: Quaresma'nın penaltısını vermedi!

Kara Kartal nihayet 3 puanla tanıştı. Alanya’da hakem Yaşar Kemal Uğurlu görev yaptı. MHK’nin elde avuçta kalan performansı yüksek birkaç hakeminden biriydi. Ancak bu maçta yüksek performansını karşılaşmanın tamamına yansıtamadı. Maçta konuşulacak bir iki pozisyon vardı. İlk olarak Talisca’nın eline gelen topta tipik bir çarpma olayı vardı. Elle tamamen doğal konumda. Böyle penaltı olmaz, hakem de zaten vermedi. 41. dakikada ceza alanı içerisinde Quaresma topa sahipken ve gole yakınken Alanyalı Welinton, Portekizli futbolcunun diz ve baldır gelecek şekilde tekme atıyor. Bu, kurala göre çok açık bir faul olmalıydı. Yer de ceza alanı içerisi olduğu için hakemin penaltı vermesi gerekirdi. Hakem Uğurlu pozisyona yakın olmasına rağmen oyunu devam ettirdi. Bence bu, hakem adına talihsiz bir karardı.

UMUR TALU: NEGREDO BÖYLE BİR ŞEY İŞTE!

İki takımdan biri 19 gol atmış, diğeri 14’te kalmıştı. O vakit kabaca ilk takımı bir adım önde gösterirsin. Lakin 19 atanın kalesinde de 20 gol varsa, o takım favori olmaz ama güzel ve gollü bir maç müjdecisidir! Maç o müjdeye layık başladı. Dağınık ama saldırgan!

Alanya acele acele pozisyona girdi; sonrasında Oğuzhan neden iyi futbolcu olduğunu, kırmızı pabuçlu çocuğun maçın tamamını oynayabilse büyük futbolcu olabileceğini gösterdi. Golcüye, olgunlaşan soğukkanlılığına diyecek yok zaten.

Alanya çılgın takım, bırakmıyor ve o emekle talep ettiği penaltıda da pek haksız değildi. Bırakmıyor ya, ikinci şut denemesinde golü bırakıverdi. Böyle takımlara saygım büyük. Çünkü haddini bilmiyor! Bir isyanı oluyor. Futbolu ve birbirini severek oynuyor.

Beşiktaş’ın ligde “ekonomik oynama” problemi var. Top gezdiren ama çok koşmayan takım sendromu. Alanya ise lafı dolandırmadan “online” karşı kaleye koşup durdu ilk yarı. İlk yarım saat maç 3-1 Alanya lehine olabilir miydi? Kornerde 5-1 olmuştu bile.

Quaresma almak için her şeyi yaptığı halde bir penaltı da Beşiktaş’a vermedi hakem. Öyle ya, yorum!

Talisca şu an için takımın en yaşlısı; frikik atacak mecali bile yoktu sanki!

Şenol Güneş sinirlendiğinde Quaresma sol açıkta sol ayağıyla auta orta yapmıştı. Ama kabahat kimdeydi?

50’den sonra Beşiktaş kuşatmaya, bunaltmaya başladı. İşin sırrı birbirine yakın oynamakta demek ki. Hele yaş ilerlemişse, omuz omuza vereceksin! Orada da araya bir el sıkıştı. Artık Video Hakem bakar bunlara! İlk yarı 1-5 olan kornerlerde Beşiktaş 9-6 öne geçmişti o ara. Alanya’nın isyanı tükenmişti; isyan tükenince teslimiyet başlıyor. Negredo teslim almaya gelmişti: Baştan beri neden çift santrfor oynamadık diye vurdu kafayı! Çift santrfor, çift gol, bir nefes!

★

20 yıl önce Saffet Susiç, İstanbulspor, Şenol Güneş Trabzon’un başında 2-2’lik bir maç oynadıklarında, kadrolarında geleceğin çok sayıda teknik direktörü varmış meğerse: İstanbulspor’da; o gün 2 golü atan Aykut Kocaman ile Oğuz Çetin, Hamza Hamzaoğlu, Gökhan Keskin, Fuat Buruk, Saffet Akyüz; Trabzon’da Osman Özköylü, Tolunay Kafkas, Fatih Tekke, Hami Mandıralı, Ünal Karaman, Abdullah Ercan. Yani, bir oyuncuyu çalıştırırken, esasen geleceğin bir teknik direktörünü de çalıştırıyorsun. Aynı Blazeviç’in Susiç’i, Ahmet Suat Özyacı’nın Şenol Güneş’i gibi!

Hiçbir maç oynandığı saatte sıfırdan başlamıyor; her maçın uzun, derin bir tarihi var!

CEVDET ERGUN: KÖPEKBALIĞI

Avrupa’da yelkenleri şişiren, ligde ise kanadı kırık dolaşan Kartal, iki sezondur gösterime soktuğu filmlerin fragmanıyla maça başladı. Oğuzhan eski günlerini anımsatan bir asist yaptı, gelişimi ‘tez konusu’ Cenk için golü atmak çocuk oyuncağıydı. Daha sonra film Siyah-Beyaz perdeden bakanlar için sıkıcı bir görüntüye büründü. Finaldeki “Köpekbalığı” sahnesi ise Steven Speilberg ustanınkiler kadar heyecan vericiydi.

Babel, Q7’nin ‘penaltı’ beklediği pozisyonda verdiği pas hariç, sanki cezasının 2’den 1’e düşmesini kendisi de beklemiyormuş gibiydi. Ancak ikinci yarıda oyuna girdi. Talisca 2 şutunda kaleyi bulamayınca “Anderson’dan masallar” kıvamına geçti. Susiç, Q7’nin başına bir değil, kanadını Taha’yla desteklediği 3 bekçi vermişti. Buna rağmen 65’e kadar neredeyse tek çırpınan Portekizli’ydi. Alanya, Beşiktaş’ın 1 kornerine karşılık, ilk yarıda 5 korner kullandı, ilkinde yaklaştı, ikincisinde Welinton’la golü attı. İlk 45’lerdeki 6 golün tamamının 16-30 dakikalar arasında gelmesi, sadece istatistikle açıklanır bir şey değildi! Aynı iki hücum kanadının, kalecisine hatalı geri pası gibi... Fabri ilkinde Q7’ninkini atlattı, Babel’inki ise kornerden dönüp ağlara gitti. Kartal’ı ayakta tutan, Emre ve Efecan’ın şutlarında Fabri’nin elleriydi.

Başakşehir’in 20 puan yapıp 2.’liğe tırmandığı haftada, ‘ben gidiyorum’ diyen şampiyonluk treninin sesini duymuş olmalılar ki, ikinci yarıda oyuncular kişilik değiştirdi. “Talisca artık kızağa çekilmeli” diye düşünürken, forma adaletini övdüğümüz Güneş, Tolgay için Ozzie’yi kurban etti! Talisca, Negredo’yla değişti, forvet çiftlendi de eğrisi doğrusuna geldi.

Alanya kalesine abluka inanılmazdı... Vagner Love, Emre Akbaba gibi silahları olunca “Yersek bile, daha fazlasını atarız” mantalitesini benimseyen Susic’in savunması yine de çok iyi dayandı... Taa ki cezalı Caner’in kanadına geçen Adriano’nun, İspanya’da “Köpekbalığı” lakabı takılan Negredo’nun kafasıyla buluşan ortasına kadar. “35’i hedefleyen” Negredo, Beşiktaş için 5 gole bedel bir gol attı. Darısı Monaco’ya...

OTORİTE

Kulübede sürekli bir huzursuzluk. Q7’ye alışmıştık, şimdi alev topu büyüyor. Sadece bu iletişimsizlikte bile Tamer Tuna aranıyor!